18. Ceza Dairesi 2015/816 E. , 2015/1223 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kastenyaralama, hakaret, tehdit, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal, 4320 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
A- Sanığa yükletilen kasten yaralama, hakaret ve tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların Kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ..."nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B- Mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal ve 4320 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
1- Mala zarar verme suçu bakımından, TCK"nın 167/1-a maddesine göre, "haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin zararına suçun işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında ceza verilmeyeceği" hükmü ile aynı Kanun maddesinin 2. fıkrasındaki; haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin zararına olarak bu suçun işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında verilecek ceza yarısı oranında indirilir "hükmü de gözetilerek, sanık ve katılan hakkında ayrılık kararı verilip verilmediği araştırılıp, şahsi cezasızlık ve cezada indirim düzenleyen TCK"nın 167. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması,
2- Sanığın, Aile Mahkemesinin konuttan uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararına karşın, müşterek konuta girme eyleminin konut dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Hükümden sonra, 20.03.2012 tarih ve 28239 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 08.03.2012 gün ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 23/1. maddesi ile 14.01.1998 tarihli ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun tümüyle yürürlükten kaldırıldığı, anılan Kanunun, 13/1. maddesinde "Bu kanun hükümlerine göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi halinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hakim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur." şeklindeki düzenleme ile tedbire muhalefet eyleminin yaptırımının yeniden düzenlendiği, tanımlar başlıklı 2. maddesinin (c) bendinde ise hakim tanımının aile mahkemesi hakimini ifade edeceği düzenlemesi karşısında, tedbir kararlarına aykırılık halinde görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu anlaşıldığından, görevsizlik kararı verilmesi zorunluluğu,
4-Kabule göre de, TCK’nın 116/4. maddesinde düzenlenen cebir suretiyle konut dokunulmazlığını bozmak suçunun oluşabilmesi için, sanık tarafından kişilere karşı yöneltilen şiddet eylemi ile konut dokunulmazlığının bozulması arasında nedensellik bağının bulunması, şiddetin konut dokunulmazlığını bozmak amacına yönelmiş olması ve bu amacın gerçekleşmesi için araç olarak kullanılması gerekir. Yargılamaya konu somut olayda, sanığın, ne şekilde konut dokunulmazlığını bozmak amacıyla kişilere karşı cebir veya tehdit kullandığı veya suç zamanı net olarak saptanıp gece saatlerinde işlendiği açıklanmadan, TCK’nın 116/4. maddesinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."nin temyiz nedenleri ile kısmen tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 4320 sayılı Kanuna muhalefet suçu bakımından başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/05/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.