17. Hukuk Dairesi 2018/5459 E. , 2020/4729 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu olarak davacıya çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır biçimde yaralandığını, kafa travmasına bağlı olarak %70 görme kaybı oluştuğunu ve malul kaldığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatının, 05.11.2012"den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 31.01.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 50.885,70 TL"ye yükseltmiştir.
Bozmadan sonra açılan birleşen davada, davacı vekili; asıl davaya konu kazada malul kalan davacının maluliyet tazminatının bozma gereği alınan yeni kusur raporuna göre 104.990,38 TL olarak hesap edildiğini belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL bakiye işgöremezlik tazminatının 28.11.2012"den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 19.02.2018 tarihli artırım dilekçesiyle, taleplerini 68.360,13 TL"ye yükseltmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 50.885,70 TL"nin 28.11.2012 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 16.01.2017 tarih, 2014/15331 Esas ve 2017/97 Karar sayılı ilamı ile; "kaza tespit tutanağında, davacının kusursuz olduğu, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün ise yaya geçidinden geçen davacıya ilk geçiş hakkını vermeme ve yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmama nedeniyle asli kusurlu olduğu yönünde tespit yapıldığı; mahkeme tarafından benimsenen 25.01.2014 tarihli raporda ise, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün kazada %80 oranında ve davacının %20 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği; benimsenen kusur raporunun kaza tespit tutanağı ile çelişkili olduğu; tüm dosya kapsamı ve davalı sigortacı tarafından, davadan önce davacıya ödeme yapılırken sigortalısının tam kusuruna göre tazminat hesabı yapıldığı hususu da dikkate alınarak, kaza tespit tutanağı ile rapor arasındaki çelişkiyi gideren bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; asıl davanın kabulü ile 50.885,70 TL"nin 28.11.2012 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; birleşen davanın kabulü ile 30.000,00 TL tazminatın dava ve 38.360,13 TL tazminatın ıslah tarihi olan 19.02.2018 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; bozmadan önceki hüküm davalı ... şirketi tarafından temyiz edilmediği için, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturan yönlere ilişkinin davalı temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına ve yargılamanın devamı sırasında davalı tarafından yapılan ödemenin infazda dikkate alınabilecek olmasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi, davacının yaralandığı kazaya karışan aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü
bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigorta şirketine yapılmış bir başvurunun bulunmadığı durumda ise, davanın açılmasıyla temerrüde düşen sigortacının dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulması gerekir.
Somut olayda; davacının poliçe kapsamında ödeme yapılmasını sağlamak için, davalıya 23.10.2012 tarihinde başvuru yaptığı ve davalının 28.11.2012 tarihinde kısmi ödeme yaptığı; ödemenin yetersiz olduğu iddiası ile asıl davanın ve bozmadan sonra da birleşen ek davanın açıldığı görülmektedir. Mahkeme ilk kararında davalının temerrüt tarihi doğru biçimde 28.11.2012 olarak belirlenmiş ve bu hüküm davalı yanca temyiz edilmediği için de davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu itibarla; davalının yetersiz olan kısmi ödemeyi yaptığı 28.11.2012 tarihinde tüm zarar için mütemerrit olduğu dikkate alınarak, ek dava niteliğindeki birleşen davaya konu edilen bedelin tamamı için de 28.11.2012 tarihinden temerrüt faizine karar verilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin hatalı saptanması doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2 numaralı bendindeki "...dava tarihi olan 19.12.2017 tarihinden, 38.360,13 TL"nin ıslah tarihi olan 19.02.2018 tarihinden" ibareleri hükümden çıkartılarak, yerine "davalının temerrüt tarihi olan 28.11.2012 tarihinden" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine aşağıda dökümü yazılı 4.357,88 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 13/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.