10. Hukuk Dairesi 2016/10026 E. , 2016/13878 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ilaç bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, davacının sigortalılık statüsünün belirlenmesi, sigortalılığın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a veya 4/1-b maddesi kapsamında yada 01.10.2008 tarihinden sonra 1-c kapsamına girmiş olduğunun anlaşılması halinde, davaya konu “Atomoksetine” içeren ilacın davacının tedavisinde kullanılmasının tıbben gerekli olup-olmayacağı, gerekli olmadığının belirlenmesi durumunda bu durumdaki hastaların tedavisinde kullanılan başkaca tedavi yönteminin bulunup-bulunmadığı Sağlık Bakanlığı’ndan sorularak gerektiğinde bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilmiş, mahkemece, davacının 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1-a veya 1-b bendi kapsamında olduğu ya da 01.10.2008 tarihinden sonra 1-c bendi kapsamına girmiş olduğu yönünde tespit yapıldığı, Sağlık Bakanlığı’nca sunulan görüşte; söz konusu ilacın yeni olması ve ilk tercih edilebilecek tedavi yöntemi olmaması nedeniyle üniversitelerden alınacak üç hekim imzalı raporla verilmesinin uygun olabileceği, bu durumda geri ödeme mevzuatıyla ilgili istisna yapılabileceği hususu belirtilmiş, davacının kendisinin almış olduğu görüş yazısıda dikkate alınarak şifa bulması için söz konusu ilacı kullanmasının gerektiğine kanaat edilerek yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de, davacının sigorta sicil dosyası getirilerek sigortalılık durumu netleştirilmediği gibi, davacı tarafça alınan doktor raporu da hükme esas alınamaz.
Davanın yasal dayanaklarından, 5510 sayılı Kanunun genel sağlık sigortalısı sayılanların düzenlendiği 60. maddesinde, “İkametgahı Türkiye"de olan kişilerden;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; 1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler, 2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler, b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler, c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;
1) Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar,…
g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar, genel sağlık sigortalısı sayılır.
6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir alması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer bentler gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi dışındaki bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.
01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun “Genel sağlık sigortalısı sayılanlar “ başlıklı 60. maddesinin -g- bendi gereğince “ Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar, genel sağlık sigortalısı sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir. Anılan hüküm sağlık sigortasının uygulanma alanını olabildiğince genişletmiş bulunmaktadır. Şayet bir vatandaşın konumu, 60. maddede belirtilen bentlerin hiçbirine girmiyor ve o kimse başka bir ülkede sağlık sigortası yardımlarından yararlanamıyorsa genel sağlık sigortalısı sayılır. Amaç, hiç kimseyi genel sağlık sigortası kapsamı dışında tutmamaktır. O nedenle ülkemizde “herkes genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır” diye bir sonuca varılabilir. Zira 60. maddede kimlerin genel sağlık sigortası sayılacağı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, durumları bu ayrıntılı hükümlere uymayanlar genel sağlık sigortalısı sayılmıştır. Şu halde davacının durumu belirtilen şartlar nazarında irdelenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.11.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.