Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14352
Karar No: 2019/4596

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14352 Esas 2019/4596 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14352 E.  ,  2019/4596 K.

    "İçtihat Metni"

    ......

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı dava dilekçesi ile ...... parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu ancak kadastro çalışmaları sırasında 599 parsele bitişik olan ve müvekkiline ait bulunan yerin belirlenmediğini, bu alanın 3302 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman tahdit sınırları dışına çıkarıldığını, bu alanda müvekkiline ait ve meyve ağaçları bulunduğunu, bidayetten beri müvekkilince kullanıldığını vergilerinin ödendiğini, Hazineye ait bu yerin yıllardan beri müvekkilince tasarruf edildiğinden zilyedlik koşullarının oluştuğunu, bu nedenle .... köyü 599 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğindeki davacı zilyetliğindeki arazinin davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen 15.01.2003 tarihli karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02.12.2003 tarih ve 2003/7562 E. - 7935 K. sayılı kararı ile "Taşınmazın 1972 tarihinde yapılan ilk kadastro çalışmaları sırasında hangi nedenle tespit dışı bırakıldığı ve o tarihte niteliği belirlenmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı, orman bilirkişi raporu ve orman sınırlandırma harita ve tutanaklarına göre dava konusu taşınmazın kuzeydoğusunda bulunan 599 parsel nitelik kaybı sebebiyle 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılmış olduğundan paftaya göre orman sayılan alan ile nitelik kaybı sebebiyle orman sınırları dışına çıkarılan alan arasına sıkışmış bulunan dava konusu taşınmazın ormanlık alan ve orman dışına çıkarılan bölümden ayrı ve bağımsız bir taşınmaz niteliğinde bulunup bulunmadığının gereği gibi araştırılmadığı, taşınmazın 1972 tarihinde hangi sebeble tespit dışı bırakıldığı, o tarihteki niteliğine göre kazanılmaya elverişli yerlerden olup olmadığının araştırılması" gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kısmen kabulü ile 3317,86 m2"lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairenin 20/09/2010 tarih ve 2010/922 E. - 2010/10776 K. sayılı ilamı ile "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının
    .......


    ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    O halde; dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile Medeni Kanunun 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler .....toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir ..... (....) mühendisi, bir jeoloji mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan ..... Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin;
    1) Orman sayılan veya orman rejimine girmiş (15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliği madde 26) yerlerden yada 3402 sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tabi olmayacak, kamu mallarından olduğunun belirlenmesi (3402 sayılı Kanunun 16. md. A, B, C, D bentleri kapsamında kalan yerler),
    2) Kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması (3402 sayılı Kanunun 17/1. maddesi gereğince orman yetiştirilmek üzere ...... tahsis edilen arazi ya da başka bir amaçla kamu hizmetine tahsis edilen arazi, imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamaz. ..... 03.06.1998 gün 1998/8-347-394 ve 12.12.2001 gün 2001/20-118-1156 S.K.),
    3) İl, İlçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 sayılı Kanunun 17/2. md. HGK 25.04.2001 gün 2001/20-390-396 S.K.),
    4) Tescil davalarında, davanın açıldığı; kadastro tesbitine itiraz davalarında ise kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması,

    .....

    5) Kadastro tesbit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (HGK’nın 22/03/1995 gün 1994/8-873-216 ve 19/02/1997 gün 1996/8-768-100 ve 24/09/1997 gün 1997/20-372-718 ve 18/02/1998 gün 1998/8-15-129 sayılı kararları),
    6) O yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması (HGK"nın 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034 ve 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararları ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.),
    7) Dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (HGK"nın 21.01.2004 gün 2004/8-15-7 ve 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20-214-241 sayılı kararları),
    8) Kadastro (Tapulama) Komisyonu tarafından orman sayılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (HGK"nın, 24.10.2001 gün 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün 2002/8-183-187 sayılı kararları),
    9) 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fırkasında yazılı,
    a) 4785 sayılı Kanunla Devletleştirilmiş orman,
    b) 3116 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesine göre kamulaştırılmış orman,
    c) 6831 sayılı Kanunnun 3. maddesine göre orman rejimine alınmış yer,
    d) Aynı Kanunun 13. maddesinin (B) bendine göre orman olarak ağaçlandırılan veya ağaçlandırılacak yer,
    e) Aynı Kanunun 24. maddesine göre kamulaştırılan ya da diğer suretle orman yetiştirmek üzere kamulaştırılan yer,
    f) Devlet Ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan yer,
    g) Herhangi bir nedenle orman sınırı dışında kalmış orman,
    h) ...... orman olarak tahsis edilmiş yerlerden ağaçlandırılmış ya da ağaçlandırılmak üzere planlanmış saha,
    ı) Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alan olduğunun belirlenmesi halinde bu tür yerlerin herhangi bir şekilde komisyonlarca sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı düşünülerek başka bir araştırmaya gerek kalmadan Hazine davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmelidir (HGK’nın 15/03/2006 gün 2006/8-106-68 sayılı kararı).
    Yukarıda yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli,
    Somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; çekişmeli taşınmaz dere yatağına bitişik olduğundan jeoloji bilirkişi aracılığıyla çekişmeli taşınmazın dere yatağı olup olmadığı araştırılmalıdır.
    3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun
    ......

    3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." denilmek suretiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu, davanın reddi ile dava konusu taşınmazın (A) harfi ile belirtilen kısmında hava fotoğrafları, toprak yapısı ve mahalli bilirkişi anlatımlarıyla TMK"nın 713. maddesinde belirtilen en az 20 yıldır sürdürülen zilyetliğin bulunmadığı, imar ve ihya edilmek suretiyle taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının tarıma ve ekonomik amaca uygun hale getirilmediği, üzerinde bulunan birkaç tane ağacın sürdürülen zilyetliğin ve imar ihyanın kanıtı olmayacağı, raporda (B) harfi ile gösterilen 4.599,99 m2"lik dava konusu yerin ise orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığından bu tür yerlerde sürdürülebilir zilyetliğin hukuken korunamayacağı gerekçesiyle davanın reddi ile davalı Hazinenin TMK"nın 713/6 uyarınca tescil talebinin kabulü ile,
    18/09/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.233,54 m2"lik yerin son parsel numarasından sonra gelmek üzere yeni parsel numarası verilerek tespit vasfıyla TMK"nın 713/6. maddesi gereğince Hazine adına kayıt ve tesciline,
    18/09/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 4.599,99 m2"lik yerin TMK"nın 713/6. maddesi gereğince Hazine adına orman vasfı ile kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ilk orman kadastrosu 1939 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır. Daha sonra yapılan ve 13.12.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu 1972 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca orman olduğu saptanan taşınmazın bu niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, hükmün 2 nolu bendinde “18/09/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.233,54 m2"lik yerin son parsel numarasından sonra gelmek üzere yeni parsel numarası verilerek tespit vasfıyla TMK"nın 713/6. maddesi gereğince Hazine adına kayıt ve tesciline” denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; 2 nolu bentde yer alan “ Tespit vasfıyla TMK"nın 713/6. maddesi gereğince Hazine adına kayıt ve tesciline” cümlesi kaldırılarak, bunun yerine, “Hazine adına orman vasfı ile kayıt ve tesciline” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi göndermesiyle HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 27/06/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi