20. Hukuk Dairesi 2014/3097 E. , 2014/6361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil Orman Yönetimi ve davalı ... Müdürlüğü tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 14.03.2005 günlü dilekçesinde ... Köyü, 111 ada 182 sayılı parselin Devletin hüküm ve tasarrufu altında özel mülke konu olamayacak, serinlemek ve hayvan otlatmak için kullanılan ... Yaylası olarak bilinen kadim yayla olduğu iddiası ile tapunun iptalini istemiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yer olduğu iddiası ile davaya katılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 490,44 m2 bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) harfi ile gösterilen 351,94 m2 bölümünün yayla olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmesine ilişkin verilen hüküm, müdahil Orman Yönetimi ve davalı ... Müdürlüğünün temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2010/3962 - 5279 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılırsa kadastro mahkemesinin 1994/560 sayılı dosyasında sadece vakfiyenin uygulandığı, taşınmazın kamu malı yayla niteliğinde olup olmadığının araştırılıp araştırılmadığı dosyanın aslı getirtilerek incelenmeli, şayet böyle bir inceleme yapılmamışsa hukukî sebep farklı olması nedeniyle H.U.M.K."nun 237. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğinde bulunmadığı gözetilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli...”denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 356 m2 bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) harfi ile gösterilen 386 m2 bölümünün yayla olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmesine ilişkin verilen hüküm, davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi ile davalı ... Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/7498-14780 sayılı kararı ile Vakıflar Bölge Müdürlüğünün temyiz itirazlarının reddine, Orman Yönetiminin taşınmazın (B) harfi ile işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, taşınmazın (A) harfi ile işaretli bölümünün 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesi gereğince yaylak olarak sınırlandırılıp özel siciline yazılmasına karar verilmesi gerekirken, orman niteliği ile tescil edilmesi isabetsiz olduğundan Hazinenin taşınmazın (A) harfi ile işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra müdahil davacı ... İdaresinin davasının reddine, davacı Hazinenin davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi İbrahim Barukçu"nun 20/09/2011 tarihli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 356 m² miktarındaki kısmının davalı adına olan tapusunun iptali ile bu yerin yayla olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmesine, (B) harfi ile gösterilen 486 m² miktarındaki kısmına ilişkin mahkemece verilen karar kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm müdahil Orman Yönetimi ve davalı ... Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu ile genel arazi kadastrosu işlemi 1994 yılında yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak müdahil davacı ... İdaresinin davasının reddine, davacı Hazinenin davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının yayla olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmesine, (B) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin daha önce mahkemece verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu bölüme ilişkin yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına dair yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün 3, 5 ve 6. paragraflarının kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.