Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8573
Karar No: 2012/13059
Karar Tarihi: 25.12.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/8573 Esas 2012/13059 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, söz konusu taşınmazların davalıların adına kayıtlı olduğunu iddia ederek tapu kayıtlarının iptalini ve kendi adına tescilini istemiştir. Ancak mahkeme, taşınmazların miras yoluyla davacıya geçtiğine dair yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bu nedenle 26.7.1962 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ilgili bir değerlendirme yapılamamıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise TMK.nun 640 ve 702. maddeleri, ve TMK.nun 701 maddesidir.
8. Hukuk Dairesi         2012/8573 E.  ,  2012/13059 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.03.2012 gün ve 29/129 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.12.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteniğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili, Çamlıçatak Köyü 133 ada 5 ve 6 parsellerin tapuda ...,..,....,...,...,... ve ... adına tespit gördüğünü, davalılar adına tespit gören ve iki parsel haline getirilen taşınmazın evveliyatında bir bütün halinde... ve ... ile diğer hak sahipleri tarafından kullanılmakta iken taşınmazın davacının babası ... tarafından satın alındığını, satın alınan bu taşınmazın babası tarafından sağlığında davacıya devredildiğini, ..."in satın aldığına dair senedin kaybolması üzerine davacının aynı taşınmaz için ikinci defa ve yeniden bedel ödemek suretiyle satın alma işlemi yapıldığını, dava konusu taşınmazların davacıya devredilmediğini açıklayarak 133 ada 5 ve 6 parsellerin davalılar adına yapılan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
    Davalılar ..., ..., ..., ...,..,...,..., ... ve ..., tesbitin kesinleştiğini zamanaşımı süresinin dolduğunu, satış vaadinin zamanaşımına uğradığını, davacının taşınmazı muris İsmail’den kiralayarak kullandığını, eski tapu kayıtlarının bulunduğunu açıklayarak reddini savunmuşlardır.
    Davalı ...,...’ın varislerinin toplanarak adı geçen kızkardeşlerin vekaletnamelerini ...’a verdiğini, eşi olan Hanım’ın vekaletnameyi aldıktan sonra tapuları alıp kendine sattığını, tapuya rağmen davacı ...’nin arazilerine sahip çıktığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    2003 yılında yapılan kadastro çalışmalarında dava konusu 133 ada 5 parsel, 31.3.1938 tarih 1444 sıra, 133 ada 6 parsel ise 31.3.1938 tarih 1445 sıra sayılı tapu kayıtları uygulanarak 1/5 paylı şekilde ...oğlu...,...evlatları ..., ... ... ve Sona adlarına tesbit edilmiş, tutanaklar 1.2.2005 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmişlerdir. 19.12.2009 tarihinde kesinleşen ancak tapuda infazı henüz yapılmayan Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2.10.2009 tarih 2009/247 Esas 2009/367 Karar sayılı ilamı ile maliklerini isim ve soyisimlerinin "... evladı ...", "İsmail evladı ...", "İsmail evladı Siyedir Altun", "İsmail evladı ..." olarak tashihine karar verilmiştir. Tapu kaydında 1/5 pay maliki Nebi oğlu ...yerine 23.10.2007 tarihi itibarıyla satış ve birleştirme sebebiyle Şeyh oğlu ... görünmektedir.
    Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazların bütün halde iken davacının babası ... tarafından hak sahiplerinden satın alındığı, satanlar tarafından da taşınmazların ...’e devredildiği, ...’in satın almaya ilişkin senedinin kaybolması üzerine davacının aynı taşınmaz için ikinci defa ve yeniden bedel ödeyerek ...Noterliğinin 26.7.1962 tarih 1396 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi senedi ile satın aldığını, 5 ve 6 parsellerin tamamının bütün halde 1950 yılından bu yana önce ... sonra davacı tarafından kullanıla geldiği, tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiği, buna rağmen davalılar adına yapılan tesbitin doğru olmadığı açıklanmış ve tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tescile karar verilmesi istenmiştir. Keşifte beyanda bulunan davacı ... de beyanında; 1951 yılında dava konusu taşınmazın bir kısmını ...dan bir kısmını ...’dan satın aldıklarını, taşınmaz üzerinde bulunan diğer evi de 1960 yılında Merdali Yener’in yaptırdığını, 1962 yılında ...’un oğlu ...’in taşınmazdan çıkmaları hususunda baskı yapınca onbin lira vererek taşınmazları kendisinin yeniden noter senedi ile satın aldığını, tapudaki isimler tutmadığı için tapuyu çeviremediklerini ifade etmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları, dava dilekçesinde yazılı satın almaları doğrulamışlar ancak taşınmazların ölene kadar ... tarafından öldükten sonra bir kısım mirasçıları tarafından kullanıldığını, ... mirasçıları arasında taksim yapılıp yapılmadığını bilmediklerini, taşınmaz üzerinde bir kısım mirasçılar tarafından kullanılan yerler olduğunu açıklayarak zeminde de göstermişlerdir. Mahkemece, ... mirasçıları arasında taksim yapıldığının ispatlanamadığı, ...’in davacı dışında mirasçılarının da olduğu, mirasçılardan birinin tek başına dava açarak adına tescil isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın, dava şartından reddine karar verilmiştir.
    Dosyada Uyap’tan alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre, davacının miras bırakanı-babası ... 6.6.1985 tarihinde ölmüştür. Murisin davacı dışında başka mirasçıları da bulunmaktadır. Davacının miras bırakanının ölüm tarihine göre TMK.nun 701 maddesi gereğince terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK.nun 640 ve 702.maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Yani tasarrufi işlemler tüm mirasçıların katılımıyla yapılabilir. Kural olarak, dava açmak da tasarrufi bir işlemdir. Miras bırakandan intikal ettiği iddiasıyla 3.kişilere karşı açılan davalarda, uyuşmazlık konusu taşınmazın taksim, bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığının kanıtlanamaması halinde, mirasçılardan biri veya bir kısmı adına tescil isteyemeyeceğine ve dava dışı mirasçılar olması halinde, tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığına göre işin esasına girilmeksizin davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekir.
    Az yukarıda açıklandığı üzere dava dilekçesindeki açıklamalar, keşifteki davacının beyanı ile mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının ifadelerinden, taşınmazın 1950 yılında davacının murisi ... tarafından satın alınarak taşınmazın kullanılmaya başladığı, 1962 yılında davacı yeniden ikinci kez satın almış ise de bu alımın tüm mirasçılar adına yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum muris ...’in ölene kadar taşınmazlarda zilyet olması, ölümü sonrasında da sadece davacının değil diğer mirasçılarının da kullanımlarının sürmesi ile doğrulanmaktadır. Bu nedenle davacının kendi satın almasından kaynaklanan hakka değil muris ...’den gelen miras hakkına dayandığının kabulü gerekir. ...’in terekesinin taksim edildiği veya bağış vb. şekilde mirasçılardan birine veya bir bölümüne bırakıldığı da kanıtlanamadığına göre, mahkemece mirasçılardan biri tarafından kendi adına tescil istemi ile açtığı davanın yazılı gerekçe ile dava şartından reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Dava şartının bulunmadığı durumlarda davanın esasına ilişkin yargılama yapılamayacağına göre bu aşamada 26.7.1962 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ilgili bir değerlendirme yapma imkanı da bulunmamaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 25.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi