Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1126
Karar No: 2021/3722
Karar Tarihi: 02.06.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/1126 Esas 2021/3722 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2021/1126 E.  ,  2021/3722 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20/06/2013 gününde verilen dilekçe ile suya vaki, müdahalenin önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31/10/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, suya müdahalenin men"i istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ... Başkanlığının idari sınırları içerisindeki 453 ve 457 parselde kayıtlı taşınmazların arasından geçen yolun içinde kalan bir alanda çıkmakta olan ve ... adı verilen kaynak suyunu boruya alarak 458 parselde kayıtlı bulunan taşınmaz içinde yaptırılan bir sulama havuzunda biriktirerek ... Köyü köylülerine ait arazinin sulanmasında kullandığını, davalının 511 parselde kayıtlı tarlasını sulayabilmek için kısa bir süre önce sondaj yaptırarak su çıkarttığını, su çıkarttığı andan itibaren köylülerin kullandığı kaynak suyunun kesildiğini belirterek davalı tarafından yapılan müdahalenin tedbiren durdurulmasına, haksız olarak su kaynağına yapılan müdahalenin men"ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin tarım işletmesinin bulunduğu taşınmazların ... Köyü sınırları içinde bulunduğunu, müvekkilinin taşınmazlarının da ... Köyü sınırları içerisinde olması nedeniyle davalının da bu kaynak suyundan yararlanması gerektiğini ve suyun genel su olduğunu belirterek davacı ve davalının ihtiyaçları da göz önüne alınarak münavebeli su rejimi kurulmasını talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davalının sondaj-1 olarak gösterilen yerden su kullanımının durdurulmasına, bu şekilde elatmanın önlenmesine karar verilmiş, temyizi üzerine mahkemece verilen karar Dairemizin 24.09.2014 tarihli, 2014/5540- 10370 E-K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulü ile, davalının sondaj-1 olarak gösterilen yerden su kullanımının durdurulmasına, bu şekilde elatmanın önlenmesine karar verilmiş, temyizi üzerine mahkemece verilen karar Dairemizin 22.01.2018 tarihli, 2016/16342 Esas, 2018/505 Karar sayılı ilamı ile “ Mahkemece, davacı lehine olacak şekilde dava konusu suyun davalı tarafça kurulan "sondaj 1" olarak bilirkişi raporunda belirtilen yerden su kullanımının durdurulmasına dair infaza elverişli su rejimi kurulmaması doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, tarafların ihtiyaçları da göz önüne alınarak dava konusu su kaynağının kullanımına ilişkin olarak tek tek isim belirtmek suretiyle hangi günlerde kullanacakları da ayrı ayrı belirtilerek infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm tesisi gerektiğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, “Davanın kabulü ile sulama suyundan davacının Salı, Çarşamba, Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri olmak üzere haftanın beş günü, davalının Pazartesi ve Perşembe olmak üzere haftanın iki günü faydalanmasına” karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gereğince; arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.
    Bu madde hükmüne paralel olarak düzenlenen Türk Medeni Kanununun 756. maddesinde; "Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabilir. Başkasının arazisinde bulunan kaynaklar üzerindeki hak, bir irtifak hakkı olarak tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz. Arazi maliklerinin yer altı sularından yararlanma biçimi ve ölçüsüne ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.", hükmü yer almaktadır.
    Gerek Türk Medeni Kanununun 718. maddesi gerekse 756/2. maddesinde sözü edilen kaynaklar, yeraltı sularından farklıdır.
    Kaynak, kökeni yeraltı suyu olan tabi ve sürekli olarak yeryüzüne çıkan özel mülkiyete girecek nitelikte özel bir su olup, suni bir şekilde veya ara sıra yeryüzüne çıkan su kaynak niteliğini kazanmaz (.../ .../ ..., Türk Eşya Hukuku, ... 1978, s.618). Ayrıca, kaynaktan çıkan suyun yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak kadar bol çıkması halinde kaynak artık özel mülkiyete konu olamaz. Yine, yeraltı suyundan sondaj gibi suni yollarla çıkartılan sulardan yararlanma usulü de 167 sayılı Yeraltı Suları Kanununa tabidir.
    Başka bir ifadeyle kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular da yararlanabilir. Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,orman vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
    Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır.
    5/1465 sayılı Yeraltı Suları Tüzüğü"nün 15. maddesi gereğince yeraltı suyunu kullanacak arazi veya kuyu sahibinin veya işletmecilerinin faydalı su ihtiyacı; sırasıyle içme, temizlik, belediye hizmetleri, hayvan sulaması, zirai sulama ve maden ve sanayi suyu, sportif ve benzeri tesislerin faydalı kullanış miktarı gözönünde bulundurularak tahsis edilecek maksada göre ilgili bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle ... tarafından tespit edilir. Faydalı ihtiyaç için ayrılacak su miktarı hiç bir zaman yeraltı suyu deposunun emniyetli veriminden daha yüksek olamaz.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif sonrası sunulan bilirkişi raporlarına göre, dava konusu suyun, mevcut debisi ve öteden beri kullanım şekli itibariyle genel nitelikte yeraltı kaynak suyu olduğu anlaşılmaktadır. Genel sulardan ise kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşulu ile herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davacının ... kaynağından haftanın 5 günü, davalının ise fen bilirkişi raporunda Sondaj-1 olarak gösterilen kendisinin açtığı yerden haftanın 2 günü faydalanması şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece uyulan bozma ilamının gereği olarak, davalının su kuyusu açmak suretiyle yaptığı müdahalenin önlenmesine ilişkin hüküm kurulmaması ve infaza elverişli olmayacak şekilde iki ayrı noktadan su rejimi tesisi doğru görülmemiştir. Hal böyle iken mahkemece, suların en az olduğu dönemde jeoloji, hidrolog ve ziraat mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyetiyle mahallinde yeniden keşif icra edilerek davacının ve davalının suya ihtiyaç durumu, başka yerden su temin edip etmediği, ziraat bilirkişisine bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmeli ve daha sonra ihtiyaç durumları da gözetilerek tarafların tek bir kaynaktan olacak şekilde yararlanma şekil ve şartları belirlenmek suretiyle taraflar arasında su rejimi oluşturulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak ve dava konusu su kaynağı dışında sondaj-1’den de su rejimi kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi