
Esas No: 2014/3095
Karar No: 2014/6359
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/3095 Esas 2014/6359 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil Orman Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 14.03.2005 günlü dilekçesinde ... Köyü 111 ada 177 ve 178 sayılı parsellerin devletin hüküm ve tasarrufu altında özel mülke konu olamayacak, serinlemek ve hayvan otlatmak için kullanılan ... Yaylası olarak bilinen kadim yayla olduğu iddiası ile tapunun iptalini istemiştir. Orman Yönetimi, taşınmazların orman sayılan yer olduğu iddiası ile davaya katılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan kadim yayla olduğu gerekçesiyle Hazinenin davasının kabulüne, müdahil Orman Yönetiminin davasının reddine, taşınmazların tapusunun iptali ile yayla olarak sınırlandırılmasına ve 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesi gereğince özel siciline kaydedilmesine ilişkin verilen hüküm müdahil Orman Yönetimi ve davalı ..."nün temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2010/3963 - 5281 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve ... Bakanlığı ( ... İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılırsa, kadastro mahkemesinin 1994/560 sayılı dosyasında sadece vakfiyenin uygulandığı, taşınmazların kamu malı yayla niteliğinde olup olmadığının araştırılıp araştırılmadığı dosyanın aslı getirtilerek incelenmeli, şayet böyle bir inceleme yapılmamışsa, hukukî sebebin farklı olması nedeniyle H.U.M.K."nun 237. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğinde bulunmadığı gözetilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli...” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Hazinenin davasının reddine, müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/7499-14783 sayılı kararı ile Vakıflar Bölge Müdürlüğünün temyiz itirazlarının reddine, çekişmeli taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesi gereğince yaylak olarak sınırlandırılıp özel siciline yazılmasına karar verilmesi gerekirken, orman niteliği ile tescil edilmesi isabetsiz olduğundan Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, müdahil davacı ... İdaresinin davasının reddine, davacı ... Hazinesinin davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazların davalı adına olan tapusunun iptali ile bu parsellerin yayla olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm müdahil Orman Yönetimi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu ile genel arazi kadastrosu işlemi 1994 yılında yapılmıştır.İncelenen dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak müdahil davacı ... İdaresinin davasının reddine, davacı Haliye Hazinesinin davasının kabulü ile çekişmeli taşınmazların davalı adına olan tapusunun iptal edilerek yayla olarak sınırlandırılıp özel siciline kaydedilmesine dair yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün 3, 5 ve 6. paragraflarının kaldırılarak, yerine “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2014 günü oy birliği ile karar verildi.