3. Hukuk Dairesi 2020/5639 E. , 2021/5195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın düzeltilmesine dair verilen karar süresi içinde davalı tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş ise de; temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, miktar bakımından duruşma isteminin reddiyle temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı 01.10.2015 tarihinde gayrimenkul aracılık sözleşmesi imzaladıklarını, dava dışı ... ile davalıyı bir araya getirerek 05/12/2015 tarihli yer görme belgesi kapsamında dava dışı ..."e evi gösterdiğini, aracılık sözleşmesinde belirtilen taahhüt süresi içerisinde davalı tarafından kendisine bilgi verilmeksizin gayrimenkulün dava dışı ..."e satılarak sözleşmenin 3. maddesinin d ve e fıkralarının açıkça ihlal edildiğini, sözleşme konusu hizmetin verilmesi sırasında yapılan masraflarla birlikte cezai şartın ödenmesine ilişkin davalıya noter kanalıyla ihtarname keşide edildiğini, davalının cevabi ihtarname ile talebin haksız olduğunu bildirdiğini, bunun üzerine alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını belirterek; davalının icra takibine yaptığı haksız itirazının iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 40.120 TL asıl alacak ve asıl alacağa 31/08/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte devamına, 8.024 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karar, taraflarca istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, fahiş olan cezai şart nedeni ile ilk derece mahkemesi tarafından indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine ve kabul/ red oranına göre yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK"nın 353(1)b-2 maddesi gereği; davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin “AAÜT uyarınca 2.492,16 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklindeki 5. bendinin ve “Davacı tarafından yapılan 3 adet tebligat 39-TL, müzekkere gideri 10,20-TL olmak üzere toplam 49,20-TL yargılama giderinin kabul red oranına denk düşen 32,42-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklindeki 6. bendinin kaldırılmasına, "Tenkis nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan 3 adet tebligat 39-TL, müzekkere gideri 10,20-TL olmak üzere toplam 49,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde karar verilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1)Bölge adliye mahkemelerinin duruşmasız olarak esas hakkında istinaf incelemesi yapmaları durumunda karar verme usulü 6100 Sayılı HMK"nun 353/1-b-2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; yargılamada eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında veya kararın gerekçesinde hata edilmesi durumunda, yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzelterek esas hakkında yeniden karar verilebilecektir.
Aynı Kanun"un 359/2. maddesinde ise; "hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilmesi ve bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.
O halde bölge adliye mahkemesince, yukarıda açıklanan HMK’nın 359/2. ve 353/1-b-2. maddelerindeki düzenlemeler de gözetilerek, taleplerin her biri hakkında tek tek hüküm kurulması gerekirken, davalı yararına hükmedilen vekalet ücreti ile davanın kabul/ red oranına göre hesaplanan yargılama giderinin kaldırılıp ilk derece mahkemesi kararının diğer kısımlarının aynen muhafaza edilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerekmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK"nın 373/2. Maddesi uyarınca dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.