17. Hukuk Dairesi 2014/8619 E. , 2016/8448 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasındaki ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, taraf vekilleri ve ihbar olunan vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, yaya geçidinden karşıya geçiş yapmaya çalışan davacıların oğluna çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davalı sürücünün kazada kusurlu olduğunu, davacıların desteği durumunda olan oğullarının market işletip davacılara baktığını, davacıların kaza nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 5.000,00 TL. maddi ve 15.000,00 TL. manevi olmak üzere toplam 40.000,00 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 13.09.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam maddi tazminat taleplerini 28.155,56 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, davacıların fiili destek olduğunu ileri sürdükleri oğullarının sağlık koşulları bakımından davacılara destek olmasının mümkün olmadığını, murisin kendisinin bakıma muhtaç olduğunu, maddi tazminat talebinin yersiz olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, kazada davalı sürücünün kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
...
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacılar murisinin akıl hastası ve sara hastası olması nedeniyle davacılara ekonomik destek vermesinin hayatın olağan akışına göre mümkün olmadığı, davacıların murisin mevcut ve muhtemel destek olacağı hususunu ispat edemediği gerekçesiyle davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine; davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacılardan her biri için 4.000,00 TL"den toplam 8.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalılar vekili ve ihbar olunan vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalılar vekilinin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İhbar olunan ..... vekilinin temyiz talebi yönünden; 6100 sayılı HMK"nun 61. maddesinde "Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir" düzenlemesine yer verilmiştir.Usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan gerçek veya tüzel kişi lehine ya da aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu kural uyarınca dava dilekçesinde, davalı olarak gösterilmeyen taraf, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi bu durum onu davanın tarafı haline de getirmez. Keza HMK"nun 61 vd. (HUMK"nun 49 vd.) maddeleri gereğince, ihbar olunan kimse davada davalı sıfatını kazanmadığından lehine ve aleyhine hüküm kurulamaz.Bu durum kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan mahkemece re"sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda ise; davacılar vekili tarafından davalılar ... ile ... aleyhine dava açılmış olup davalılar vekilinin talebi üzerine dava.... ihbar edilmiştir. Bu durumda, ihbar olunan hakkında, davacı tarafından usulüne uygun açılmış bir dava olmadığı halde, ihbar olunan sigorta şirketinin karar başlığında davalı gösterilmesi ve aleyhine hüküm verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
...
3-Davacılar vekilinin temyiz talebi yönünden; davacılar, kazada ölen oğullarının, işlettikleri markette kendilerine yardımcı olduğunu ve bu şekilde destek sağladığını ileri sürerek maddi tazminat talebinde bulunmuş; davalı taraf, ölenin kendi sağlık durumu nedeniyle davacılara destek sağlamasının mümkün olmadığını savunmuş; mahkeme ise, davacı babanın ölen oğlunun kayıp olması üzerine polise yaptığı şikayette, oğlunun akıl hastası ve sara hastası olduğunu ifade etmiş olmasını gerekçe göstererek, ölenin davacılara destek olamayacağını kabul etmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Davacıların ölen oğlunun, davacılara sağlayacağı destek nedeniyle talep edilebilecek tazminat miktarının hesaplaması bakımından alınan 22.05.2013 tarihli bilirkişi raporunda, ölenin sara hastası olmasının beden gücüyle çalışıp davacılara destek olmasına engel teşkil etmeyeceği, kendini idare edemeyecek derecede ve denetime muhtaç boyutta akıl hastalığının bulunması halinde ise davacılara destek olamayacağı yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkeme tarafından raporun anılan son kısmına itibar olunmuş, ayrıca kaza öncesinde ölenin kaybolması nedeniyle polise yapılan şikayette kullanılan bir kısım ifadeler esas alınarak, ölenin davacılara destek olamayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Anılan hususlar dışında, davacıların ölen oğlunun akıl hastası olduğuna dair herhangi bir tıbbi belge, rapor ve başkaca delil dosya kapsamında mevcut değildir.Kişinin akıl hastası olup olmadığı ve derecesi ile bu hususun ailesine destek olmaya engel teşkil edip etmeyeceğinin belirlenmesi, tıbbi birtakım incelemeleri de gerektiren teknik bir konudur.
Bu durumda mahkemece, ölenin sara hastalığı ve akıl hastalığına ilişkin tıbbi belgelerinin ilgili yerlerden getirtilmesinden sonra, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, ölenin akıl hastalığının bulunup bulunmadığı, varsa bu hastalığının başkalarının bakımı olmadan kendini idare etmesine engel teşkil edip etmediği, hastalığın denetim gerekliliğine yol açan bir boyutta olup olmadığı, davacıların iddia ettiği biçimde bedensel güç kullanarak markette çalışıp ailesine destek olmasına engel nitelikte olup olmadığı konularında rapor alınarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
...
4-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davacılar vekilinin yukarıdaki bent (3 nolu) dışında kalan sair temyiz itirazları ile davalılar vekilinin, kusura ilişkin temyiz itirazları dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, ihbar olunan...A.Ş. vekilinin ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazları dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 03/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.