Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2017/4581
Karar No: 2021/397
Karar Tarihi: 27.01.2021

Danıştay 8. Daire 2017/4581 Esas 2021/397 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/4581
Karar No : 2021/397


DAVACI : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 24/06/2017 gün ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin;
1- 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit" ibaresinin,
2- 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 10.000 veya ilçeye bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması" ibaresinin,
3- 7. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması" ibaresinin,
4- 7. maddesinin 11. fıkrasında yer alan "Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır." ibaresinin,
5- 8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Yerleşim birimi nüfusunun 200.000’den az olmaması ya da yerleşim birimi ile hizmet verilecek en yakın rehberlik ve araştırma merkezi arasındaki mesafenin 150 km’den fazla olması hâlinde yerleşim birimi nüfusunun 100.000’den az olmaması" ibaresinin,
6- 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "Kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi" ibaresinin,
7- 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer" ibaresinin,
8- 13. maddesinin 7. fıkrasında yer alan "veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden" ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Din eğitimi ve ibadet açısından Devletin tarafsız olması gerektiği, bir dinin esas ve değerlerine öncelik tanınmasının “laiklik ilkesine” aykırı olduğu, mescitlerin Yönetmeliğe tabi bütün kurumlarda zorunlu tutulmasının, tek bir din ibadetine yönelik ibadethane olduğu değerlendirildiğinde Devletin tarafsız ve her kesime eşit mesafede olması gerektiği ilkesinin ihlali niteliğinde olduğu, ayrıca okulda İslam dinine mensup olmayan öğrenci ve öğretmenlerin bulunması halinde, bu kişilerin Devlet nezdinde kendilerine ibadethane açılmamış bireyler olarak hissedecekleri, ayrıca, zorunlu mescit uygulamasının gerek öğretmenler gerekse öğrenciler üzerinde mahalle baskısı oluşturacağı, Anadolu İmam-Hatip Liselerinin açılması için öngörülen nüfus kriteri ile diğer okullar için öngörülen nüfus kriteri arasında orantısız bir fark bulunduğu, örneğin Anadolu Lisesi açılabilmesi için, okulun açılacağı yerleşim biriminin merkez nüfusunun en az 10.000 olması veya bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması gerektiği, Fen Liseleri için illerde ve büyükşehir statüsündeki illerin nüfusu 50.000’in üzerinde olan ilçelerinde, büyükşehir statüsünde olmayan illerin ilçelerinde açılabilmesi için ilçe nüfusunun en az 20.000 ve il merkezi ile birlikte toplam nüfusu en az 200.000 olması gerektiği, dolayısıyla, nüfus kriterindeki orantısızlık nedeniyle özellikle küçük şehirlerde neredeyse tüm ortaöğretim kurumlarının İmam-Hatip Liselerinden oluşacağı, öğrencilere başkaca bir olanak sunulmayarak istek ve taleplerin dikkate alınamayacağı, mevzuatta Tematik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi için herhangi bir düzenleme bulunmadığı, tanımı dahi yapılmamış bir kurum türü için açılma şartları belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu, Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile kurumun verimliliğin azalması gibi soyut bir kavram ile idareye istediği kurumu kapatabilme yetkisi verildiği; Yönetmeliğin 7. maddesinin 11. fıkrasında sayılan eğitim kurumları dışında kalan eğitim kurumlarında karma eğitimden vazgeçilebileceği, bu durumun 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. maddesine aykırı olduğu, Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde İmam-Hatip Anadolu Liselerinde öğrenci sayısının 40’ın altına düşmesi halinde kapatılacağı öngörülmüşken, diğer kurumlarda 80’in altına düşmesi halinde kapatılacağının düzenlendiği, yarı yarıya bir orantısızlığın gerekçesinin idarece ortaya konulamadığı, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi açılması esaslarının düzenlendiği düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu,düzenlemeyle 81 ilin 34’ünde rehberlik ve araştırma merkezi açılamayacağı, bu durumun 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun hükmünde Kararname’nin 21. maddesine aykırılık oluşturduğu, Yönetmeliğin 13. maddesinin 7. fıkrasına yönelik olarak; Milli Eğitim sistemi içerisinde yer alan sosyal tesislerin kar etmek ya da zarar etmemek kriterinin bulunmadığı, öğretmenevi ve akşam sanat okullarından oluşan sosyal tesislerin varlık amacının kar etmek değil, öğretmenlerin ve ailelerinin sosyal gereksinimlerinin bir kısmının karşılanması olduğu iddia edilemketedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
Dava konusu ibarenin din ve inanç özgürlüğünün doğal bir sonucu olduğu, söz konusu özgürlüğün gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuat hükümleri ile koruma altına alındığı, okuldaki öğretmen, öğrenci ve diğer personelin ibaret etmek istemeleri halinde bu taleplerinin Devlet tarafından karşılanmasında hukuka ve laiklik ilkesine aykırı bir durumun bulunmadığı, mescitte sadece İslam inancına mensup bireylerin değil diğer din mensuplarının da ibadet edebileceği, bu durumun önünde herhangi bir engelin bulunmadığı, dava konusu ibarenin diğer din mensupları aleyhine bir düzenleme içermediği, Anayasa’nın 10. maddesi ile korunan eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığı, hemen her ülkede din eğitimi ve öğretimi noktasında hakim dine belli bir ağırlık verildiği ve diğer dinler karşısında çoğunluk dininin mensuplarına bazı ayrıcalıklar tanındığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de objektif ve gerekli olduğu takdirde bu farklı muamelenin Sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceği yolunda kararlarının bulunduğu, örneğin AİHM Lautsi/İTALYA (2011) kararında Hristiyanlığın sembollerinden olan çarmıha gerilmiş İsa figürünün sınıflarda asılı olmasının çoğunluk dini olan Hristiyanlığın okul ortamında baskın bir görünürlüğe sahip olması anlamına geldiğinin kabul edildiği, ancak; bu durumun tek başına çoğulculuk ilkelerinden uzaklaşma ve ideoloji aşılama anlamına gelmediğinin belirtildiği, yine Hasan ve Eylem Zengin/TÜRKİYE(2007) kararında da din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi müfredatında İslam’ın Türkiye’de çoğunluk dini olduğu gerçeği karşısında müfredatta diğer dinlere kıyasla İslam dinine daha fazla yer ve öncelik verilmesinin, tek başına çoğulculuk ve objektiflik ilkelerinden sapma anlamına gelmediğinin ifade edildiği, Anadolu İmam-Hatip Liselerinin açılması için öngörülen nüfus kriterine yönelik yapılan düzenlemenin sahadan yansıyan talep ve ihtiyaçların doğrudan bir sonucu olduğu, Fen Liselerinde daha yüksek bir nüfus kriterinin öngörülmesinin, bu okul türündeki başarının ve kalitenin düşmesinin engellenmesine yönelik olduğu, Yönetmeliğin 7. maddesinin 11. fıkrasında yer alan düzenlemeye ilişkin, Mesleki ve teknik eğitim veren 22 okul türünün öğrenim süreleri ve mezunlarının hak ve yetkilerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan “Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” ve “Çok Programlı Anadolu Lisesi” adı altında 2014/18 sayılı Genelge ile yeniden yapılandırıldığı, yapılandırmadan öncesinde Kız Teknik ve Mesleki Liselerinin bir kısmında yalnızca kız öğrencilere yönelik eğitim verildiği, yapılandırma ile kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını sağlamak için sadece kızlara yönelik eğitim yapılmamasını belirtmek için dava konusu düzenlemenin yapıldığı, Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin yeni bir düzenleme olmadığı, Mülga Yönetmelik’te de bulunan ve uygulamada sorun yaşanmayan bir düzenleme olduğu; Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan dava konusu düzenlemenin sahadan yansıyan talep ve ihtiyaçların doğrudan bir sonucu olduğu, düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 21. maddesinin 2. fıkrasında yer alan; “nüfus ve hizmet potansiyeline göre merkez ve diğer ilçelerde de rehberlik ve araştırma merkezleri açılabilir.” Kuralı uyarınca il merkezlerinde RAM açılmasını zorunlu kıldığı, dava konusu düzenlemenin il merkezlerinde bulunan RAMların hizmet vermesini engellemediği, bunun yanında şartları sağlayan ilçelerde de RAM açılabileceği, düzenlemenin kamu yararı gereği olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : 24/06/2017 günlü, 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit" ibaresinin, 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 10.000 veya ilçeye bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması" ibaresinin, 7. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması" ibaresinin, 7. maddesinin 11. fıkrasında yer alan "Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır." ibaresinin, 8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Yerleşim birimi nüfusunun 200.000’den az olmaması ya da yerleşim birimi ile hizmet verilecek en yakın rehberlik ve araştırma merkezi arasındaki mesafenin 150 km’den fazla olması hâlinde yerleşim birimi nüfusunun 100.000’den az olmaması" ibaresinin, 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "Kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi" ibaresinin, 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer" ibaresinin ve 13. maddesinin 7. fıkrasında yer alan "veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin:
5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin;
10 Eylül 2018 günlü ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 4. Maddesi ile;
''ç) Her kurumda; kurumun özelliğine uygun yeteri kadar müdür yardımcısı odası, idari oda, abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı mescit, mutfak/yemekhane/kantin/kafeterya, teshin/ısı merkezi, su deposu, sistem odası, ilgili mevzuatına göre sığınak, depo/araç-gereç odası/arşiv odası, teknisyen odası, yardımcı personel odası, tuvalet ve lavabo, ayrıca pansiyonlar hariç her kurumda müdür odası bulunması,'' şeklinde değiştirildiği,
7. maddesinin 1. fıkrasının, sırasıyla;
-15 Eylül 2017 günlü ve 30181 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. Maddesiyle; “1) Anadolu lisesi açılabilmesi için; 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci, binada en az 8, en fazla 40 derslik bulunması gerekmektedir. Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça sağlanır.” şeklinde değiştirildiği,
-10 Eylül 2018 günlü ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. Maddesiyle; “1) Anadolu lisesi açılabilmesi için; 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci, binada en az 8, en fazla 40 derslik bulunması gerekir.” şeklinde değiştirildiği,
-14 Şubat 2019 günlü ve 30686 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 5. Maddesiyle; “1) Anadolu lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 ya da 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci olması, binada en az 8 derslik, görsel sanatlar atölyesi ve/veya müzik dersliği bulunması gerekir. Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça yapılır.” şeklinde değiştirildiği,
7. maddesinin 5. fıkrasının, sırasıyla;
-15 Eylül 2017 günlü ve 30181 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. Maddesiyle; “(5) Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; öğretim binasında en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi, mûsikî/müzik dersliği bulunması gerekmektedir. Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça sağlanır.” şeklinde değiştirildiği,
-10 Eylül 2018 günlü ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. Maddesiyle; “(5) Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; öğretim binasında en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması gerekir.” şeklinde değiştirildiği,
-14 Şubat 2019 günlü ve 30686 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 5. Maddesiyle; “(5) Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 ya da 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci olması, binada en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi ve/veya mûsikî/müzik dersliği bulunması gerekir. Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça yapılır.” şeklinde değiştirildiği,
7. maddesinin 11. fıkrasının;
10 Eylül 2018 günlü ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı,
8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendinin;
10 Eylül 2018 günlü ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. Maddesiyle; “a) Toplam nüfusu 200.000’in altında olan illerde nüfus şartı aranmaksızın il merkezinde bir rehberlik ve araştırma merkezi açılır. Bunun dışında yerleşim birimi nüfusunun 200.000’den az olmaması ya da yerleşim birimi ile hizmet verilecek en yakın rehberlik ve araştırma merkezi arasındaki mesafenin 150 km’den fazla olması hâlinde yerleşim birimi nüfusunun 100.000’den az olmaması,” şeklinde değiştirildiği,
- 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinin;
10 Eylül 2018 günlü ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı, Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 9. maddesiyle;
“b) Okullar hariç olmak üzere kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi,
c) Bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ile getirilen istisna hariç toplam öğrenci sayısının okul öncesi ve ilkokullarda 10; ortaokullarda, imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokulları ile ortaöğretim kurumlarında 40’ın altına düşmesi,” şeklinde değiştirildiği,
anlaşıldığından iptal istemi hakkında anılan maddeler yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin iptal istemine konu edilen diğer maddesine gelince:
- 13. maddesinin 7. fıkrasında yer alan "veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden" ibaresi bakımından.
652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23. Maddesinin (g) bendinde ve 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 318. Maddesinde, Milli Eğitim Bakanlığına ait sosyal tesislerle ilgili işleri yürütmek, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır. Milli Eğitim Temel Kanunundaki genel amaçlar çerçevesinde sosyal tesislerin varlık gayesinin, öğretmenler ve milli eğitim bakanlığı çalışanlarının sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına imkanlar ölçüsünde cevap vermek olduğu tartışmasızdır.
Dava Konusu Yönetmeliğin 3. Maddesinde belirtildiği üzere sosyal tesisler tanımına öğretmenevi ile öğretmenevi ve akşam sanat okulları girmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenevi, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Uygulama Yönergesinde: Kurumun asıl amacının eğitim çalışanlarının konaklama ihtiyacını karşılamak, bununla birlikte dinlenme ve eğlenme ihtiyaçlarını imkânlar ölçüsünde yerine getirmek; eğitim çalışanlarının sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile meslekî eğitim alanında gelişimlerine ilişkin faaliyetlere imkânları ölçüsünde destek sağlamak ve işletmelerde meslek eğitimi uygulaması kapsamında meslekî ve teknik eğitim okul ve kurum öğrencilerinin stajyerlik ve çıraklık beceri eğitimi yapmalarına katkı sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere söz konusu tesislerin kuruluş amacının sadece, milli eğitim personeline konaklama hizmeti vermek olmayıp bu hizmetin yanında, milli eğitim personelinin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılama, mesleki ve kültürel gelişmelerine katkıda bulunma, imkanlar ölçüsünde mesleki ve teknik eğitim okul ve kurum öğrencilerinin staj ve uygulamalı beceri eğitimlerine destek verme olduğu da anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda söz konusu tesislerin Ülke çapında Milli Eğitim Bakanlığı Personeline hizmet verdiği göz önünde bulundurulduğunda, bu tesislerin açılma ve kapatılmasında aranılan ölçütün karlılık ve verimlilik esası olmadığı görülmektedir.
Buna göre, sosyal tesislerin kapatılma gerekçesi olarak iki yıl üst üste zarar etmesi yolundaki düzenlemede Milli Eğitim Mevzuatındaki temel amaca ve bu bağlamda hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin:
- 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit" ibaresinin, 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 10.000 veya ilçeye bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması" ibaresinin, 7. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması" ibaresinin, 7. maddesinin 11. fıkrasında yer alan "Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır." ibaresinin, 8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Yerleşim birimi nüfusunun 200.000’den az olmaması ya da yerleşim birimi ile hizmet verilecek en yakın rehberlik ve araştırma merkezi arasındaki mesafenin 150 km’den fazla olması hâlinde yerleşim birimi nüfusunun 100.000’den az olmaması" ibaresinin, 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "Kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi" ibaresinin, 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer" ibaresinin iptal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
- 13. maddesinin 7. fıkrasında yer alan "veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden" ibaresinin iptaline,
karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, 24/06/2017 gün ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin; 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit" ibaresinin, 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 10.000 veya ilçeye bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması" ibaresinin, 7. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması" ibaresinin, 7. maddesinin 11. fıkrasında yer alan "Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır." ibaresinin, 8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Yerleşim birimi nüfusunun 200.000’den az olmaması ya da yerleşim birimi ile hizmet verilecek en yakın rehberlik ve araştırma merkezi arasındaki mesafenin 150 km’den fazla olması hâlinde yerleşim birimi nüfusunun 100.000’den az olmaması" ibaresinin, 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "Kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi" ibaresinin, 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer" ibaresinin, 13. maddesinin 7. fıkrasında yer alan "veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" başlıklı 42. maddesinde de; "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir." hükümlerine yer verilmiştir.
Yine, Anayasa'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır. Anayasanın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.
Kanun koyucu tarafından idareye tanınan düzenleme yetkisinin başta kamu yararı olmak üzere hizmet gereklerine, hukuk devleti, hukuk güvenliği ve kazanılmış haklara riayet ilkelerine uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genel amaçlar" başlıklı 2. maddesinin 3. fıkrasında; " İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak" genel amaçlar arasında sayılmış olup; "Eğitim hakkı" başlıklı 7. maddesinde; "İlköğretim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır. İlköğretim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar." hükmüne yer verilmiştir.
Yine, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Orta öğretim" başlıklı bölümün altında yer alan "kapsam" başlıklı 26. maddesinde; " Ortaöğretim; ilköğretime dayalı dört yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsar. Bu okul ve kurumları bitirenlere, bitirdikleri programın özelliğine göre diploma verilir. Ancak mesleki eğitim merkezi öğrencilerinin diploma alabilmeleri için Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen fark derslerini tamamlaması zorunludur." hükmü, "Ortaöğretimden yararlanma hakkı" başlıklı 27. maddesinde; "İlköğretimini tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmış olan her öğrenci, ortaöğretime devam etmek ve ortaöğretim imkanlarından ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir." "Amaç ve görevler" başlıklı 28. maddesinde ise; "Ortaöğretimin amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;
1. Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,
2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.
Bu görevler yerine getirilirken öğrencilerin istekleri ve kabiliyetleri ile toplum ihtiyaçları arasında denge sağlanır." düzenlemeleri yer almaktadır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; imam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığınca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe hem yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır.
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin amacı; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile diğer kurumların açma, kapatma ve bu kurumlara ad verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir."; "Dayanak" başlıklı 2. maddesinde; "Bu Yönetmelik, 5/1/1961 tarihli ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 58 inci maddesi, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine dayanılarak hazırlanmıştır."; "Genel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin dava konusu halinde; "Her kurumda yeteri kadar müdür yardımcısı odası, idari oda, abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekanda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit, mutfak/ yemekhane /kantin/ kafeterya, teshin/ısı merkezi, su deposu, sistem odası, ilgili mevzuatına göre sığınak, depo/araç-gereç odası/arşiv odası, kurumun türüne göre yeterli sayıda tuvalet ve lavabo, ayrıca pansiyonlar hariç her kurumda müdür odası bulunması,"; "Ortaöğretim kurumlarının açılması" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının dava konusu halinde; " Anadolu lisesi açılabilmesi için; 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci, binada en az 8 en fazla 40 derslik bulunması, okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 10.000 veya ilçeye bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması gerekir."; aynı maddenin 5. fıkrasının dava konusu halinde; " Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; öğretim binasında en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi, musiki/müzik dersliği bulunması, okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması gerekir." ; aynı maddenin 11. fıkrasının dava konusu halinde; " Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır."; "Özel eğitim kurumları" başlıklı 8. maddesinin fıkrasının (a) bendinin dav konusu halinde; " Yerleşim birimi nüfusunun 200.000’den az olmaması ya da yerleşim birimi ile hizmet verilecek en yakın rehberlik ve araştırma merkezi arasındaki mesafenin 150 km’den fazla olması hâlinde yerleşim birimi nüfusunun 100.000’den az olmaması,"; "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin dava konusu halinde; "Kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi," aynı maddenin (c) bendinin dava konusu halinde; "Toplam öğrenci sayısının okul öncesi ve ilkokullarda 10; ortaokullarda, imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokullarında 40; Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer orta öğretim kurumlarında 40’ın altına düşmesi hâllerinde kapatılır." aynı maddenin 7. fıkrasında; "Her yıl nisan ayı sonuna kadar yapılacak değerlendirme sonunda yıllık ortalama %20 doluluk oranının altında kalan veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden sosyal tesisler valiliğin teklifi, ilgili genel müdürlüğün uygun görüşü üzerine Bakanlıkça kapatılır." düzenlemeleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin "Ortaöğretim kurumlarının açılması" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrası ve 11. fıkrası ile "Özel eğitim kurumları" başlıklı 8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendi yönünden yapılan inceleme:
Anılan Yönetmeliğin "Ortaöğretim kurumlarının açılması" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının dava konusu halinde; "Anadolu lisesi açılabilmesi için; 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci, binada en az 8 en fazla 40 derslik bulunması, okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 10.000 veya ilçeye bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması gerekir." kuralı yer almaktayken; 14/02/2019 tarih ve 30686 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesiyle değişiklik yapılarak; "Anadolu lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 ya da 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci olması, binada en az 8 derslik, görsel sanatlar atölyesi ve/veya müzik dersliği bulunması gerekir. Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça yapılır." kuralı getirilmiştir.
Yine, Yönetmeliğin 7. maddesinin 11. fıkrasının dava konusu halinde; çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılacağı düzenlenmişken, 10/09/2018 tarih 30531sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Yönetmeliğin "Özel eğitim kurumları" başlıklı 8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendinin dava konusu halinde; rehberlik ve araştırma merkezi açılabilmesi için; yerleşim birimi nüfusunun 200.000’den az olmaması ya da yerleşim birimi ile hizmet verilecek en yakın rehberlik ve araştırma merkezi arasındaki mesafenin 150 km’den fazla olması hâlinde yerleşim birimi nüfusunun 100.000’den az olmaması gerektiği kuralı yer almaktayken; 22/11/2019 tarih 30956 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle yapılan değişiklikle, rehberlik ve araştırma merkezi açılabilmesi için; nüfus şartı aranmaksızın her il merkezinde 1 rehberlik ve araştırma merkezi açılacağı kuralı düzenlenmiştir.
Davacı Sendika tarafından dava konusu düzenlemenin düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu, düzenlemeyle 81 ilin 34’ünde rehberlik ve araştırma merkezi açılamayacağı, bu durumun 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun hükmünde Kararname’nin 21. maddesine aykırılık oluşturduğu iddia edilmekte olup; anılan düzenlemeyle artık nüfus kriteri kaldırılarak her ilde bir rehberlik ve araştırma merkezi açılacağı kurala bağlanmıştır.
Bu itibarla; anılan Yönetmelik değişiklikleri dikkate alındığında, işbu dava konusu Yönetmelik maddelerinin ilgili fıkraları hakkında karar verilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi yönünden yapılan inceleme:
Anılan Yönetmeliğin "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin dava konusu halinde; "Toplam öğrenci sayısının okul öncesi ve ilkokullarda 10; ortaokullarda, imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokullarında 40; Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer orta öğretim kurumlarında 40’ın altına düşmesi hâllerinde kapatılır." hükmü yer almaktadır.
Dava konusu düzenlemenin yer aldığı Yönetmeliğin 13. maddesinde, kurumların hangi haller halinde nasıl kapatılacağı düzenlenmiş olup; verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının tespiti ile öğrenci sayılarının belli sayılarının altına düşmesi halinde Yönetmeliğe tabi kurumların kapatılacağı kuralı getirilmiştir.
Dava konusu 13. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde, kurumların kapatılmasına yönelik getirilen nüfus kriteri ayrıntılı düzenlenerek, toplam öğrenci sayısının okul öncesi ve ilkokullarda 10; ortaokullarda, imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokullarında 40; Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer orta öğretim kurumlarında 40’ın altına düşmesi hâllerinde kapatılacağı kuralı benimsenmiştir.
Dairemizce yapılan 14/09/2017 tarih ve E:2017/4581 sayılı Ara Karar ile, “diğer ortaöğretim kurumları” ile ifade edilmek istenen kurumların neler olduğu sorulmuş olup; Ara Karara verilen cevapta, ibare ile; Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Lisesi, Anadolu Lisesi, Güzel Sanatlar Lisesi Ve Spor Lisesi dışında kalan Mesleki Ve Teknik Anadolu Lisesi, Mesleki Ve Teknik Eğitim Merkezi, Çok Programlı Anadolu Lisesi, Özel Eğitim Meslek Lisesi, Mesleki Eğitim Merkezi İle Anadolu İmam-Hatip Lisesinin anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.
Öte yandan, anılan düzenlemeye ilişkin Dairemizce verilen yürütmenin durdurulması isteminin kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin 26/10/2017 günlü, E:2017/4581 sayılı kararın redde ilişkin kısmına yapılan davacı itirazı üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 22/01/2018 günlü, YD İtiraz No:2017/1217 sayılı kararıyla;" "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddenin 1/c bendinde, "Kurumlar; toplam öğrenci sayısının okulöncesi ve ilkokullarda 10; imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokullarında 40; Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80, diğer ortaöğretim kurumlarında 40'ın altına düşmesi hallerinde kapatılır." hükmüne yer verildiği, dava konusu "Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde 80" ibarelerine yönelik idarenin savunmasının, anılan düzenlemenin, sahadan yansıyan talep ve ihtiyaçların doğrudan bir yansıması olduğu ve kalitenin korunması amacıyla bu düzenlemenin yapıldığı şeklinde olduğu, anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde, diğerlerine göre daha az öğrenci olduğu hususu da göz önüne alındığında, imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokulları ile diğer ortaöğretim kurumlarında 40 olarak belirlenen öğrenci sayısının, Anadolu, fen, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve spor liselerinde neden 80 olarak belirlendiğine ve okullar arasında sayısal yönden oluşturulan bu farklılığa ilişkin hukuken kabul edilebilir somut bir gerekçenin ortaya konulamamış ve başkaca bir bilgi ve belgenin de sunulmamış olması karşısında, bu okulların diğerlerine göre daha kolay kapatılması sonucunu doğuran dava konusu düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi yönünden davacı itirazının kabulüne ve anılan ibarenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Anılan yargı kararının uygulanmasına yönelik olarak; 10/09/2018 tarih ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 9. maddesiyle değişiklik yapılarak; "Bu Yönetmeliğin 6. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi ile getirilen istisna hariç toplam öğrenci sayısının okul öncesi ve ilkokullarda 10; ortaokullarda, imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokulları ile ortaöğretim kurumlarında 40'ın altına düşmesi halinde kapatılır." kuralı getirilmiştir.
Buna göre; nüfus kriteri kapsamında okul türleri yönünden ikili bir ayrıma gidilmiş olup; okul öncesi ve ilkokul seviyesi birinci grubu oluştururken; ortaokul ve ortaöğretim kurumları ise ikinci grubu oluşturmaktadır ve aynı nüfus kriterinde birleştirilmiştir.
Dava devam ederken, dava konusu düzenlemede, davalı idarece 02/10/2020 tarih ve 31262 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesiyle yeniden değişiklik yapılarak, düzenleme; "Bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi ile getirilen istisna hariç toplam öğrenci sayısının okul öncesi ve ilkokullarda 10; ortaokullarda, imam hatip ortaokullarında ve yatılı bölge ortaokullarında 30, ortaöğretim kurumlarında ise 40’ın altına düşmesi hallerinde kapatılır." şeklinde değiştirilmiştir.
Bu durumda; İmam-Hatip Anadolu Liselerinde öğrenci sayısının 40’ın altına düşmesi halinde kapatılacağı öngörülmüşken, diğer kurumlarda 80’in altına düşmesi halinde kapatılacağına dair düzenlemede yarı yarıya bir orantısızlığın gerekçeleri idarece ortaya konulamadığından, düzenleme hukuka aykırı olmakla birlikte anılan Yönetmelik değişikliği dikkate alındığında, işbu dava konusu Yönetmelik maddesinin ilgili fıkrası hakkında karar verilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin "Genel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit" ibaresi yönünden yapılan inceleme:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "VI. Din ve vicdan hürriyeti" başlıklı 24. maddesinde;
"Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz," hükmü yer almıştır.
Anayasa'nın 90. maddesinde ise; "...Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." kuralı bulunmaktadır.
İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 04/11/1950 tarihinde imzalanmış ve 03/09/1953 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 04/11/1950 tarihinde imzalanmış ve Sözleşme ile bağlanma işlemi tamamlanmak üzere, 19/03/1954 tarih ve 8662 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "10/03/1954 tarih ve 6366 sayılı İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Koruma Sözleşmesi ve Buna Ek Protokolün Tasdiki Hakkında Kanun" çıkarılarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Türkiye açısından bağlayıcı hale gelmiştir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile milli eğitim sistemimizin genel ve özel amacı ile temel ilkeleri belirlenmiş, genel yapısı bu amaç ve ilkeler çerçevesinde oluşturulmuştur.
Anılan Kanunun "Laiklik" başlıklı 12. maddesinde; Türk milli eğitiminde laikliğin esas olduğu hükme bağlanmış, "Amaç ve görevler" başlıklı 23. maddesinde; ilköğretimin amaç ve görevlerinin, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak, onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek, Türk çocuğunu ilgi, istidat ve kabiliyetleri yönünden yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamak olduğu belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin "Genel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin dava konusu halinde; "Her kurumda yeteri kadar müdür yardımcısı odası, idari oda, abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekanda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit, mutfak/ yemekhane /kantin/ kafeterya, teshin/ısı merkezi, su deposu, sistem odası, ilgili mevzuatına göre sığınak, depo/araç-gereç odası/arşiv odası, kurumun türüne göre yeterli sayıda tuvalet ve lavabo, ayrıca pansiyonlar hariç her kurumda müdür odası bulunması" düzenlemesi yer almaktadır.
Yönetmeliğin 5. maddesinde Yönetmelik kapsamındaki bütün kurumların açılabilmesi için öngörülen genel esaslar düzenlenmiş olup; dava konusu kısım ile Yönetmelik kapsamında yer alan bütün kurumlarda abdesthane ve mescit bulunma zorunluluğu getirilmiştir.
Dava devam ederken, 10/09/2018 tarih ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesiyle dava konusu düzenlemede değişiklik yapılarak; her kurumda; kurumun özelliğine uygun yeteri kadar müdür yardımcısı odası, idari oda, abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekanda kadın ve erkek için ayrı mescit, kantin/kafeterya, teshin/ısı merkezi, su deposu, sistem odası, ilgili mevzuatına göre sığınak, depo/araç-gereç odası/arşiv odası, teknisyen odası, yardımcı personel odası, tuvalet ve lavabo, ayrıca pansiyonlar hariç her kurumda müdür odası bulunması gerektiği düzenlenmiştir.
Anılan değişiklik sonrasında dava konusu edilen ibarenin aynen korunduğu görüldüğünden, dava konusu düzenlemenin hukuki denetiminin yapılması gerekmektedir.
Davacı Sendika tarafından, düzenlemenin din eğitimi ve ibadet açısından Devletin tarafsız olması gerektiği, bir dinin esas ve değerlerine öncelik tanınmasının “laiklik ilkesine” aykırı olduğu, mescitlerin Yönetmeliğe tabi bütün kurumlarda zorunlu tutulmasının, tek bir din ibadetine yönelik ibadethane olduğu değerlendirildiğinde Devletin tarafsız ve her kesime eşit mesafede olması gerektiği ilkesinin ihlali niteliğinde olduğu, ayrıca okulda İslam dinine mensup olmayan öğrenci ve öğretmenlerin bulunması halinde, bu kişilerin Devlet nezdinde kendilerine ibadethane açılmamış bireyler olarak hissedecekleri, ayrıca, zorunlu mescit uygulamasının gerek öğretmenler gerekse öğrenciler üzerinde mahalle baskısı oluşturacağı iddia edilmekte olup; davalı idarece, ibarenin din ve inanç özgürlüğünün doğal bir sonucu olduğu, söz konusu özgürlüğün gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuat hükümleri ile koruma altına alındığı, okuldaki öğretmen, öğrenci ve diğer personelin ibaret etmek istemeleri halinde bu taleplerinin Devlet tarafından karşılanmasında hukuka ve laiklik ilkesine aykırı bir durumun bulunmadığı, mescitte sadece İslam inancına mensup bireylerin değil diğer din mensuplarının da ibadet edebileceği, bu durumun önünde herhangi bir engelin bulunmadığı, dava konusu ibarenin diğer din mensupları aleyhine bir düzenleme içermediği savunulmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 09/10/2007 tarih ve Başvuru No: 1448/04 sayılı Hasan ve Eylem Zengin kararında; "...Milli Eğitim Bakanlığı'nın 373 sayılı ve 19 Eylül 2000 tarihli kararı uyarınca hazırlanan ilk ve ortaokullardaki müfredat ve tüm ders kitapları, diğer dinlere ve felsefelere göre İslam bilgisine büyük öncelik vermektedir. Devletin laik yapısına rağmen, İslam'ın Türkiye'de çoğunluğun benimsediği bir din olduğu göz önünde tutulduğunda, Mahkeme'ye göre bu durum kendi başına, belli bir fikrin aşılanması olarak görülecek şekilde çoğulculuk ve objektiflik ilkelerinden uzaklaşıldığı anlamına gelmemektedir. (bk. Folgero ve Diğerleri, parag. 89)." değerlendirmesine yer almaktadır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyeti muhteviyatı itibarıyla iki özgürlüğü birlikte barındırmakta olup; bunlardan birincisi; kişinin istediği dinî inanç ve kanaati benimseyebileceği, bunu hiçkimseye açıklamak zorunda olmadığı ve sahip olduğu dini inanç ve kanaat nedeniyle kınanamayacağı, ikincisi ise; Anayasa'nın 14. maddesine aykırı olmamak şartıyla sahip olduğu dini inanç ve kanaati çerçevesinde ibadet, tören, dini ayin gibi ritüelleri yapmakta özgür olduğudur.
Bu bağlamda; Anayasa’nın 14. maddesinde yer alan Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağı, Anayasa hükümlerinden hiçbirinin, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamayacağı kuralı dikkate alındığında; dini ayin, tören ya da ibadetlerin yapılmasının yasaklanabilmesi için; yapılan dini tören, ayin ve ibadetin, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan nitelikte olması gerekir.
Doktrinde; "negatif statü hakları" adı verilen haklar, kişinin devlet tarafından aşılamayacak ve dokunulamayacak özel alanının sınırlarını çizen hak ve hürriyetlerdir. Bu hakka dokunulamamasının yanında, bu hakka ilişkin Devlete yüklenen pozitif görev, koruma yükümlülüğüdür. Yani Devlet, bu hakka hem zarar vermemekle yükümlüdür hem de gelen tehlikeye karşı - kendisinden gelse dahi- hakkı korumak zorundadır.
Bir başka ifadeyle; temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında Anayasa'nın devlete yüklediği pozitif ve negatif yükümlülükler; temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasını sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alınmasıyla birlikte anılan hak ve hürriyetlerin kullanımını engelleyecek veya sınırlandıracak her türlü faaliyetinin de önüne geçilmesini içermektedir.
Dava konusu düzenlemeyle, Yönetmeliğe tabi her kurumda doğal aydınlatmalı uygun mekanda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit bulunması zorunluluğu getirilmiş olup; anılan kuralın, okulda bulunan öğrenci, öğretmen ve diğer personelin eğitim öğretim faaliyetlerinin aksamasına neden olmayacak şekilde uygun zamanda ibadet etmek istemeleri halinde, gerekli ortamı oluşturmak amacıyla düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki; dava konusu düzenlemenin, Anayasa'nın 24. maddesinde düzenlenen temel hak ve özgürlüğün kullanımı için Devlete yüklenen pozitif ve negatif yükümlülüğün yerine getirilmesi niteliğinde olduğu açık olup; bu bağlamda; yine Anayasa'nın 24. maddesi çerçevesinde okulda bulunan öğrenci, öğretmen ve diğer personelin mescitte ibadete zorlanamayacağı, ibadet etmek isteyenlerin de engellenemeyeceği izahtan varestedir.
Bu durumda; davanın bu kısmı yönünden reddi gerekmektedir.
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin 7. maddesinin 5. fıkrasında yer alan; "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması gerekir" ibaresi yönünden yapılan inceleme:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" başlıklı 42. maddesinde de; "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir." hükümlerine yer verilmiştir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Orta öğretim" başlıklı bölümün altında yer alan "kapsam" başlıklı 26. maddesinde; " Ortaöğretim; ilköğretime dayalı dört yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsar. Bu okul ve kurumları bitirenlere, bitirdikleri programın özelliğine göre diploma verilir. Ancak mesleki eğitim merkezi öğrencilerinin diploma alabilmeleri için Millî Eğitim Bakanlığınca belirlenen fark derslerini tamamlaması zorunludur." hükmü, "Ortaöğretimden yararlanma hakkı" başlıklı 27. maddesinde; "İlköğretimini tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmış olan her öğrenci, ortaöğretime devam etmek ve ortaöğretim imkanlarından ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir." "Amaç ve görevler" başlıklı 28. maddesinde ise; "Ortaöğretimin amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;
1. Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,
2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.
Bu görevler yerine getirilirken öğrencilerin istekleri ve kabiliyetleri ile toplum ihtiyaçları arasında denge sağlanır." düzenlemeleri yer almaktadır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; imam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığınca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe hem yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır.
Yönetmeliği'nin "Ortaöğretim kurumlarının açılması" başlıklı 7. maddesinin 5. Fıkrasının dava konusu halinde; "Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; öğretim binasında en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi, musiki/müzik dersliği bulunması, okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması gerekir." hükmü yer almaktayken 15/09/2017 gün ve 30181 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesiyle değişiklik yapılarak; Anadolu İmam Hatip Lisesi açılabilmesi için; öğretim binasında en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi, musiki/müzik dersliği bulunması gerektiği, okulun açılmasının; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça sağlanacağı kuralı getirilmiştir.
Dava devam ederken, anılan Yönetmelikte öncelikle; 10/09/2018 tarih ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesiyle değişiklik yapılarak; Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; öğretim binasında en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması gerekeceği kuralı getirilmiş olup; sonrasında 14/02/2019 tarih ve 30686 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesiyle yeniden değişiklik yapılmış olup; anılan değişilikle; "Anadolu İmam Hatip Lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 ya da 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci olması, binada en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi ve/veya mûsikî/müzik dersliği bulunması gerekir. Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça yapılır." kuralı Yönetmeliğe eklenmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; Yönetmeliğin dava konusu halinde; Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması gerekeceği kuralına yer verilmişken 15/09/2017 tarihli değişiklikle, "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması gerekir." ibareleri madde metninden çıkarılmış; bunun yerine "Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça sağlanır.” düzenlemesi getirilmiş, bu kurala da 10/09/2018 tarihli değişiklikle son verilmiş; 14/02/2019 tarihli değişiklikle nüfus kriteri tekrar Yönetmeliğe eklenerek; madde; "Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 ya da 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci olması, binada en az 8 derslik, öğretim binası içinde veya bahçesinde uygulama mescidi ya da mescit yerinin olması, geleneksel/görsel sanatlar atölyesi ve/veya mûsikî/müzik dersliği bulunması gerekir. Okulun açılması; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça yapılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan son değişiklikle (14/02/2019 tarih ve 30686 sayılı Resmi Gazete) Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında da değişiklik yapılarak, Anadolu lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 ya da 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az 2 şube mevcudunda öğrenci olması, binada en az 8 derslik, görsel sanatlar atölyesi ve/veya müzik dersliği bulunması gerektiği, okulun açılmasının; ihtiyaca binaen valilik teklifine bağlı olarak Bakanlıkça yapılacağı belirtilmiştir.
Öte yandan; Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin "Ortaöğretim kurumlarının açılması" başlıklı 7. maddesinin dava konusu halinin diğer fıkraları ile birlikte bir bütün olarak incelendiğinde; maddenin ortaöğretim kurumlarının açılması için aranan şartları (gerek okulun açılacağı bölge, gerekse okul olarak kullanılacak binanın taşıması gereken kriterleri) belirlediği anlaşılmakta olup, maddede, Anadolu Lisesi açılması için; 9 uncu sınıfa kayıt olacak en az iki şube mevcudunda öğrenci bulunması gerektiği, Fen Lisesi ve Sosyal Bilimler Liselerinin; illerde ve büyükşehir statüsündeki illerin nüfusu 50.000’in üzerinde olan ilçelerinde açılabileceği, ayrıca büyükşehir statüsünde olmayan illerin ilçelerinde açılabilmesi için ilçe nüfusunun en az 20.000 ve il merkezi ile birlikte toplam nüfusu en az 200.000 olması gerektiği, Güzel Sanatlar Lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerin il merkezi ya da büyükşehir statüsündeki illerin en az 100.000 nüfuslu ilçelerinden birinde ve okulun açılacağı il sınırları içinde sanat ağırlıklı en az bir yükseköğretim programı olması gerektiği, Spor Lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerin il merkezi ya da büyükşehir statüsündeki illerin en az 100.000 nüfuslu ilçelerinden birinde ve okulun açılacağı il sınırları içinde spor ağırlıklı en az bir yükseköğretim programı olması gerektiğinin düzenlendiği görülmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır. Anayasanın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.
