Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/4355 Esas 2019/12424 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4355
Karar No: 2019/12424
Karar Tarihi: 11.12.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/4355 Esas 2019/12424 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/4355 E.  ,  2019/12424 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının, hakkında ... İcra Müdürlüğü’nün 2014/2762 Esas sayılı icra takip dosyası ile takip yaptığını, ağır ... sorunları yaşdığından ilamsız ödeme emrinin kesinleştiğini, ilamsız takipte borcun sebebi bölümünde geçerli ve dayanağı olan bir sebebin olmadığını, icra dosyası içerisinde 13.900,00 TL"lik bir banka belgesinin mevcut olduğunu, herhangi bir borç sebebi belirtilmediği gibi davalıya borçlu olduğuna dair herhangi bir belge de olmadığını, banka makbuzunun taraflar arasında bir borç ilişkisinin varlığına yeterli olmadığını, davalının hesabına para yatırmış olmasının alacağı olduğu anlamına gelmediğini belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacıyla astsubay rütbesi ile uzun yıllar birlikte görev yaptıklarını, aralarındaki güven ilişkisine dayanarak bazı küçük paraların elden alınıp verildiğini, davacının dosyaya konu düğün için istediği paranın yüksek olması nedeniyle banka aracılığı ile gönderdiğini, aralarındaki arkadaşlıktan ve iyiniyetinden ötürü banka dekontuna açıklama yazdırmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava menfi tespit davası olup, uyuşmazlık davalının davacının hesabına yatırdığı paranın borç olarak verilip verilmediği noktasındadır. Davalı, davacıya düğün için borç olarak 10.000,00 TL ve 3.900,00 TL"lik havaleler gönderdiğini savunmaktadır. Mahkemece, davacının davalıya olan borcunu ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle, davacının davasını ispatlayamadığından, davanın reddine karar verilmiştir.
    Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK.nın 190.maddesine göre, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Menfi tespit davalarında bu yük lehine hak doğan taraf olan davalı alacaklı olduğunu iddia eden tarafa aittir.
    Somut olayda davalının dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Oysa davalı tarafından icra takibine dayanak yapılan banka makbuzunda paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır. Hal böyle iken ispat külfeti davalıda olmasına rağmen, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.