8. Hukuk Dairesi 2012/5206 E. , 2012/12631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz taşınmaz tescili
... ile Hazine ve Güzelköy Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapusuz taşınmaz tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 27.01.2012 gün ve 217/31 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, mevkii ve sınırlarını dava dilekçesinde belirttiği 70 dönüm kadar taşınmazın 30 yıldan fazla bir zaman Köy Muhtarlığının zilyetliğinde bulunduğunu, haricen kendisine sattığını, yine 65 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan 20 dönümlük taşınmazın 30 yılı aşkın bir zamandan beri zilyetliğinde bulunduran Yusuf Akgül’ün kendisine sattığını açıklayarak taşınmazların adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı Köy Muhtarlığı temsilcisi davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... İli,... İlçesi, Güzelköy Köyü"nde bulunan 13.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda, A harfiyle gösterilen 14889,91 m² ve B harfiyle belirlenen 8674,58 m² taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, krokide C harfiyle işaretlenen 8794,94 m²"lik taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlere dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 996 maddeleri ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesine göre açılan tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı tarafa delil ve tanıklarını bildirmesi için süre ve imkan tanınmamış, komşu 165 parsel sayılı taşınmaza, kadastro çalışmaları sırasında uygulanan Mart 291 tarih ve 17 sıra nolu tapu kaydı bulunduğu yerden getirtilerek yerel bilirkişi ve teknik bilirkişiler aracılığıyla mahalline uygulanmamış, çifte tapunun önlenmesi açısından taşınmazın tapuya kayıtlı yerlerden olup olmadığı, Tapu Sicil Müdürlüğü"nden sorulmamış, mahallinde usulüne uygun olarak muhtad vasıtalarla ilanlar yapılmamış ve keşif ara kararları da usulüne uygun olarak oluşturulmamıştır. Ayrıca hava fotoğrafları ile fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar getirtilerek yararlanılmamıştır.
Dosya kapsamına göre, uyuşmazlık konusu taşınmazlar tapulama tespiti sırasında tespit harici bırakılan yerlerdendir. Çifte tapunun önlenmesi açısından hükme esas alınan teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenerek dava konusu yapılan yerin tapuya kayıtlı yerlerden olup olmadığı Tapu Sicil Müdürlüğü"nden sorulması, komşu 165 parsel sayılı taşınmaza, kadastro çalışmaları sırasında uygulanan Mart 291 tarih ve 17 sıra nolu tapu kaydının ilk tescilinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığı"ndan getirtilerek dosya arasına eklenmesi, uyuşmazlık konusu taşınmazların yüzölçümü dikkate alınarak dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıl (1980-1990 tarihleri arası) öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan, fotoplan, fotometrik, fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulması, Jeodezi ve fotogrametri uzmanı Mühendis ile teknik yerel bilirkişi ve tanıkları aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte uygulanması gerekir.
Dava, zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Bu tür davalarda, ihtisabı sağlayan zilyetliğin ispatı gerekir. Zilyetlik olayları maddi olaylardandır. Maddi olaylar, tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. Yargılama tutanakları üzerinde yapılan incelemede, yargılama oturumlarına katılan davacı tarafa tanık ve delillerini bildirmesi için süre ve imkan tanınmadığı belirlenmiştir. Davacı dava dilekçesinde; tanık deliline dayandığını açıkça belirtmiştir. Bu itibarla zilyetlik olaylarının açıklandığı gibi tanık sözleri ile ispat edilebilineceğinin gözönünde tutulması, öncelikle taraflara delillerini ve tanık listelerini vermeleri için usulüne uygun olarak süre ve imkan verilmesi gerekir. 12.05.2010 tarihli keşif ara kararı ile 13.04.2012 tarihli keşif ara kararlarının yöntemini uygun bir biçimde verilmiş bir ara karar olarak kabul edilmesine olanak bulunmamaktadır. Keşif ara kararlarında yerel bilirkişi ve tanıkların keşif mahallinde hangi yöntem ile davet edilecek hususu açıklanmamıştır.
Yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243,244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinede dinlenmeleri, davaya konu taşınmazların davacının iddia ettiği gibi dava tarihinden önce davacı ile davacıların bayisi olan Köy Muhtarlığı ile dava dışı Yusuf Akgül’ün zilyetliğinde bulunup bulunmadığı, davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, komşu 165 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Mart 291 tarih ve 17 sıra nolu tapu kaydının taşınmaz yönünün ne olarak gösterdiği üzerinde durulması, teknik bilirkişiye işaret ettirilmesine sağlanması, hava fotoğrafları ile İl Kadastro Müdürlüğü"nden istenen paftaların 1980 ile 1990 yılları arasında çekilen ve düzenlenen fotoğraflar ile paftalar olması gerektiğinin gözetilmesi, bunların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu hususlarının açıklığa kavuşturulması, uzman bilirkişilerden Yargıtay ve tarafların denetimine açık gerekçeli, karşılaştırmalı rapor istenmesi gerekmektedir.
Bundan başka, TMK.nun 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi gerekir. Mahkemece, 26.01.2011 tarihli ara kararının 2 nolu bendi ile mahallinde uygun vasıtalarla 3 defa ilan yapılmasına, bu hususta Kaymakamlık Makamına müzekkere yazılmasına karar verilmiş ve taşınmazların bulunduğu köy muhtarlığına Jandarmaca 01.03.2011 tarihli tebliğ tebellüğ tutanağı adlı belge ile ilanların yapılması bildirilmiş ise de; ilanların yapıldığına ilişkin belgeler dosya arasında bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece mahallinde uygun araç ve aralıklarla en az 3 defa ilan yaptırılması, buna ilişkin tutanak örneklerinin dosya arasına konularak ilanların yapıldığının denetlenmesi ve en son ilam tarihinden itibaren ise yasal üç aylık sürenin dolmasının beklenmesi gerekir.
Öte yandan, HMK.nun 290/2 maddesi gereğince keşif mahallinde hazır edilecek bir fotoğrafçı, bilirkişiye taşınmaz ve çevresini gösterir yakın plan ve panoramik fotoğrafların çektirilerek teknik bilirkişiye taşınmazın fotoğraflar üzerine işaretletilmesi, bundan sonra keşfi yapan hakim tarafından onaylandıktan sonra dosya arasına konulması gerekir.
Mahkemece, bu eksiklikler yerine getirilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.