3. Hukuk Dairesi 2021/1209 E. , 2021/12033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen cezai şart ve reçete bedeli tahsili ile uyarı cezası işlemlerinin iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Zırhlıoğlu Eczanesi’nin sahibi olduğunu, aynı reçeteler nedeniyle Kurumca Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine İlişkin 2012 protokolünün 5.3.2 ve 5.3.5. maddelerini uygulayarak cezai yaptırımı ağır olan maddeden hakkında 1 kez yazılı uyarı, 57.239,20 TL cezai şart ve 11.447,84 TL reçete bedeli kesintisi işlemi tesis ettiğini, ancak söz konusu yaptırımların hukuka aykırı olması nedeniyle iptalini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı eczanenin dolandırıcıların eylemi nedeni ile sözleşmenin 4.3.6. maddesini ihlal ettiği ve ilacın hak sahibine verilip verilmediğini kontrol etmemesi nedeni ile yersiz ödemeye sebebiyet verdiği, bu nedenle davacı eczanenin reçete bedeli olan 11.447,84 TL"den kurumun ödeme yaptığı tarihten itibaren sorumlu olduğu, davacı hakkında herhangi bir ceza davasının açılmadığı göz önünde bulundurulduğunda reçetelerin düzenlenmesine doğrudan dahil olmaması nedeni ile 2012 yılı için hakkında 5.3.5. maddesine göre cezai şart alacağının talep edilemeyeceği, protokolün 5.3.2. maddesi gereğince 1. kez uyarı işleminin yerinde olmadığı şeklindeki bilirkişi raporuna göre davacı aleyhine uygulanan reçete bedeli olan 11.447,84 TL"nin (protokolün 4.3.6. maddesi gereğince) ödeme tarihleri itibariyle hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine dair işlemin yerinde olduğuna, 5.3.2. madde gereği 1. kez yazılı uyarı işlemi ile 5.3.5. madde gereği uygulanan cezai şart ve yine aynı madde gereği 1. kez yazılı uyarı işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı hakkında uygulanan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine İlişkin 2012 protokolünün 5.3.2 ve 5.3.5. maddeleri; eczacının cezai işleme konu reçeteleri karşıladığı sırada kimlik kontrolü yapmadığı için reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmaması ile hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edilmesine ilişkin olup, mahkemece teftiş raporundaki hasta beyanları değerlendirilerek, hastaların beyanlarında eksik hususların bulunması halinde HMK md. 31 uyarınca, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında olmak üzere gerekirse yeniden dinlenilmeleri suretiyle davacı hakkında uygulanan cezai işlemlerin yerinde olup olmadığına karar verilmesi gerekirken, protokolün 5.3.10. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına dair değerlendirme yapılırken, dikkate alınan "davacının reçetelerin düzenlenmesine doğrudan dahli olmaması" sebebiyle cezai şart ve uyarı cezası işlemlerinin iptaline karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece, tanıklar dinlendikten sonra davacının 2016 protokolünün hakkında uygulanmasını talep ettiği de dikkate alınarak, bu protokolün 5.3.2. maddesindeki “Eczacının Kuruma fatura ettiği reçetelerde (e-reçete olarak düzenlenenler hariç) bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da ilacı alana teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilacı alana ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın veya ilacı teslim alan kişinin ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü ile 5.3.5. maddesindeki “Kurum, İl Sağlık Müdürlüğü veya Eczacı Odası tarafından eczanede yapılan denetimde, reçete sahibi veya ilacı alan kişiye teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 6 (altı) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak, Kurum tarafından yapılacak soruşturma neticesinde hastaya teslim edilmek üzere hastanın ilaç alım tarihinden itibaren 60 (altmış) günü geçmeyecek sürede ilaçların eczanede bekletildiğinin saptanması halinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü uyarınca hastalar veya reçete arkasında ilacı teslim aldığı belirtilen kişiler reçete muhteviyatı ilaçları almamışlar ve reçete arkasındaki imzalar reçete sahibine ya da ilaçları alan kişilere ait olmadığı tespit edilmişse 2016 protokolünün yukarıda bahsi geçen hükümlerine göre cezai işlem miktarı yeniden belirlenmelidir. Tüm bu nedenlerle yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 25/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.