3. Hukuk Dairesi 2013/6053 E. , 2013/10850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin kiracısı bulunduğu işyerinde davalı kurum tarafından 12.07.2005 tarihinde düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden 4.267,19 TL bedelli, 09.04.2008 tarihinde düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden ise 1.068,55 TL bedelli faturaların tahakkuk ettirildiğini, ancak müvekkilinin kaçak elektrik kullanmamasına rağmen davalı kurumca başlatılan icra takibi ve ayrıca bu nedenle açılmış olan ceza davaları nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedellerini ödemek zorunda kaldığını bildirerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000 TL nin faizi ile birlikte istirdadını talep etmiş, 31.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 3.315 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, ...Piyasası Düzenleme Kurulunun (... konuyu düzenleyen “Kaçak ve Usulsüz...Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı kararı doğrultusunda ek fatura tahakkuk ettirildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davaya konu olayda; davacı, hakkında düzenlenen tutanaklara rağmen kaçak elektrik kullanmadığını savunarak, davalı kuruma kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla ödediği bedelin iadesini talep etmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının 12.07.2005 tarihinden önce kaçak elektrik kullandığının sabit olduğu, ayrıca 09.04.2008 tarihli tutanağında davacının usulsüz olarak elektrik kullanması nedeniyle düzenlendiği, buna göre davacının işlettiği düğün salonunda haftada 1 gün düğün yapılacağı ve düğün süresinde iş yerinde bulunan elektrikli aletlerin 5 saat çalıştırılabileceği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Şu durumda, mahkemece; kaçak ve usulsüz olarak elektrik kullandığı sabit olan davacının, tutanaklara konu edilen dönemlerde işyerini kullandığı süreyi ispat etmekle yükümlü olduğu gözetilerek; bu konuda göstereceği delillerin toplanılması ve gerekirse davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması suretiyle işyerinin haftalık çalışma süresinin belirlenmesi, sonrasında ise belirlenen bu süre esas alınarak elektrik bilirkişisinden davacının ödemekle yükümlü bulunduğu enerji bedeli konusunda rapor aldırılması suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.