Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6026
Karar No: 2019/4583

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/6026 Esas 2019/4583 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2018/6026 E.  ,  2019/4583 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 10/05/2018 gün ve 2016/8381 - 2018/3641 E.K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 23/06/2015 tarihli dilekçesi ile; müvekkiline ait olan ... ili, ... köyü, ... mevkii 108 ada 14 sayılı parselin tapulu yeri olduğu halde, orman olduğu gerekçesiyle açılan dava sonucunda tapu kaydının tamamının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescil edildiğini, TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicillerinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10000,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davacı vekili 09.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettikleri tazminat miktarını 30511,00.-TL"ye arttırmış tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarihten işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne, 30511,00.-TL"nin taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleşme tarihi olan 28/11/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 10/05/2018 gün ve 2016/8381-2018/3641 E.K. sayılı ilâmıyla onanmış, davalı Hazine vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... köyünde bulunan 78 parsel sayılı taşınmazın 1958 yılında yapılan kadastro sırasında 2160 m2 yüzölçümü ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına kadastro tespitinin yapıldığı, yenileme kadastrosu sırasında 108 ada 14 parsel sayısı ve 2170 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile tescil edildiği, 25.02.1993 tarihinde satış sureti ile davacıya geçtiği, 09.11.1992 tarihinde taşınmazın orman sınırı içinde kaldığına dair şerh verildiği, Orman Yönetimi tarafından ...’e karşı açılan dava sonucu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/54 E. - 2012/374 K. sayılı ilamıyla ... köyü 108 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla tesciline karar verildiği, hükmün 16/07/2013 tarihinde kesinleştiği, 23/06/2015 tarihinde ise eldeki dava açıldığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Şöyle ki; 4721 sayılı TMK"nın 2. maddesine göre, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
    Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
    Aynı Kanununun 3. maddesine göre ise, “Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır.
    Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.”
    Medenî Kanunun 3. maddesinde düzenlenen iyiniyet, “Hakların kazanılması” ile ilgili olduğu halde, Medenî Kanunun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma “Hakların kullanılması” ve “Borçların yerine getirilmesinde” söz konusu olur.
    Dürüst davranma, “Bir hak sahibinin, hakkını kullanırken veya bir borçlunun borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesi, yani dürüst, namuskar, makul, fiilinin neticesini bilen, orta zekalı her insanın benzer hadiselerde takip edecek olduğu yolda hareket etmesi” anlamındadır.
    TMK’nın 2/I. hükmü herkesin haklarını, toplumda geçerli doğruluk dürüstlük ve iş ilişkilerinin gerektirdiği karşılıklı güven anlayışına uygun olarak kullanmasını emreder. Hakkın kullanımı ölçütünü Medenî Kanuna göre dürüstlük kuralları verir.
    TMK"nın 2/II. maddesi ise, hukuk kuralları tarafından kişilere tanınan yetkilerin olduğu gibi kullanılması, diğer kişiler ve toplumlar için çoğu kez katlanılması güç olan sonuçlar doğurabileceğinden, hukukta ortaya çıkabilecek gerçek olmayan kanun boşluklarının giderilmesini amaçlamaktadır.
    Somut olaya bakıldığında; tazminat isteğine dayanak taşınmaz tapuda ... mirasçıları adına intikal yoluyla kayıtlı iken tapu kaydına 09.11.1992 tarih ve 6525 yevmiye numaralı taşınmazın orman sınırları içinde kaldığına dair şerhin işlendiği, davacının taşınmazı satın aldığı tarihte taşınmazın tapu kaydında bu şerh mevcut olduğu gibi davacının taşınmazı satın aldığı 25.02.1993 tarih ve 932 yevmiye numaralı resmî senette taşınmazın orman sınırları içinde kaldığının ve alıcının bu şerhin tüm hukuki vecibeleriyle birlikte aldığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Görüldüğü üzere, davacı yan dava konusu taşınmazı satın aldığı tarihte taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını taşınmazın tapu siciline şerh edilmesinin yanı sıra davacının satın aldığı tarihte düzenlenen resmî akit senedinin içeriğinde de bu hususun belirtildiği hususları nazara alındığında davacının bunun getirdiği yükümlülük ile taşınmazı satın aldığı, hakların kazanılmasına ilişkin olan TMK"nın 3. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “durumun gereğine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı” hususu dikkate alınarak, davacının iyiniyetli olduğunun somut olayda kabulü mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, isabetli bulunmayan yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup hükmün bozulması gerekirken maddi yanılgı sonucu bu olgu gözden kaçırılarak hükmün onanmasına karar verildiği anlaşıldığından davalı Hazinenin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 10/05/2018 gün ve 2016/8381-2018/3641 E.K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin kararının yukarıdaki gerekçelerle BOZULMASINA 27/06/2019 günü oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI


    Dava konusu ..., ... köyü 78 nolu parsel 1958 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Yenileme kadastrosu ile 108 ada 14 parsel numarasını almıştır. Daha sonra yapılan orman kadastrosu nedeniyle tapu kaydı üzerine 09/11/1992 tarihinde orman şerhi konmuş, 25/02/1993 tarihinde ise ... mirasçıları tarafından davacıya satılmıştır.
    ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan MK.1007. m. gereğince bedel davasında mahkeme ıslah isteği de dikkate alınarak 30.511,00 TL’ye hükmetmiş, davalı Hazinenin temyizi nedeniyle verilen karar Dairemizin 10/05/2018 tarih 2016/8381 – 2018/3641 sayılı kararı ile onanmış, şimdi ise Hazine karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Dairemizce karar düzeltme talebi incelenirken, davacının iyi niyetli olmadığı, tapu kaydında orman şerhinin bulunduğunu bilerek satın aldığı, satış akit tablosunda bu durumun açık olduğunu, dolayısıyla MK. 2 ve 3. maddelerine göre dava açamayacağı düşüncesi nedeniyle onama kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilip bozma yönünde hüküm kurulmuştur.
    ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kabul kararı ve Dairemizin onama kararının doğru ve yerinde olduğu düşüncesindeyiz. Çünkü; davacının tapudaki orman şerhinin bulunduğunu bilerek satın alması, elinden alınan taşınmazın bedelinin kendisine ödenmemesi, bedelsiz tapunun iptali hak ihlalini oluşturacaktır. Davacı satın alırken dava hakkını da devir almıştır. Davacı önceki malik ...’in mirasçılarından satın almıştır. Bir kısım mirasçılar davacıya hisselerini satmamış olsalar idi onlara orman şerhine rağmen, dava açma hakkı tanınacak, satan mirasçılar yerine geçerek dava açan davacıya iyiniyetli değilsin dava açamazsın demek eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi çelişki yaratacağı açıktır. Orman şerhinin hukukî etkisi, satan malikler ile satın alan davacı malik yönünden aynı hukukî değere sahiptir. Satın alan davacı da malik olduğu taşınmaz bedel ödenmeden tapusu iptal edildiği için mutlak dava açma hakkına sahiptir. Mahkemenin kabul kararı ve Dairemizin onama kararı doğrudur. Ayrıca, davacı adına tapuda kayıtlı taşınmaz 2013 yılında kesinleşen karar ile iptal olmuş 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır.
    Hazinenin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmelidir.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi