![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2019/431
Karar No: 2020/107
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/431 Esas 2020/107 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 138-301
Resmî belgede sahtecilik suçundan sanık ..."ın TCK’nın 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.12.2015 tarihli ve 138-301 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesince 06.06.2016 tarih ve 7378-7273 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 18.03.2019 tarih ve 4211 sayı ile;
"...Bilindiği üzere belgede sahtecilik suçlarının unsurlarından birisi, suça konu belgenin aldatıcılık özelliğinin (iğfal kabiliyetinin) bulunmasıdır. Belgenin iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığına ise Yüksek Yargıtay"ın yerleşik içtihadına göre davaya bakan mahkeme karar verecektir. Bu nedenle de dava konusu belge bizzat getirtilip incelenmeli; belgenin özelliğine göre hüküm ifade etmesi için gerekli olan zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı tespit edilip, başlık, sayı, tarih, imza, mühür gibi unsurların varlığı ya da yokluğu denetime imkan verecek tarzda duruşma tutanağına yansıtılmalı, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığı saptanmalıdır. Bu yöntemle sonuca ulaşmada mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından konusunda uzman bilirkişilerin veya kurumların görüşüne başvurulması da gerekebilecektir.
Dava konusu çekte yer alan "Teminattır ciro edilemez." kaydı sanık tarafından daksille silinerek tahrifat yapılmıştır. Ancak tek başına tahrifatın varlığı, suçun oluşumu için yeterli değildir. Bu tahrifat sonucu çekte aldatma kabiliyetin bulunup bulunmadığı suçun unsuru olup, tespit edilmesi zorunlu bir husustur. Nitekim taraf beyanları ve olayın gelişimi de çekte yapılan tahrifat sonucu, çekin aldatıcı özelliği bulunan bir resmi belge niteliğinde olup olmadığı hususunda kuşku doğurucu mahiyettedir. Şöyle ki; katılan ... mahkemedeki ifadesinde ".....üzerinde -teminattır ciro edilemez- yazısı bulunan yerde bu yazı yoktu ancak beyaz bir çizgi vardı." şeklinde beyanda bulunmuş, çek ödenmek üzere bankaya ibrazında da tahrifat farkedilerek ödeme yapılmamıştır. Yine çekteki tahrifat konusunda Antalya Kriminal Polis Labaratuvarı"nın 26/03/2013 tarih BLG-2013/0553 sayılı uzmanlık raporunda tahrifatın varlığı kuşkuya yer vermeksizin tespit edilmiş olmasına rağmen, bu haliyle çekin iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığı hususunda bir açıklama yer almamaktadır. Suça konu çek aslı da denetime olanak sağlayacak şekilde dosya içinde bulundurulmamıştır. En nihayetinde mahkeme heyetinin de suça konu çeki getirtip, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığına yönelik bir tespiti bulunmamaktadır.
Bu açıklama kapsamında, sanığa atılı resmi belgede sahtecilik suçuna konu teşkil eden çekin aslının dosyaya getirtilerek, yapılan sahtecilikte aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu çekin mahkeme heyeti tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi, bu şekilde, sahtecilikte aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespitinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
İtiraz üzerine dosya, CMK"nın 308. maddesi uyarınca, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.12.2016 tarihli ve 398 sayılı kararı ile kararına direnilen Yargıtay 23. Ceza Dairesinin kapatılması nedeniyle aynı karar uyarınca bu Daireye ait işlerin devredildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 17.07.2019 tarih ve 2843-7862 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık hakkında 12.04.2013 tarihli ve 1644-142 sayılı iddianameye konu resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı resmî belgede sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının tespiti bakımından eksik inceleme ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
... İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan sanığın, birlikte iş yaptıkları katılan Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti.den ön yüzünde “TEMİNATTIR. CİRO EDİLEMEZ.”, arka yüzünde “İşbu Çek 02.11.2010 Tarihli Sözleşmenin Ayrılmaz Ekidir. Teminatıdır. Ciro edilemez. EMRE MUHARRER DEĞİLDİR.” ibareleri mevcut iken aldığı bedeli 50.000 USD, keşide tarihi 31.08.2011 olan çeki belirtilen ibareleri daksille silmek ve arka yüzünü ciro etmek suretiyle ... Yapı Mlz. Hsf. Nsk. Taş. Eml. İnş. Taah. Lok. Tic. Ltd. Şti.’yi fiilen işleten katılan ...’a vermesi ve katılan ...’ın da bu belgeyi önce bankaya ibraz etmek sonra da icra takibine konu etmek suretiyle kullanması üzerine katılan Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti. vekilinin şikâyetiyle soruşturmanın başladığı,
Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti. vekilinin suça konu çekin ilk hâli olarak dosyaya ibraz ettiği çek fotokopisinin ön yüzünde “TEMİNATTIR. CİRO EDİLEMEZ.”, arka yüzünde “İşbu Çek 02.11.2010 Tarihli Sözleşmenin Ayrılmaz Ekidir. Teminatıdır. Ciro edilemez. EMRE MUHARRER DEĞİLDİR.” ibarelerinin mevcut olduğu, aynı fotokopi üzerinde el yazısı ile “Çek Asıllarını Teslim Aldım.” yazısının bulunduğu, hemen altında sanığın yetkilisi olduğu şirket kaşesinin yer aldığı ve kaşe üzerinde sanığın imzasının bulunduğu,
Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti. vekilinin suça konu çekin tahrifatlı hâli olarak dosyaya ibraz ettiği çek fotokopisinde ise ön yüzünde “TEMİNATTIR. CİRO EDİLEMEZ.”, arka yüzünde “İşbu Çek 02.11.2010 Tarihli Sözleşmenin Ayrılmaz Ekidir. Teminatıdır. Ciro edilemez. EMRE MUHARRER DEĞİLDİR.” ibarelerinin mevcut olmadığı, arka yüzünde sanığın yetkilisi olduğu şirketin birinci ciranta, katılan ...’ın fiilen işlettiği şirketin ise ikinci ciranta olarak göründüğü, katılan ...’ın çeki tahsil için bıraktığı Denizbank AŞ tarfından keşide tarihine göre Yapı Kredi Bankası AŞ’den sorulduğunda, bu banka görevlisince çekin arka yüzüne “İşbu çek parafsız düzeltmeden dolayı işlemsiz olarak tarafınıza iade edilmiştir.” yazısının yazıldığı,
Çeki bankadan iade alan katılan ...’ın çekin keşidecisi olarak görünen katılan Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti. aleyhine Manavgat İcra Müdürlüğünün 2011/2035 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, ancak bu icra takibine karşı Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti. vekili tarafından Manavgat İcra Hukuk Mahkemesine başvurulması üzerine anılan Mahkemece 04.10.2011 tarih ve 437-380 sayı ile yapılan icra takibinin iptal edilmesine karar verildiği,
Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 26.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle; söz konusu çekin “TACİR” ibareli bölümünün alt kısmında daksilleme yapıldığının, daksil ile kapatılan bölümde daha önce “TEMİNATTIR. CİRO EDİLEMEZ.” içerikli yazıların bulunduğunun tespit edildiği,
Yerel Mahkemece suça konu çekin incelenmediği, aslının dosya içerisinde bulundurulmadığı, Manavgat Adliyesi adli emanetinin 2012/471 sırasında kayıtlı olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... aşamalarda; ... Yapı Mlz. Hsf. Nsk. Taş. Eml. İnş. Taah. Lok. Tic. Ltd. Şti.nin temsilcisi olduğunu, ancak bu şirketi fiilen eşi ...’ın çalıştırdığını, suça konu çekin sanığın şirketi ile yaptıkları ticaret karşılığında sanık tarafından verildiğini, zararlarının karşılanmadığını, mağdur durumda olduklarını,
Katılan ... aşamalarda; ... Yapı Mlz. Hsf. Nsk. Taş. Eml. İnş. Taah. Lok. Tic. Ltd. Şti. eşi ... adına kayıtlı olsa da bu şirketi fiilen kendisinin işlettiğini, sanığın şirketine mal satmaları karşılığında sanıktan suça konu çeki aldığını, aldığı çekin üzerinde teminattır ciro edilemez şeklinde bir yazı bulunmadığını, ancak ... İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. yazan yerin üst kısmında beyaz bir çizgi olduğunu, çekte herhangi bir değişiklik yapmadıklarını,
İfade etmişlerdir.
Sanık aşamalarda; ... İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin sahibi ve yetkilisi olduğunu, Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti. yetkililerini tanıdığını, kendileriyle 10 yıldır çalıştığını, suça konu çeki adı geçen şirketten 2011 yılı Nisan ayında ileri vadeli olarak aldığını, bu çeki aldığında çekin üzerinde ve arkasında sözleşmeye istinaden verildiğine dair teminattır ciro edilemez ibarelerinin bulunduğunu, daha sonra bu çeki tahrifatsız şekilde ... Yapı Mlz. Hsf. Nsk. Taş. Eml. İnş. Taah. Lok. Tic. Ltd. Şti.yi çalıştıran katılan ...’a kaşesini basarak ve imzasını atarak teminat amaçlı teslim ettiğini, sonradan katılan ...’ın bu çek üzerinde ve arkasında yazan “TEMİNATTIR. CİRO EDİLEMEZ.” ibarelerini silerek Manavgat Denizbank Şubesine tahsile koyduğunu, çek ödenmeyince de bu durumun katılan şirket tarafından haber alındığını ve bu şekilde şikâyette bulunulduğunu, kendisine teminat amaçlı verilen çeki yine teminat amaçlı ... Yapı Mlz. Hsf. Nsk. Taş. Eml. İnş. Taah. Lok. Tic. Ltd. Şti.ye verdiğini, yapmış olduğu ciroyu da bir hata sonucunda yaptığını savunmuştur.
Resmî belgede sahtecilik suçu 5237 sayılı TCK’nın 204. maddesinde;
“(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu suç, maddenin birinci fıkrasında seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmış olup resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmî belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmî belgenin kullanılması durumunda suç oluşacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, resmî belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanarak daha ağır bir yaptırıma bağlanmış, maddenin üçüncü fıkrasında ise suçun konusunu oluşturan resmî belgenin, kanunun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir belge niteliğinde olması hâlinde cezanın yarı oranında artırılması gerektiği belirtilmiştir.
Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güveni olup belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, tamamen veya kısmen değiştirilmesi ya da gerçek bir belgeye eklemeler yapılması eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır.
Resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi ya da gerçek bir resmî belgenin değiştirilmesi eyleminin sahtecilik suçunu oluşturabilmesi için, düzenlenen ya da değiştirilen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği suçun temel unsuru olup özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte olup olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.
Sahte belgenin ilk bakışta dikkati çekmeyecek biçimde düzenlenip belirli bir kişiyi değil birçok kişiyi aldatabilecek nitelikte olması ve aldatma gücünün objektif olarak saptanması gerekir. Bu nedenle örneğin, memurların bilgisizliği ve ihmalleri nedeniyle kandırıcılık yeteneği olmayan belge üzerinde işlem yapmaları belgeye hukuki geçerlilik kazandırmaz. Daha önceden var olan subjektif bir bilgi, belge üzerinde var olan aldatma yeteneğini ortadan kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarihli ve 232-250 sayılı kararında da aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği belirtilmiştir. Bu noktada sahteciliğe konu olan belgenin aldatma yeteneği olup olmadığının tartışılması ve belirlenmesi öncelikle yargılamayı yürüten mahkemeye ait olup hâkim olayın çıkış, oluş ve akışını, düzenlenen belgelerle yapılan işlemleri göz önüne alarak, sahteciliğin kolaylıkla anlaşılıp anlaşılamayacağını bizzat saptamalı ve sonucuna göre belgelerde aldatma yeteneği olup olmadığını takdir ve tespit etmelidir.
Görüldüğü gibi, mahkemece, suçun konusunu oluşturan belge aslı getirtilerek resmî belgede bulunması gereken başlık, sayı, tarih, imza, mühür gibi zorunlu öğelerin incelenmesi, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığının saptanması, duraksama hâlinde ise mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından konusunda uzman bilirkişinin görüşüne başvurulmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
... İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan sanığın, birlikte iş yaptıkları katılan Antalya Depar Tur. İnş. Nak. Oto. Yat İşl. Tic. San. Ltd. Şti.den ön yüzünde “TEMİNATTIR. CİRO EDİLEMEZ.”, arka yüzünde “İşbu Çek 02.11.2010 Tarihli Sözleşmenin Ayrılmaz Ekidir. Teminatıdır. Ciro edilemez. EMRE MUHARRER DEĞİLDİR.” ibareleri mevcut iken aldığı bedeli 50.000 USD, keşide tarihi 31.08.2011 olan çeki belirtilen ibareleri daksille silmek ve arka yüzünü ciro etmek suretiyle ... Yapı Mlz. Hsf. Nsk. Taş. Eml. İnş. Taah. Lok. Tic. Ltd. Şti.’yi fiilen işleten katılan ...’a verdiği olayda, Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından düzenlenen 26.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda; söz konusu çekin “TACİR” ibareli bölümünün alt kısmında daksilleme yapıldığının, daksil ile kapatılan bölümde daha önce “TEMİNATTIR. CİRO EDİLEMEZ.” içerikli yazıların bulunduğunun tespit edilmesi ve sahte belgenin aldatma yeteneğini haiz olup olmadığına yönelik suça konu çek üzerinde Yerel Mahkemece herhangi bir inceleme yapılmamış olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hâkime ait olduğu cihetle, Manavgat Adliyesi adli emanetinin 2012/471 sırasında kayıtlı bulunan suça konu belgenin, duruşmada incelenerek özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulmasından sonra iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin sanık hakkında 12.04.2013 tarihli ve 1644-142 sayılı iddianameye konu 50.000 USD bedelli ve 31.08.2011 keşide tarihli çek yönünden resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasına ilişkin kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin sanık hakkında 12.04.2013 tarihli ve 1644-142 sayılı iddianameye konu 50.000 USD bedelli ve 31.08.2011 keşide tarihli çek yönünden resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün eksik incelemeyle hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına, hükmün kesinleştiği inancıyla cezasının infazına başlanılan sanığın, bu suça ilişkin cezasının infazının durdurulmasına ve tahliyesine, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesinin 06.06.2016 tarihli ve 7378-7273 sayılı sanık hakkında 12.04.2013 tarihli ve 1644-142 sayılı iddianameye konu 50.000 USD bedelli ve 31.08.2011 keşide tarihli çek yönünden resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasına ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
3- Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 138-301 sayılı sanık hakkında 12.04.2013 tarihli ve 1644-142 sayılı iddianameye konu 50.000 USD bedelli ve 31.08.2011 keşide tarihli çek yönünden resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün eksik incelemeyle hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı kabul edilerek Özel Dairenin sanık hakkında 12.04.2013 tarihli ve 1644-142 sayılı iddianameye konu 50.000 USD bedelli ve 31.08.2011 keşide tarihli çek yönünden resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasına ilişkin kararının kaldırılması karşısında, hükmün kesinleştiği inancıyla cezasının infazına başlanılan sanığın, yalnızca bu suça ilişkin cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA ve TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.02.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.