Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8677
Karar No: 2013/12894
Karar Tarihi: 18.09.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/8677 Esas 2013/12894 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacının maliki olduğu taşınmaz dava dışı kişiler tarafından el değiştirdikten sonra davalılar adına tescil edilmiştir. Ancak, sadece 11 nolu bağımsız bölümün cebri satış yoluyla başka bir kişiye ihale edildiği anlaşılmaktadır. Davacının temyiz itirazı bu bağımsız bölümle ilgilidir ancak ihale ile mülkiyet alıcısı geçtiği için kayıt maliki aleyhine açılan bir dava bulunmadığından itiraz yerinde değildir. Diğer 11 adet bağımsız bölüme ilişkin itirazları ise değerlendirilmemiştir çünkü hukuki sebepler belirtilmemiştir. Savunma dilekçesinde belirtilen muvazaa sözcükleri, temliki işlemlerin geçersizliğinin ileri sürülmesi amacına yöneliktir. Vekalet sözleşmesi tarafların karşılıklı güvenine dayanır ve vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme yükümlülüğü altındadır. Vekil eden iyi niyetliyse vekil edeni bağlar. Ancak, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisindeyse veya kötü niyetliyse vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerekir. Takip dosyasının getirtilerek incelenmesi ve araştırman
1. Hukuk Dairesi         2013/8677 E.  ,  2013/12894 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BAFRA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/01/2013
    NUMARASI : 2012/28-2013/59

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 1149 parsel sayılı taşınmazın 17.10.2006 tarihli vekaletname kullanılarak 27.10.2006 tarihinde dava dışı A... H... G..."a satış suretiyle temlik edildiği,ondan da 07.02.2007 tarihinde dava dışı Ü... L..."a devredildiği,taşınmazın 16.02.2007 tarihinde kat mülkiyetine çevrildiği,12 adet bağımsız bölümün el değiştirmek suretiyle ve son olarak çeşitli tarihlerde davalılar adına tescil edildiği,11 nolu bağımsız bölümün 04.01.2010 tarihli cebri satış yoluyla dava dışı G... İstanbul Dayanıklı Tüketim Malları Limited Şirketine ihale edildiği anlaşılmaktadır.
    Çekişme konusu taşınmazlardan 1149 parselde bulunan 11 nolu bağımsız bölümün dava açılmadan önce 04.01.2010 tarihli cebri satış yoluyla dava dışı G... İstanbul Dayanıklı Tüketim Malları Limited Şirketine ihale edildiği sabittir.Türk Medeni Kanununun 705. maddesi hükmü uyarınca ihale ile mülkiyet alıcıya geçeceğinden ve tapu iptal ve tescil davaları kayıt maliki aleyhine açılacağından ve anılan parsel bakımından kayıt maliki aleyhine açılmış bir dava bulunmadığından davacı vekilinin 1149 parselde bulunan 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir.Reddine.
    Davacı vekilinin diğer 11 adet bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği ve 6100 sayılı HMK"nun 26 ve 33. (1086 sayılı HUMK"nun 74 ve 76.) maddelerinde düzenlendiği üzere davada vakıaları bildirmek taraflara; bildirilen vakıalara göre hukuki sebepleri belirlemek ve buna uygun yasa hükümlerini uygulamak hakime yüklenen bir görevdir.
    Eldeki davada, dava dilekçesinde belirtilen olgulardan ve ileri sürülen hususlardan, davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal sebebine dayanıldığı halde, mahkemece belirtilen hukuki sebebe yönelik bir inceleme yapılmamıştır. Dilekçede ileri sürülen muvazaa sözcüklerinin ise bir bütün halinde temliki işlemlerin geçersizliğinin ileri sürülmesi amacına yönelik bulunduğu düşünülmelidir.
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 506/2.md) hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi,ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne varki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Diğer taraftan; davacı tarafından vekil M... aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı halde takip dosyası getirtilerek incelenmemiştir.
    Hal böyle olunca, takip dosyasının getirtilerek incelenmesi, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek araştırmanın yapılması, soruşturmanın tamamlanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi