20. Hukuk Dairesi 2014/4503 E. , 2014/6295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 32 parsel sayılı 51773,23 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın taşlık, kayalık ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişme konusu 103 ada 32 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, davacının tescil talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
1) Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere, kararın dayandığı gerekçeye ve taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca aralıksız ve nizasız ekonomik amaca uygun zilyedlik bulunmadığı gibi, taşınmazın özel mülkiyete konu olacak şekilde imar ve ihya edilmediği belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece taşınmazın tapu kaydının iptaline, davacının tescil talebinin reddine karar verilmiş ise de yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemiştir. Şöyle ki; davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerden olduğu iddisaıyla dava açmış, dinlenen orman bilirkişileri taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu bildirmiştir. Ormanlar tescile tâbidir. Ne var ki; orman bilirkişi raporu çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı yönünden kanaat verici olmadığı gibi kendi içersinde de çelişkilidir. Dava konusu taşınmaz, orman sayılan yerlerden olduğu takdirde orman niteliği ile tapuya tescili, orman sayılan yerlerden olmadığı bilirlendiği takdirde ise 3402 sayılı Kanunun 16/C kapsamında ise tescil dışı bırakılmasına (tapulama dışı), 16/C kapsamında da olmadığı takdirde belirlenen hali hazır niteliğiyle Hazine adına tescile karar verilmesi gerekirken, Hazinenin davası kabul edildiği halde tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın kesin olarak niteliği belirlenmeli, taşınmaz orman sayılan yerlerden ise orman vasfıyla, 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi kapsamında ise tescil dışı (tapulama harici) bırakılmasına, aksi takdirde yani orman sayılan yer ve 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi kapsamında kalan yerlerden değil ise belirlenen hali hazır niteliğiyle tapuya tesciline karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 10/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.