3. Hukuk Dairesi 2013/9869 E. , 2013/10815 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde; muris adına kayıtlı taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davaya konu dükkân için harcama yaptığını, yaptığı zorunlu ve faydalı masraflar olduğunu belirterek, 5000 TL"nin (fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere) davalılardan payları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde; taşınmazı davacının kullandığını, masrafları talep hakkı olmadığını, yazılı delil gerektiğini, rızalarının alınmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki belgelerden taşınmazın arsa niteliği ile ve tarafların ortak murisi.... adına tapuya kayıtlı olduğu, bu dava açılmadan önce ortaklığın satış yolu ile giderilmesine ilişkin kararın kesinleştiği, tanık beyanlarından da davaya konu taşınmazdaki dükkân için davacının çatı, elektrik tesisatı, asma tavan, yağmur oluğu, kereste gibi imalatlar yaptırdığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazda yeralan dükkân için yapılan imalat ve onarımların bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre diğer mirasçılar olan davalılardan talep edilmektedir. Uyuşmazlık, taşınmazın davacı tarafından dava tarihine kadar kullanılıp kullanılmadığı ve iade borcunun kapsamı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında (02.02.1991 tarihli, 1990/1 Esas; 1991/1 Karar) vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir.
Uyuşmazlık, konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlularının (davalıların) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez.
Sebepsiz zenginleşme nedeni ile iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur.
Dava konusu olayda; davacının taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı tam olarak anlaşılamamaktadır. Davacı, taşınmazı iade etmeden yaptığı masrafları talep edemez.
Bu durumda; mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınarak davacının dava tarihinde taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı tam olarak tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre; eğer davacı taşınmazı kullanıyor ve teslim etmemiş ise davanın reddine; aksi halde yani taşınmazı kullanmadığının anlaşılması halinde ise, dava konusu masrafların yapıldığı tarih itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarının uzman bilirkişilere hesaplattırılarak karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.