20. Hukuk Dairesi 2014/2273 E. , 2014/6450 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2014
NUMARASI : 2013/208-2014/49
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. Ç.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalı adına kayıtlı olan eski D. Köyü 518 ve 519 parsel sayılı sırasıyla 372 m2 ve 559 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde, 27888 ada 37 ve 38 parsel sayıları ve sırasıyla 340,26 m2 ve 666,62 m2 yüzölçümlü ve yeni haritası ile malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tespit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 09.06.2010 ilâ 08.07.2010 tarihleri arasında ilân edildiği tutanak arkasına yazılmıştır.
Orman Yönetimi, 08.07.2010 tarihinde, parsellerin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde kısmen orman sınırları içinde bırakıldığını belirterek, bu bölümün tespitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli parsellerin 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle tapuda Hazine adına kayıtlıyken, Or-Köy Başmühendisliği tarafından 2924 sayılı Kanunun 11 ve 12. maddeleri gereğince davalıya satılıp, Hazinenin temliki ile tapuya kaydedildiği, tekrar orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla açılan davanın hukukî değer taşımayacağı, çekişmeli parsellerin yenileme kadastrosunun yapıldığı, bu çalışmanın teknik çalışmalar ile sınırlı olduğu, yenileme kadastrosu nedeniyle tapu siciline geçmiş ya da geçmemiş mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı, yenilemede ilk kadastroda belirlenen sınırlara uyulacağı gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu D. Köyü 27888 ada 37 ve 38 sayılı parsellerin sırasıyla 340,26 m2 ve 666,62 m2 olarak tapu kütüğüne aktarılmasına, sınırların ve yüzölçümlerinin düzeltilmesine karar verilmiş; davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yagıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.02.2012 gün ve 2012/947-1647 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, çekişmeli parsellerin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi yardımıyla keşif ve inceleme yapılarak, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde
Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğe göre yapılacak çalışmalara ilişkin yönetmelik hükümlerine uygun çalışma yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, şayet yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, şayet çalışmanın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Orman Yönetiminin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli, dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazların bir bölümünün kesinlemiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, tasarrufa ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmesi" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmanın yasa ve teknik ölçülere uygun olduğundan buna yönelik davanın reddine, dava konusu eski 518 parsel sayılı taşınmazın 372 m2 iken, yeni 2788 ada 37 parselin 340,26 m² olarak, eski 519 nolu parselin 559 m2 iken, yeni 27888 ada 38 nolu parselin 666,62 m2 olarak yüzölçümünün düzeltilmesine ve tapu kütüğüne aynen aktarılmasına, Orman Yönetiminin mülkiyete yönelik açtığı davanın 3402 sayılı Kanunun 25, 26 ve 27. maddeleri uyarınca mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmesi üzerine, dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne; Antalya İli, K. İlçesi, D. Köyü 27888 ada 37 sayılı parselin fen bilirkişisinin 08/11/2013 tarihli raporunda (A) harfi ile işaretlediği 100,13 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, D. Köyü 27888 ada 38 sayılı parselin fen bilirkişisinin 08/11/2013 tarihli raporunda (A) harfi ile işaretlediği 154,43 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı H.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında 8 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 3 numaralı ekip tarafından yapılıp 14.05.1980 tarihinde, komisyon çalışmaları da 11.03.1981 tarihinde ilân edilerek, itirazsız yerlerde 14.05.1981, itirazlı yerlerde ise 11.03.1981 tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunun 2. maddesi ve 23.12.1988 tarihinde ilânı edilen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulaması da vardır
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların kısmen orman tahdidi içinde kaldığı kabul edilerek, kısmen tapu kaydı iptali edilerek orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide, dava konusu taşınmazlar parsel bazında gösterilmiş, orman tahdit haritası üzerine kadastro paftası aktarılarak, komşu parsellerle birlikte gösterilmediği için tam olarak denetlenememekte, ayrıca; görevsizlik kararından önce, kadastro mahkemesinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın orman sınırları içinde kalan bölümü ile hükme esas alınan raporda tahdit içinde kalan bölümler birbirinden farklı olup, üç kişilik orman bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak bu çelişki giderilmemiş olduğundan, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı H.. Ç.."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.