Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.10.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı E.. A.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu ..ada.. parseli lehine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ..ada .. parsel sayılı taşınmaz lehine, davalılara ait aynı ada .. ve ..parseller aleyhine geçit hakkı kurulmuş, hükmün davalılardan E.. A.. tarafından temyizi üzerine, Dairemizce doğu ve batı yönlerindeki yollara bağlantı sağlanıp sağlanamayacağı, sağlanamıyorsa .. parselden tek başına geçit kurulup kurulamayacağı ve bu durumda geçitin devlet karayoluna bağlanması sebebi ile Karayolları Genel Müdürlüğünce bir sakıncasının olup olmadığının araştırılması gerektiği gerekçesi karar bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yeniden yargılama sonucu, mahkemece 14.05.2013 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokide gösterilen yerden davacı lehine ..ada .. parsel üzerinde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan E.. A.. temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Somut olayda, gerek dosya içerisindeki bilirkişi raporu ve krokilerinde gerekse mahkeme kararının gerekçesinde veya hükümde geçit eninin kaç metre olduğu belirtilmediği gibi, geçit hakkı taşınmaz lehine değil davacı lehine kurulmuştur. Bu tür davalarda taşınmazların leh ve aleyhine geçit kurulmasına karar verilmeli, geçit kurulurken önce geçit kurulması talep edilen bir taşınmazın lehine ve başka bir taşınmazın da aleyhine olacak şekilde geçit kurulan parsel numaraları belirtilmeli, geçit güzergahı da denetime elverişli bilirkişi rapor ve krokisine atıf yapılarak tereddüte meydan vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın yatırana iadesine, 02.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.