14. Hukuk Dairesi 2020/1264 E. , 2020/7617 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/12/2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/04/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 130 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksimini, mümkün olmaması halinde satış sureti ile ortaklığın giderilmesini istemiştir.
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 17.09.2014 tarih 2014/6214 Esas 2014/10020 Karar sayılı ilamı ile "...davacılar ... ve ..."ın yargılama aşamasında vefat ettiği anlaşılmıştır. Alınacak veraset ilamlarına göre tüm mirasçıların davada taraf olması sağlanarak yargılamaya devamla bir karar verilmek üzere..." şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
“Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmasızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda; kısa kararda "davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, (eski Yeşiltepe Mahallesi) ... Mevkiinde bulunan 130 ada 5 parselde kayıtlı 5.771,70 m2 yüzölçümlü fındık bahçesi vasfında bulunan taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine" şeklinde hüküm kurulmuşken gerekçeli kararda, "davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, (eski Yeşiltepe Mahallesi) ... Mevkiinde bulunan 130 ada 5 parselde kayıtlı 5.771,70 m2 yüzölçümlü fındık bahçesi vasfında bulunan taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine, değerinin toplam değere oranı %1.77 olan tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtilen kargir bir katlı muhdesattan satış sonucu elde edilecek gelirin veraset ilamı doğrultusunda Mehmet oğlu Hasan Bayrak mirasçılarına ödenmesine, taşınmaz üzerindeki kargir bir katlı muhdesat dışındaki taşınmazlardan satış sonucu elde edilecek gelirin tapu kaydı ve veraset ilamındaki hisseler oranında davacı ve davalılara ödenmesine," şeklinde muhdesata ilişkin de karar verilmiş olması doğru görülmemiş, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana geldiği anlaşılmış olup; bu husus kararın infazında tereddüt oluşturacağından gerekçeli karar ile tefhim edilen kısa karar arasındaki çelişki giderilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 23.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.