Çocuğa yönelik ırza tasaddi, küçüğü alıkoyma, cinsel taciz ve sarkıntılık yapmak sureti ile cinsel saldırı suçlarından şüpheli Muhammedjan Turdiev hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/05/2016 tarihli ve 2016/69489 soruşturma, 2016/46174 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30.12.2016 tarihli ve 2016/6317 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekiler un şikâyetine konu eylemlerin, suç tarihinde müştekilerin 18 yaşından büyük olması, isnat edilen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 102/1 ve 105/1. maddeleri kapsamında kaldığı ve takibinin şikâyete bağlı olduğu, şikâyet tarihi itibari ile 6 aylık şikâyet süresinin dolduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, müştekilerdenun şüpheliden özel keman dersi aldığı, özel ders sırasında şüphelinin kendisine karşı cinsel taciz içerikli eylemlerde bulunduğunun iddia edilmesi, müştekinın ise Bilkent Üniversitesi M.S.S.F. Keman Bölümü öğrencisi olduğu sırada 2006-2007 yıllarında, şüphelinin dersi sırasında cinsel tacize maruz kaldığını iddia etmesi karşısında, şüphelinin üzerine atılı eylemin 5237 sayılı Kanun"un 102/3-b maddesinde düzenlenen kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle cinsel saldırı niteliğinde olduğu ve bu eylemin soruşturmasının şikâyete bağlı olmadığı nazara alındığında, işin esasına girilerek müştekiler ve şüphelinin beyanlarının tespiti, akabinde şikâyet ve savunmaları doğrultusunda gerekli delillerin toplanarak şüphelinin hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27.02.2018 günlü, 94660652-105-06-711-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Tüm dosya kapsamına göre, suç tarihleri de nazara alındığında suç tarihlerinde şüpheli ile mağdureler arasında 5237 sayılı TCK"nın 102/3-b maddesinde belirtildiği şekilde ilişkinin bulunmadığının anlaşılmasına göre kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 30.12.2016 günlü, 2016/6317 Değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 14.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.