
Esas No: 2016/15774
Karar No: 2018/890
Karar Tarihi: 22.02.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15774 Esas 2018/890 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı şirketin, davalı şirketten 16/09/2009 tarih ve 61033 nolu fatura ile 225.804,80.-TL bedelle 2009 model S320 CDI 4 matic L model WDD2211801A263785 şasi numaralı 1 adet Mercedes Benz otomobil satın aldığını ve satış bedelini ödediğini, satın aldığı aracı trafiğe tescil ettirerek bir müddet kullandığını, daha sonra da ... Ltd. Şti.’ne 226.000.- TL bedelle sattığını, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/2856 sorgu sayılı dosyasından, Almanya"dan ithalinin 5607 sayılı yasaya aykırı olduğu, aracın yurtdışında bir süre kullanıldıktan sonra 0 km araç gibi sahte belgelerle yurda sokulduğu gerekçesi ile araca el konulduğunu, davalı şirketin ithalatçı olmadığı halde sanki kendisi yetkili bayi ya da ithalatçı gibi fatura keserek davacıyı aldattığını, davalının sattığı aracın ayıplı olduğu ve son kullanıcı dava dışı ... Ltd. Şti. yedinde iken el konulduğu için ... Ltd. Şti.’nin banka hesabına kendilerinden alınan satım bedeli olan 226.000.-TL’nin 08/07/2014 tarihinde iade edildiğini, davalı ... Ltd. Şti.’ne hitaben keşide ettiği 11/07/2014 tarih ve 13208 sayılı ihtarname ile iade ettiği araç satış bedelinin kendisine 5 gün içerisinde ödenmesini talep ettiğini, herhangi bir ödeme yapmadıklarını, hukuki ayıplı araç nedeniyle davacı şirketin zararı olan ve davalı şirkete ödediği 225.804,80.-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu aracın ruhsat sahibi davacı olmadığından davacı sıfatının bulunmadığını, araç ruhsat sahibi ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından davacının, davalıya husumet yöneltemeyeceğini, davalının kusursuz ve iyi niyetli olduğunu, araca ithal aşamasındaki bir takım eksiklikler nedeniyle el konulduğunu, aracı ithal edenin davalı olmadığını, yürütülen soruşturmanın henüz sonuçlanmadığını, bu nedenle ortada kesinleşmiş bir kusur ya da hukuki ayıp söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davaya konu aracın davalı tarafından davacıya satıldığı, aracın sahte belgeler kullanılmak sureti ile gümrük vergileri eksik ödenerek ithal edilmiş kaçak araç olması nedeniyle araca el konulduğu, konu ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı’nca iddianame tanzim edilerek ceza davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği, dava konusu aracın yurtdışında kullanıldığı, ikinci el araç olduğu, bu haliyle ithalinin izne bağlı olduğu, ancak bu durumun gizlenerek aracın piyasaya sürüldüğü, ayıp hile ile gizlendiğinden BK"nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, satım tarihinde yürürlükte olan B.K.’nun 194. maddesine göre; satıcının, alıcıya karşı satılanın açıklamış olduğu niteliklere uygun olduğunu, maddi veya hukuki nedenlerle değerinin azalmasına yol açacak veya yararlanmasını engelleyecek yahut azaltacak ayıpların bulunmadığına ilişkin güvence verdiğinin kabul edildiği, B.K.’nun 189/1. maddesine göre de, satıcı, satılan şeyin bir üçüncü kişi tarafından satım sırasında varolan bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen elkonulmasından alıcıya karşı sorumlu olduğu düzenlendiğinden, davalı şirketin aracın el koyma tarihindeki rayiç değerini davacıya ödemesi gerektiğinden davanın kabulüyle 225.804,80.-TL’sının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, satış bedelini ödeyen iyiniyetli davacının yıllarca devam edebilecek yargılama sonucunu beklemesine gerek olmadığına, ceza yargılaması sonunda aracın hak sahibine iadesine hükmedilmesi halinde (hükmolunan bedelin ödenmiş olması koşuluyla) aracın davalı şirket adına teslim ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 22/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.