14. Ceza Dairesi Esas No: 2018/8372 Karar No: 2019/293 Karar Tarihi: 15.01.2019
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/8372 Esas 2019/293 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkum olduğunu ve hafif bir mental retardasyon rahatsızlığına sahip olduğunu belirtiyor. Ancak, cezai sorumluluğunun tam olduğu Adli Tıp Kurumu'nun raporunda belirtiliyor. Sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'na sevk edilip muayenesi yapılması gerektiği belirtiliyor. Mahkeme ayrıca, suç tarihi itibarıyla sanığın 18 yaşından büyük olup olmadığı belirtilmediği için şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği fazla ceza tayini yapılmaması gerektiğini söylüyor. Yerel mahkeme kararı bozulduğundan, lehe olan kanun hükmünün uygulanması ve kanunî sonucu olarak hak yoksunluklarına hükmedilmemesi gerektiği belirtiliyor. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK 32/2, TCK 31/3, TCK 53, TCK 7/2, 6545 sayılı Kanun'un 58, 59, 60 ve 61. maddeleri, 5237 sayılı Kanun'un 102, 103, 104 ve 105. maddeleri.
14. Ceza Dairesi 2018/8372 E. , 2019/293 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nden alınan 07.11.2013 tarih ve 140424 sayılı raporda; sanıkta hafif mental retardasyon rahatsızlığı bulunduğu, yapılan ruhsal değerlendirmesi sonucunda TCK 32/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin uygun olduğu tıbbi kanaatine varıldığı, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu"nun 24.03.2014 tarihli raporunda ise; sanıkta saptanan sınır mental kapasitenin ceza ehliyetini etkilemediği, cezai sorumluluğunun tam olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, sanığın dava dosyası ile birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"na sevk edilip gerektiğinde gözlem altına alınarak muayenesi yapıldıktan sonra, suç tarihi itibarıyla herhangi bir akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunup bulunmadığı, şayet varsa bu nedenle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamayacağı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususunda rapor aldırılıp, mevcut raporlar arasındaki çelişki giderilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 05.03.2013 tarihli yazısında mağdurenin doğum yaptığı 20.03.2006 tarihinde 32-34 haftalık hamile olduğunun belirtilmesi karşısında sanıkla mağdurenin 2005 yılı haziran ayı ile temmuz ayı içerisinde belirlenemeyen bir tarihte cinsel ilişkiye girdikleri anlaşılmakla, 10.07.1987 doğumlu olan sanığın söz konusu bu tarihlerde 18 yaşından büyük olup olmadığı belirlenemediğinden şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 31/3. maddesinin tatbiki gerekirken yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve sanığa verilen hapis cezasının kanunî sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi hususları nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususun nazara alınması zorunluluğu, Bozmayı gerektirdiğinden, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.