13. Hukuk Dairesi 2018/4091 E. , 2019/12505 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca ve davalılar; ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, asıl davada, davalıların tapudaki hisselerini sözleşmeler yapılmak suretiyle devraldığını, ..., ..., ... ve ...’ın 114 parsel sayılı tarladaki hisselerini tam olarak; ..., ..., ... ve ...’in 119,114,131 parsel sayılı tarladaki hisselerini tam olarak; ... 131 parsel sayılı tarladaki hissesini de tam olarak satın aldığını; sözleşmenin üzerinden uzunca bir süre geçtikten sonra davalıların sattıkları yerlerin tapuda mülkiyetini davacı adına devretmeyerek sözleşmeye aykırı davrandıklarını ileri sürerek davalılar üzerine kayıtlı mezkur taşınmazların mevcut tapu kayıtlarının iptali ile davacı üzerine tapuya kayıt ve tesciline; bu talebi kabul edilmezse, söz konusu hisselerin bugünkü rayiç bedelinin tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit olunacak miktardan şimdilik 10.000,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen 2014/189 Esas sayılı dosyasında ise; aynı sebeplerle ... miraşçıları davalı ..."dan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava değerini 1.000,00 TL göstererek, davalıya satılan hisselerin davalılar adından iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın ... (...) Mirasçıları yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise bedel iadesi talebinin kabulü ile 550.275,00 TL’nin dava tarihi olan 04/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar ..., ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalının temyiz dilekçesinin, 09.12.2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve davacının katılma yoluyla kararı temyiz ettiğine dair dilekçenin 16.01.2017 tarihinde verildiği anlaşılmaktadır. HUMK."nun 433/II maddesi uyarınca katılma yolu ile temyiz talebinde bulunan tarafın 10 günlük süre içinde temyiz dilekçesini vermesi zorunlu olup, davacının yasal 10 günlük süre geçtikten sonra katılma yoluyla kararı temyiz ettiği anlaşılmakla davacının temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Her ne kadar mahkemece, davacının davasının ... (...) Mirasçıları yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise bedel iadesi talebinin kabulü ile 550.275,00 TL’nin dava tarihi olan 04/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; HMK."nun 297/2. maddesi gereğince hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanunun 389 maddesinde de, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Öte yandan davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip, asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Somut olayda asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Bu hali ile verilen karar HMK."nın 297/2.maddesine uygun değildir. Mahkemece asıl ve birleşen davalar bakımından az yukarıda açıklandığı şekilde ayrı ayrı HMK.’nın 297/2. maddesine uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Kabule göre de HMK 26 maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." düzenlemesinin de dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
3-Bozma nedenine göre bir kısım davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenler davacının temyiz dilekçesinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 9.399,00 TL. harcın davalılar; ..., ..., ..., ... ve ..."a iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.