Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/301
Karar No: 2021/8733
Karar Tarihi: 22.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/301 Esas 2021/8733 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/301 E.  ,  2021/8733 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    No : 2019/61-2019/279

    Dava, 5510 sayılı Yasanın Ek 17. maddesi hükümlerine göre yapılan başvurunun davalı kurumca işleme alınmamasına dair yapılan işlemin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, 23/05/2018 tarihinde teşviklerden geriye doğru yararlanma başvurusunda bulunduğunu ancak sistemsel hata nedeni ile teşvikten yararlanılması gereken dönemde çalışan ve sonrasında işten ayrılan çalışanların ek ve asıl bildirgelerinin elektronik ortamda yapılmamasından dolayı yararlanamadığını ve Kurumca herhangi bir mahsup/ödeme işlemi yapılmadığını, 10/10/2018 tarihli başvuruya 60 gün içerisinde cevap verilmemesinden dolayı taleplerinin zımmen reddedilmiş sayıldığını, davalı Kurumun zımni red işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek güncel çalışanlar ile işten ayrılan çalışanların tamamı için yararlanılmayan teşviklerden faizi ile birlikte geriye dönük olarak yararlandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının, 23.05.2018 tarihli başvurusu üzerine tüm işlemlerin yerine getirildiğini ve mahsupların yapıldığını, 10.10.2018 tarihli dilekçeye konu tahakkuk işlemlerinin henüz sonuçlandırılmadığını, 7103 sayılı Kanun"un 70/3. maddesi uyarınca üç yıllık işlem süresi bulunduğunu belirtmek sureti ile hukuki yarar bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Davacı şirketin, davalı kurum nezdinde reddedilen bir başvurusunun bulunmadığı, davacı şirketin başvurusuna ilişkin işlemlerin devam ettiği ve 7103 sayılı Kanun madde 70 gereği ilgili talep hakkında mahsup işlemlerinin yapıldığı, davacı vekilinin iddia ettiği şekilde bir sistem hatasının mevcut olmadığı, 7103 sayılı Kanun gereği davalı kurumun ilgili işlemleri yapmak için üç yıllık süreye sahip olduğu ve bu sürenin henüz dolmadığı; dolayısıyla devam eden bir işlemin bulunması ve davalı kurumun bu işlemi yapmak üzere üç yıllık süresi varken davacı şirketin uyuşmazlık konusu hakkında dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın HMK madde 114/1-h gereği dava şartı olarak düzenlendiği ve dava şartlarının mahkemece yargılamanın tüm aşamalarında değerlendirilmesi gerektiği, anılan dava şartının tamamlanabilir dava şartlarından olmadığı ve 6100 Sayılı HMK madde 114/1-h gereği davacı şirketin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK madde 115/2 maddesi doğrultusunda usulden reddine dair karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Somut olayda; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun ek 17. maddesinin 01/04/2018 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması, eldeki davanın ise 07/02/2019 tarihinde yani anılan madde ile davalı Kuruma tanınan üç yıllık mahsup/ödeme süresi henüz dolmadan açılması, davacı vekilinin UYAP üzerinden Dairemize 07/01/2020 tarihinde gönderdiği dilekçe içeriği ve İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde; davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
    Sonuç olarak; dosya kapsamına, mevcut delil durumuna, ilk derece mahkemesinin gerekçesine, istinaf yoluna başvuranın sıfatına, ileri sürülen istinaf nedenlerine ve yukarıda anılan ölçütlere göre yapılan inceleme sonucu verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK"nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davasının kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacının dava açma hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde korunmaya değer bir yararı olmalıdır. Hukuki yarar bir dava şartı olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Dava açılmasında korunmaya değer bir hukuki yarar yok ise, davanın bu yönden esasa girilmeden reddi gerekir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
    Bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının mahkemece taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)"nin 6 ncı maddesi ve 1982 Anayasasının 36 ncı maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü” nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.
    Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H., Atalay, O., Özekes, M.; Medeni Usul Hukuku, ... 2011, s.297).
    Eldeki davada ise, davalı Kurumca yapılan işlemler nedeniyle davacı şirketin dava açmakta hukuki yararının varlığı açık olduğu gibi mahkeme gerekçesine esas olan 5510 sayılı Yasanın Ek 17. Maddesi hükümlerinde geçen üç yıllık sürenin davalı kurum lehine dava açılmasını engelleyici bir nitelik taşıdığına ilişkin yapılacak değerlendirme kişilerin dava açma ve hak arama özgürlüğünün aşırı derecede sınırlanması sonucunu doğurabilecektir.
    Açıklanan nedenlerle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının varlığı açık olduğundan işin esasına girilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi