Ceza Genel Kurulu 2019/625 E. , 2020/125 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 867-234
Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan sanık ...’ın TCK’nın 205/1 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.12.2009 tarihli ve 1363-1214 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 22.10.2014 tarih ve 29964-17209 sayı ile;
“Suça konu sahte mahkeme ilamının 25.07.2007 tarihinde Antalya Emniyet Müdürlüğü"ne ibrazından sonra 27.07.2007 tarihinde Mahkeme karar kartonunda yapılan incelemede, sanık hakkındaki hükmün mahkûmiyet olduğu tespit edilip fotokopisi alınıp onaylanarak soruşturma dosyasına eklendiği, ayrıca sanığın emniyet müdürlüğünde bulunan silah ruhsat dosyalarında da mahkûmiyet hükmünün yer aldığı, yazı işleri müdürü onaylı sahte oluşturulan beraat ilamına ilişkin mahkeme yazı işleri müdürü ve kalem personelinin ifadelerinin tespitini müteakip 24.08.2007 tarihinde mahkeme karar kartonunda yapılan incelemede ise bu kez 27.07.2007 tarihinde karar kartonunda yer aldığı tespit edilen adli sicil kaydından silinen 31.10.1994 tarihli mahkûmiyet hükmünün suça konu sahte beraat kararı fotokopisi ile değiştirildiğinin tespit edildiği iddiasıyla resmî belgeyi yok etmek suçundan açılan kamu davasında; sanığın olayla ilgili olarak ilk ifadesinin Cumhuriyet savcılığınca 03.09.2007 tarihinde tespit edildiği, bu tarihten önce resmî belgede sahtecilik suçundan yapılan soruşturmadan haberdar olduğuna ilişkin kanıt bulunmadığı, sanığın bizzat sahte ilamın bulunduğu karar kartonuna ulaşma imkanının olmadığı, beraat kararı olarak değiştirilen Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.1994 gün ve 1994/906-982 esas, karar sayılı mahkûmiyet hükmünün yasal koşullarının oluşması nedeniyle adli sicil kaydından silinmesine karar verildiği, kaldı ki sanığın adli sicil kaydından silinen bu mahkûmiyet kararının varlığına rağmen olay tarihlerinden önce silah taşıma ruhsatları aldığı, bu mahkûmiyete ilişkin GBT kayıtlarının gerek silah ruhsatı alması gerekse yurt dışına giriş-çıkış gerekse diğer hukuki işlemlerde yasal olarak bir engel oluşturmayacağı için bu kayıtların silinmesi amacıyla sahte ilam oluşturma veya karar kartonundaki gerçek ilamı yok etme gibi ağır sonuçları olabilecek eylemlere tevessül etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı anlaşıldığından Emniyet Müdürlüğünde ve soruşturma dosyasında onaylı örnekleri bulunan mahkûmiyet ilamının karar kartonundaki aslını yok etmek suretiyle resmî belgeyi yok etmek suçunu bizzat işlediği veya herhangi bir kişiyi azmettirdiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığı gözetilmeden anılan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 26.03.2015 tarih ve 867-234 sayı ile, bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2018 tarihli ve 209788 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca, kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 26.09.2018 tarih ve 4783-7280 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Ruhsatsız tabanca taşımak suçundan Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.10.1994 tarihli ve 1994/906-982 sayılı kararı ile mahkûm olan sanığın, söz konusu mahkeme kararı sanki beraat kararıymış gibi Mahkemenin yazı işleri müdürü tarafından imzalanıp mühürlenerek aslı gibidir yapılmış mahkeme ilamı ile birlikte 26.07.2007 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğüne müracaat ederek bilgi formunun silinmesini talep ettiği, emniyet görevlilerince durumdan şüphelenilip Mahkemeden sorulduğunda belgenin sahte olduğunun anlaşıldığı, bu durum Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilip soruşturma başlatıldıktan sonra 24.08.2007 tarihinde Mahkeme kalemindeki eski kararların emniyetteki kayıtlar ile karşılaştırılması yapılırken bu defa Mahkeme karar kartonundaki asıl mahkûmiyet içeren ilamın nüshasının yok edilip yerine bahsi geçen sahte oluşturulmuş beraat hükmü içeren ilamın tasdikli fotokopisinin konulduğunun tespit edildiği, sanığın bu şekilde Mahkeme karar kartonundaki gerçek nüshayı yok ettiği veya kim olduğu belirlenemeyen birine ya da birilerine yok ettirdiği iddiası ile kamu davası açıldığı,
Suça konu mahkeme ilamının karar kartonunda bulunmadığının tespit edildiği 24.08.2007 olan suç tarihinde sanık ...’ın on sekiz yaşından büyük olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Sanık ...’e atılı resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu, 5237 sayılı TCK’nın 205. maddesinde;
“Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” şeklinde düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK"nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 tarihli ve 978–250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Sanık ...’e atılı resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun yaptırımı, suç tarihinde yürürlükte olan TCK’nın 205. maddesinin birinci cümlesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir. Buna göre, TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, aynı Kanun"un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise on iki yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 24.08.2007 tarihinde gerçekleştirdiği iddia olunan eylemle ilgili olarak, iddianame tarihinin 18.10.2007 olduğu ve zamanaşımının son olarak sanık ... hakkında verilen 26.03.2015 tarihli mahkûmiyet kararıyla kesildiği de gözetildiğinde, TCK"nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen on iki yıllık kesintili dava zamanaşımı süresi 24.08.2019 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, sanık ... hakkında resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçu yönünden Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükmün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık ... hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli ve 867-234 sayılı direnme kararına konu resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 20.02.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.