13. Hukuk Dairesi 2018/313 E. , 2020/3195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, dava dışı şahsın davalı bankadan kullanmış olduğu ihtiyaç kredisine, davalının müteselsil kefil olduğunu, tahsis edilen kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine ... 6. Noterliği"nin 12/02/2009 tarih ve 47672 yevmiye nolu ihtarnamesi keşide olunmak suretiyle kredi hesabının kat edildiğini, borcun zamanında ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/2483 Esas sayılı dosyası icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davalının takibe yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile, takibin 5.994,91 TL üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, %40 dan aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, ... 2. İcra Dairesi"nin 2009/2483 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile, asıl alacak olan 4.050,74 TL miktarındaki ana para borç tutarı üzerinden icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası “Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez” düzenlemesini getirmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup emredici hükümlerin mahkemece re"sen dikkate alınması zorunludur. Bu yasal düzenleme doğrultusunda davacı bankanın, ancak asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takibin semeresiz kaldığı, asıl borçlu hakkında borç ödemeden aciz belgesi düzenlendiği takdirde kefillerden borcun ifasını istemesi mümkündür.
Somut olayda alacaklı, kefil olan davalıya karşı asıl borçlu ile birlikte icra takibine girişmiş, mahkemece kefile başvuru şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece, kefile başvurulması için tüm yolların tüketilip tüketilmediği araştırılıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.