10. Hukuk Dairesi 2016/15148 E. , 2016/13814 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan ... avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.11.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ... ile karşı taraf adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2- 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26’ıncı maddesidir.
506 sayılı yasaya dayalı olarak işverenler aleyhine açılan rücuan tazminat davalarında; süregelen mevcut uygulama dışında, herhangi bir etkileşim ve değişim öngörülmediğinden, Borçlar Kanununun 332/I maddesinde belirtilen işçi-işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çerçevede maddenin 2. fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu, 26/I maddeyle vaki ilişkilendirme, bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımı, süregelen eski uygulamalar gibi; işverenler açısından Borçlar Kanununun 125. maddesine göre, zararlandırıcı sigorta olayına neden olan 3. şahıslar yönünden ise, Borçlar Kanunun 60. maddesinde öngörülen haksız fiil zaman aşımına (faile ve zarara ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl ve her halükarda olay tarihinden itibaren 10 yıl) tabii olduğunda tereddüt yoktur. Zamanaşımının başlangıcı ise; 506 sayılı yasada zaman aşımının (özel olarak)düzenlenmediği düşünüldüğünde; genel hükümler çerçevesinde çözüm arama gereği vardır. Gerçekten de Borçlar Kanunun 128 maddesinde: “Zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu zamanda başlar” denilmektedir. Kurum açısından alacak hakkı, bağladığı gelirin yetkili organ tarafından onaylandığı tarihte ödenebilir hale geleceğinden, muacceliyet’in onay tarihi olacağı açıktır. O halde, 26 maddeye ilişkin davalarda zaman aşımı, masraflar için sarf,tediye; gelirler için ise ilk peşin sermaye değerinin başlangıçtaki gelir bağlama onay tarihinden başlatılması gerekmektedir.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında, 12.12.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan ödemelerden oluşan kurum zararından şimdilik 33.919,60 TL’sinin 506 sayılı Yasanın 26.madde hükmü uyarınca davalı işveren ... ile üçüncü kişi durumunda bulunan davalı ...’dan rücuan tahsili istemine ilişkin olan davada; alınan kusur raporu gözetilerek 13.05.2015 günlü ıslah dilekçesiyle davacı isteminin 47.847,44 TL’ye çıkarıldığı ve üçüncü kişi durumunda bulunan davalı ...’un ıslaha karşı süresinde zamanaşımı definde bulunduğunun anlaşılması karşısında; ıslah dilekçesi ile artırılan tutarın, üçüncü kişi durumunda bulunan davalı ...’un yönünden zamanaşımına uğrayıp uğramadığı incelenip irdelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."a iadesine, davalı ... avukatı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, 15.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi