Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1339
Karar No: 2014/6898
Karar Tarihi: 26.05.2014

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/1339 Esas 2014/6898 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2014/1339 E.  ,  2014/6898 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ermenek Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/12/2013
    NUMARASI : 2011/457-2013/684

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 30/05/2011 gününde verilen dilekçe ile suya vaki müdahalenin önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10/12/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu ve üzerinde üç katlı evi ile önünde bahçesinin olduğu 1.. ada ve .. parsel sayılı taşınmazının suya ihtiyacının olduğunu, köyün umumi suyundan yararlandırılmadığını belirterek kendisine de su verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, dava konusu suyun kadimden beri 1000 dönümlük yer suladığını, köylüler arasında boru döşemek suretiyle su düzeneği ve rejimi oluşturularak kullanıldığını, davacıya su verilmesi halinde suyun diğer köylülere yetmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının istemi su yolu mecra irtifak hakkı tesisi olarak nitelendirilerek, su kaynağının tescil harici yerde bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    TMK"nın 756. maddesine göre, kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.
    Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.
    Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
    Suya müdahale davalarında, davacı, kaynak veya akarsuyun sahibi olduğunu veya kullandığı suyuna elatıldığını (yararlanmasının önlendiğini) iddia eden kişi ya da kişilerdir. Bir başka ifade ile genel suları kullanan ve müdahale edilmesi halinde bundan zarar gören kişiler dava açma hakkına sahiptir.
    Somut olayda, davacı 1986 yılında 1.. ada 6 parsel sayılı taşınmazı satın alarak üzerine ev yaptığını, bilahare köyden ayrıldığını, 2011 yılında köye geri geldiğini ve evin bahçesine çeşitli ağaçlar diktiğini, dava konusu köyün umumi suyundan eskiden taşınmazının yararlandığını, ancak kendisinin köyde bulunmadığı zaman diliminde köylülerin suyu aralarında paylaştıklarını, anılan umumi suya kendisinin de ihtiyacı olduğunu, davalının sudan yararlanmasına müsaade etmediğini belirterek, kendisine de su verilmesini istemiştir. Davacının bu istemi suya vaki müdahalenin men"i isteğine ilişkindir.
    Davaya konu kaynak, tescil harici yerden çıktığından genel sudur. Suya elatmanın önlenmesi davasını sudan yararlanan ve yararlanmasına engel olunan kişiler açabileceğinden mahkemece, suların en az olduğu dönemde mahallinde jeoloji ve ziraat mühendisi bilirkişiler eşliğinde keşif icrası ile, dava konusu suyun kadim kullanım şekli keşifte mahalli bilirkişiler dinlenerek tarafların dava konusu suyun kullanılmasına ilişkin kadim veya öncelik haklarının olup olmadığı saptanmalı, tarafların suya ihtiyaç durumu, sudan yararlanan tüm taşınmazlar belirlenerek başka kaynaklar ile ihtiyacın karşılanıp karşılanamayacağı tespit edilmeli, gerekirse taraflar arasında nizayı kesin olarak çözümler nitelikte su düzeneği ve rejimi kurulmasına karar verilmelidir. Değinilen yönler gözetilmeden, dava konusu ihtilafın hukuki nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi