13. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/10287 Karar No: 2013/11426
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/10287 Esas 2013/11426 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2013/10287 E. , 2013/11426 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak-hakem kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı TOKİ ile aralarında konut satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 3.maddesinde taşınmazın teslim süresinin 18 ay olarak kararlaştırıldığını, ancak zamanında teslim edilmediğini, geç teslim nedeniyle oluşan zararının tahsili için müracaat ettiği hakem heyetince talebinin reddedildiğini, 5 aylık geç teslimden dolayı zararının şimdilik 1000 TL olduğunu ileri sürerek hakem heyeti kararının iptalini, fazlası saklı kalmak üzere 5 ay geç teslimden dolayı 1000 TL"nın tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 4837.5 TL"na çıkarmıştır. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının dava dilekçesinde sadece 5 aylık kira kaybını talep ettiği ve bu miktarında 1875 TL olduğu, ıslah ile talep sonucunun değiştirilmeyeceği gerekçesiyle 1875 TL"nın tahsiline, hakem heyeti kararının iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3.maddesinde konutun teslim süresi 18 ay olarak kararlaştırılmış olup, 26.9.2007 tarihinde teslim edilmesi gereken konutun 29.8.2008 tarihinde teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bilirkişi tarafından geç teslim süresine ait davacı alacağı 4162.5 TL olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Davacı akabinde davasını 4162.5 TL olarak ıslah etmiş ve ancak mahkemece, davacının dava dilekçesinde talep ettiği süreyi 5 ay ile sınırladığı, ıslah ile talep sonucunun değiştirilemeyeceği kabul edilerek 5 aylık zaman diliminin dışındaki kısma ilişkin talep reddedilmiştir. Hemen belirtmek gerekirki davacı dava dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tutmuş bulunmaktadır. Dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının davadaki talebini 5 ay ile sınırlamayıp sadece şimdilik 5 aya tekabül eden miktarı istediği, bu itibarla ıslah dilekçesi ile miktarı artırmasının mümkün bulunduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı tarafça davacının ıslah talebine karşı bu hususta bir itirazda vaki olmamıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının ıslah etmesinin mümkün olduğu kabul edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 6.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.