Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/8428
Karar No: 2013/12691

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/8428 Esas 2013/12691 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Miras bırakanın kayden maliki olduğu taşınmazı, davalıya satış suretiyle temlik ettiği ancak dava açan davacılar tarafından miras muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açıldı. Mahkeme davanın reddine karar verdi ancak bu karar bir kısım davacılar tarafından temyiz edildi. Yargıtay ise eksik araştırmayla yazılı kararın verildiği gerekçesiyle kararı bozdu. Miras muvazaası olarak tanımlanan muvazaa, nisbi muvazaa türüdür ve miras bırakan gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini talep edebilirler. Miras bırakanın gerçek amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması gerekmektedir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddeleridir.
1. Hukuk Dairesi         2013/8428 E.  ,  2013/12691 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/10/2012
    NUMARASI : 2004/299-2012/642

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi. Tetkik Hakimi  raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerle; miras bırakanın kayden maliki  bulunduğu 27 parsel sayılı taşınmazını 27.5.1994 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.  
    Davacılar, anılan temlikteki miras bırakanın  amacının mirastan mal kaçırma olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, davalı ise murisin davacıya da taşınmaz verdiğini bildirerek mirasbırakanın gerçek amacının mallarını mirasçıları arasında paylaştırma olduğunu savunmuştur.
    Ancak, mahkemece savunma doğrultusunda hükme elverişli olacak nitelikte bir araştırmanın yapıldığı söylenemez.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini istiyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmıyacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle  zor
    olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirascıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamıyacağıda kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, miras bırakandan tüm mirascılarına intikal eden taşınır, taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirascıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, ayrıca Milas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/734, 2003/740 ve 2003/851 esas sayılı dava dosyalarınında getirtilip muris tarafından yapılmış temliklere ilişkin olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
    O halde, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde  gerekli araştırmanın yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması mirasbırakanın gerçek amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Bir kısım davacıların temyiz itirazları  yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.9.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi