17. Hukuk Dairesi 2014/8136 E. , 2016/8445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... şirketleri vekilleri tarafından süresi içinde ayrı ayrı temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacılar murisinin sürücüsü olduğu ve davalı ..."nın trafik sigortacısı olduğu araç ile davalı ... Sigorta"nın trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı kazada, davacılar murisinin öldüğünü, kazada destekleri olan murislerini kaybeden davacıların maddi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eş ... için 125.000,00 TL, .... için 40.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL. ve ... için 15.000,00 TL. olmak üzere toplam 200.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte, her bir davalının poliçe limitleriyle sınırlı olduğu miktarlara göre müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiş; 15.11.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam talebini 240.327,22 TL"ye yükselterek bu bedelin tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili, kazada sigortalılarının kusursuz olduğunu, sigortalılarının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davacılar murisinin fiili destek durumunun ispatı gerektiğini, kusur ve zarar konularında rapor alınması gerektiğini, davadan önce başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile davacı eş ... için 147.420,92 TL, davacı ... için 13.778,65 TL, davacı ... için 18.113,51 TL, davacı ... için 61.014,14 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan her biri için kendi poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm; davalı ... vekili ve davalı Euro Sigorta vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ...vekili ve ... Sigorta A.Ş vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacıların babası/eşi olan desteğin ölümüyle sonuçlanan kazadaki sürücü kusurlarının belirlenmesi bakımından, bilirkişi raporu alınmadığı; ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/280 sayılı dosyasındaki kusur raporunun benimsendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece benimsenen ceza dosyasındaki kusur bilirkişi raporu incelendiğinde; davalı ... Sigorta"nın trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün % 35, davacıların desteğinin ise %65 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, ceza davası sonunda bu kusur oranlarına itibar edilerek, sanık sürücü hakkında verilen hapis cezası için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesi"ne etkisi, TBK"nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanununun 74. maddesinde "Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz" hükmü öngörülmüştür.Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı
ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hakiminin hukuk hakiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır (Hukuk Genel Kurulu - 2008/4-564 E, 2008/536 K.).
Davaya konu kazanın oluşumunda, kazaya karışan her iki araç sürücüsünün de kural hatasının bulunması, davalı ... şirketlerinin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde kusur oranlarının doğrudan etkili olması, ceza mahkemesi tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmemiş olması, TBK"nun 74. maddesi gereği ceza mahkemesince benimsenen kusurun hukuk hakimini bağlamayacaktır.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen murislerinin desteğinden yoksun kaldıkları gerekçesiyle, hem desteğin sürücüsü olduğu aracın hem de karşı aracın trafik sigortacısından tazminat talebinde bulunmuş, hükmedilecek tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş; mahkemece de bu istem kabul edilerek davacılar için hesaplanan tüm tazminattan her iki davalı müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
2918 sayılı KTK"nun 91/1. maddesi "İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur" hükmünü amirdir. Kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK"nun 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır.
Davalılardan ... Sigorta A.Ş davacıların mirasbırakanı olan sürücünün kullandığı aracın ZMMS"cısıdır. H.G.K 15.6.2011 tarih 2011/17-142 sayılı kararında da tartışıldığı gibi kusurlu sürücü mirasçıları bu davayı açabileceklerdir. Eldeki davada aynı zamanda kısmi kusurlu olan karşı
aracın sigortacısı da davalı konumunda olduğu gözönüne alınıp somut olayın özelliğine göre yukarıda açıklandığı gibi konusunda uzman bilirkişi kurulundan davalıların trafik kazasındaki kusur durumlarının tesbitiyle bu oranlarda sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere müteselsilen tazminattan sorumlu tutulmaları doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve ... Sigorta A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile her iki davalı yararına hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 03/10/2016 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, çift taraflı kazada sürücü murisin ölümü nedeniyle mirasçılarının destek tazminatı talebine ilişkin olup, dava her iki aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketleri aleyhine açılmıştır. Davalı ... şirketleri 2918 sayılı KTK"nın 91/1.maddesi gereği işletenlerin hukuki sorumluluğunu poliçe limitlerine kadar temin etmektedir. Trafik kazası sonucu işletenler dışında, sürücü vefat etmiş olup 3.kişi sayılan mirasçıları dava açmışlardır. Bu durumda, her iki işleten de zarar görenlere karşı TBK"nun 61-62.maddelerine göre müteselsilen sorumlu oldukları gibi daha özel Yasa olan 2918 sayılı Yasa"nın 88.maddesi gereğince de müteselsilen sorumludurlar. İşletenler müteselsilen sorumlu olduklarından işletenlerin hukuki sorumluluklarını üstlenen ZMMS şirketleri de müteselsilen sorumludur. Müteselsilen sorumlu olanlardan biri zarar görenin zararını karşıladıktan sonra iç ilişkide karşı yana kusuru oranında rücu edebilecektir.
Bu nedenle Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.