Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/602 Esas 2020/1748 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/602
Karar No: 2020/1748

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/602 Esas 2020/1748 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi, bir karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak asıl ve karşı davaların ayrı ayrı reddine karar vermiştir. Ancak, davalı-karşı davacı kadının eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarına iyi davranmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ise, davacı-karşı davalı erkeğin tanıklarının ifadesinde geçen olaylardan sonra evlilik birliği devam ettiğine dair deliller olduğu için, davalı-karşı davacı kadına yüklenen kusurlu davranışın affedildiğinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak asıl davaya dair kararın yetersiz gerekçelerle boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu sonucuna ulaşan mahkeme, kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddesi. Bu maddeler uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir.
2. Hukuk Dairesi         2020/602 E.  ,  2020/1748 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma davasında yerel mahkemece ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek tarafından asıl davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İsninaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarına iyi davranmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak, davacı-karşı davalı erkeğin tanıklarının ifadesinde geçen olaylardan sonra evlilik birliği devam ettiğine göre, davalı-karşı davacı kadına yüklenen kusurlu davranışın erkek tarafından affedildiğinin en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı-karşı davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla asıl davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.03.2020 (Pzt.)






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.