20. Hukuk Dairesi 2014/3255 E. , 2014/6449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2013
NUMARASI : 2006/3 - 2013/13
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili ve davacı R.. Ö.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1963 yılında yapılan tapulamada G. Köyü 46 parsel sayılı 4650 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile 166 ve 167 tahrir nolu vergi kayıtları uygulanarak R.. Ö.. adına tesbit edilmiş; Vakıflar Yönetiminin tapu kaydına dayanarak açtığı, kadastro tesbitine itiraz davasının reddine ilişkin Kadastro Mahkemesinin 24.12.1986 gün ve 1975/180 - 438 sayılı kararının kesinleşmesiyle tesbit gibi tapuya tescil edilmiştir.
Davacı R.. Ö.. vekili, 30/12/2005 tarihli dava dilekçesi ile; Antalya, Merkez, G. Köyü, 46 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, Antalya Tapulama Mahkemesinin 1975/180 E. - 1986/438 K. sayılı ilâmı ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilip, kesinleştiğini, ancak davalı Orman İdaresinin bu yerin orman sınırları içerisinde kaldığını iddia ederek taşınmazı orman sınırları içerisine almak istediğini ve bu yeri dikenli teller ile çevirdiğini, kadastro mahkemesinin anılan kararı ile davaya konu yerin hiçbir zaman orman sınırları içerisinde kalmadığının saptandığını ileri sürerek, müvekkilinin maliki olduğu Antalya, Merkez, G. Köyü 46 parsel sayılı taşınmazın orman olmadığının ve müvekkiline ait geçerli tapu ile malik olduğunun tesbitini, taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesini ve önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, birleşen dosyadaki 19/04/2006 tarihli dava dilekçesi ile; davalı R.. Ö.."a ait G. Köyü 46 nolu parselin kesinleşmiş orman sınırları içerisinde bulunduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece, birleşen dosyada Orman Yönetimi tarafından açılan davanın reddine, davacı R.. Ö.. tarafından açılan davanın kabulü ile, Antalya İli, Kepez İlçesi, G. Köyü 46 nolu parselin orman olmadığının tesbitine ve davalı İdarenin müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından esasa, davacı R.. Ö.. tarafından vekâlet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı Komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 22.04.2010 tarihli mutabakat raporundaki sınırlara göre orman tahdidi dışında kaldığı kabul edilerek, Orman Yönetimi tarafından açılan davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide, dava konusu taşınmaz parsel bazında gösterilmiş, orman tahdit haritası üzerine kadastro paftası aktarılarak, komşu parsellerle birlikte, çok geniş şekilde gösterilmediği için, tam olarak denetlenememekte, ayrıca; aslolan ilk 1947 orman tahdit sınırları olup, çizilen krokide 1947 tahdit hattı, 1983 ve 1989 yıllarında yapılan aplikasyon ve 2. madde ve 2/B madde uygulamasındaki hatlar ve mutabakat raporunda kabul edilen hatlar ayrı ayrı gösterilmediği için bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, çizilen krokide, 1947 yılında yapılan ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon, 2.madde ve 2/B madde haritaları ve mutabakat raporu ile kabul edilen hatlar ayrı ayrı gösterilerek, haritalar ile tutanakların uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; birleştirilen dosya bakımından davacının davasının kabulüne, davacı Orman Yönetiminin davasının reddine karar verildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davacı R.. Ö.. lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Orman Yönetimi ve R.. Ö.. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.