15. Ceza Dairesi Esas No: 2016/648 Karar No: 2016/3669 Karar Tarihi: 20.04.2016
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/648 Esas 2016/3669 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanık M. K. hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçuyla dava açılmıştır. Sanığın katılanın aracının tamir edilmesi için aracın sigorta şirketine kasko bedel talep müracaatı yapılabilmesi için boş bir kağıda imza attırıp, bu kağıdı daha sonra senet metnine yazdırıp icra takibine koyduğu iddia edilmiştir. Ancak belgeler üzerinde yürütülen bilirkişi raporları ve keşideci imzalarının katılanın eli mahsulü olduğu tespiti nedeniyle sanığın suçları işlediğine dair herhangi bir kesin ve inandırıcı delil bulunamadığından dolayı, sanığın beraatine karar verilmiştir. Kararda, 1412 sayılı CMUK'nın 318. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi hakkında açıklamalar yapılmıştır.
15. Ceza Dairesi 2016/648 E. , 2016/3669 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul . Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine yönelik hükümler, katılan vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılan vekilinin duruşmalı temyiz başvurusunda bulunmasının yasal olarak mümkün bulunmaması karşısında, katılan vekilinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede; Katılanın aracının hasar görmesi sebebi ile sanık M.. K.."ye ait oto servisinde aracın tamir ve bakımının yapıldığı, katılanın aracının .. Sigortadan kaskolu olması nedeni ile sanığın sigorta şirketine kasko bedelli talep müracaatı yapılabilmesi bakımından boş bir kağıda imza atıp kendisine vermesini ve buna göre de müracaat işlemlerini kendisinin yapacağını söylemesi üzerine katılanın, sigorta başvuru formu olarak doldurulmak üzere boş bir kağıda imza atıp sanığa verdiği, sanığın bu metni daha sonra bilgisayarda hazırladığı senet metnine yazdırdığı, ya da borçlu imzasını katılana ait imzaya bakıp tamamen sahte olarak attığı ve bu sahte bonoyu da icra takibine koyduğu iddia olunan olayda, sanığın katılanın imzayı huzurunda attığını, suça konu senedin aralarındaki borç ilişkisine dayalı olarak oluşturulduğunu savunması, belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi raporlarında her iki belgedeki S.. Ö.. adına atılı imzaların S.. Ö.."un eli ürünü olduğunun belirlenmesi, sigorta şirketine hitaben yazılan belgenin katılanın talimatı doğrultusunda doldurulmuş bulunması ve bu belgenin sonradan yazdırılmış olmasının katılanın talimatı nedeni ile suç teşkil etmediği, icra takibine konulan senet altındaki keşideci imzasının katılanın eli mahsulü olduğunun net bir biçim de tespit edilmesi karşısında, sanığın üzerine atılı her iki suçu da işlediğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçeleriyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, sanığın yüklenen suçları işlediği sabit olmaması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin suçun oluştuğuna, eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.