20. Hukuk Dairesi 2014/4147 E. , 2014/6377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2008/278-2013/11
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı E.. O.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Ç. Köyü, 228 ada 45 parsel sayılı 1270,95 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliği ile H.. H.. adına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın uzun yıllardır zilyetliğinde olduğunu, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki şartların yararına oluştuğunu ileri sürerek, tespitin iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu parselin tespitinin iptali ile davacı E.. O.. adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı H.. H.. tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/04/2008 gün ve 2008/883-6512 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından ve taşınmazın sınırında orman olduğuna göre, orman araştırması yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilerek taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında Orman Yönetimi davaya müdahil olmuş ve davacının davasının reddi ile taşınmazın orman vasfı ile tescilini talep etmiştir. Mahkemece davacı kişinin davasının reddine, müdahil davacı Orman Yönetiminin davasının kabulü ile taşınmazın orman vasfı ile tesciline karar verilmiş, hüküm davacı kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Mahkemece bozma kararına uyularak hüküm kurulmuş ise de bozma kararında belirtilen hususlar ve Dairemizin iade kararı ile tamamlanması istenilen hususlar tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/04/2008 gün ve 2008/883-6512 karar sayılı ilamında ve Dairemizin 05.12.2013 tarih ve 2013/6311-11244 karar sayılı iade kararında dava konusu taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve yapımına esas hava fotoğrafları dosya içerisine alındıktan sonra taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, dava konusu taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğrafı ile kadastro paftası çakıştırılmak ve davalı taşınmazı yakın komşu parselleri ile birlikte bu haritalar üzerinde gösterilmesi, taşınmazın üzerinde bulunan bitki örtüsü husunda ayrıntılı rapor alınması istenmiştir.
Buna rağmen, dosya içerisine alınan raporlarda dava konusu taşınmazın yalnızca memleket haritasındaki konumu gösterilirken hava fotoğrafı üzerinde gösterim yapılmamış ve memleket haritasında yeşil renkli görünen taşınmazın hava fotoğrafında açık olarak gözükmesinin nedeni ve memleket haritasında davalı taşınmazın yeşil olmasının nedeni, üzerinde bulunan bitki örtüsü ve niteliği de açıklanmamıştır.
O halde mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği komşu taşınmazlar ve sınırında bulunan orman parselleri ile de karşılaştırma yapmak sureti ile net olarak belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, orman kadastrosu ile kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde 1/5000 ve 1/25000 ölçekli haritalar üzerinde ayrı ayrı gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın memleket haritasında yeşil renkte gözükmesi tek başına bu taşınmazın orman olduğunu göstermeyeceğinden üzerinde bulunan bitki örtüsü konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, hava fotoğrafında açık alanda ise memleket haritası ve hava fotoğrafı arasındaki bu uyumsuzluğun nedeni açıklanmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.