Kanun koyucu tarafından idareye tanınan düzenleme yetkisinin başta kamu yararı olmak üzere hizmet gereklerine, hukuk devleti, hukuk güvenliği ve kazanılmış haklara riayet ilkelerine uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
Kamu yararı kavramı, tüm devlet organlarının işlem ve eylemlerinin genel nitelikteki amacını ve aynı zamanda nedenini oluşturmakta, çeşitli hak ve özgürlükler açısından bir sınırlama nedeni niteliği de taşımakta olup bu kavram genel bir ifadeyle bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yararı ifade etmektedir.
Davacı tarafından, Anadolu İmam-Hatip Liselerinin açılması için öngörülen nüfus kriteri ile diğer okullar için öngörülen nüfus kriteri arasında orantısız bir fark bulunduğu, örneğin Anadolu Lisesi açılabilmesi için, okulun açılacağı yerleşim biriminin merkez nüfusunun en az 10.000 olması veya bağlı çevre köyleri ile birlikte en az 20.000 olması gerektiği, Fen Liseleri için illerde ve büyükşehir statüsündeki illerin nüfusu 50.000’in üzerinde olan ilçelerinde, büyükşehir statüsünde olmayan illerin ilçelerinde açılabilmesi için ilçe nüfusunun en az 20.000 ve il merkezi ile birlikte toplam nüfusu en az 200.000 olması gerektiği, dolayısıyla, nüfus kriterindeki orantısızlık nedeniyle özellikle küçük şehirlerde neredeyse tüm ortaöğretim kurumlarının İmam-Hatip Liselerinden oluşacağı, öğrencilere başkaca bir olanak sunulmayarak istek ve taleplerin dikkate alınamayacağı iddia edilmekte olup; davalı idarece, dava konusu düzenlemenin sahadan yansıyan talep ve ihtiyaçların doğrudan bir sonucu olduğu, Fen Liselerinde daha yüksek bir nüfus kriterinin öngörülmesinin, bu okul türündeki başarının ve kalitenin düşmesinin engellenmesine yönelik olduğu savunulmaktadır.
Her ne kadar, dava konusu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte ortaöğretim kurumlarının açılmasına yönelik getirilen nüfus kriteri açısından okul türleri yönünden ciddi farklılıklar olduğu ve sonrasında 15/09/2017 tarihli Yönetmelik değişikliğiyle; Anadolu İmam-Hatip Liseleri yönünden nüfus kriterinin neden kaldırıldığı ve okul türleri arasında açılması için gereken şartlar açısından oluşturulan bu farklılığa ilişkin hukuken kabul edilebilir somut bir gerekçenin ortaya konulmadığı görülmekte ise de; dava konusu düzenlemenin yürürlükte olan son halinde, nüfus kriterinin Anadolu İmam Hatip Liseleri için tekrar getirildiği ve dava konusu düzenlemenin son halinin Anadolu Liselerinin açılabilmesi için öngörülen nüfus kriteri ile uyumlu hale getirildiği anlaşılmaktadır.
Davalı idarece yapılan son düzenlemede, gerek Anadolu Lisesi gerek Anadolu imam hatip lisesi açılabilmesi için; okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması gerekmekte olup; az nüfuslu yerleşim birimlerinde ortaöğretim kurumları düzeyinde birden fazla türde okul açılmasına imkan sağlanmış olup; ortaöğretime yerleştirme sisteminde yerel yerleştirme kapsamında öğrencilere okul tercih imkanı da sunulmuştur.
Bu itibarla; dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediğinden, davanın bu kısmı yönünden reddi gerekmektedir.
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi yönünden yapılan inceleme:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" başlıklı 42. maddesinde; kimsenin, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı, öğrenim hakkının kapsamının kanunla tespit edileceği ve düzenleneceği, eğitim ve öğretimin, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağı, bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerlerinin açılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Milli Eğitim Bakanlığı" başlıklı onuncu bölümünde düzenlenen "Görevler" başlıklı 301. maddesinde; "Milli Eğitim Bakanlığının görev ve yetkileri şunlardır.
a) Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek,
b) Eğitim ve öğretimin her kademesi için ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesi amacıyla gerekli çalışmaları yapmak, uygulamak, uygulanmasını izlemek ve denetlemek, ortaya çıkan yeni hizmet modellerine göre güncelleyerek geliştirmek,
c) Eğitim sistemini yeniliklere açık, dinamik, ekonomik ve toplumsal gelişimin gerekleriyle uyumlu biçimde güncel teknik ve modeller ışığında tasarlamak ve geliştirmek,
ç) Eğitime erişimi kolaylaştıran, her vatandaşın eğitim fırsat ve imkânlarından eşit derecede yararlanabilmesini teminat altına alan politika ve stratejilerin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yapmak, belirlenen politikaları uygulamak, uygulanmasını izlemek ve koordine etmek,
d) Kız öğrencilerin, engellilerin ve toplumun özel ilgi bekleyen diğer kesimlerinin eğitime katılımını yaygınlaştıracak politika ve stratejilerin geliştirilmesi amacıyla gerekli çalışmaları yapmak, belirlenen politikaları uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek,
e) Özel yetenek sahibi kişilerin bu niteliklerini koruyucu ve geliştirici özel eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek,
f) Yükseköğretim kurumları dışındaki eğitim ve öğretim kurumlarını açmak, açılmasına izin vermek ve denetlemek,
g) Yurtdışında çalışan veya ikamet eden Türk vatandaşlarının eğitim ve öğretim alanındaki ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yürütmek,
ğ) Yükseköğretim dışında kalan ve diğer kurum ve kuruluşlarca açılan örgün ve yaygın eğitim ve öğretim kurumlarının denklik derecelerini belirlemek, program ve düzenlemelerini hazırlamak,
h) Yükseköğretimin millî eğitim politikası bütünlüğü içinde yürütülmesini sağlamak için, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Bakanlığa verilmiş olan görev ve sorumlulukları yerine getirmek,
ı) Kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen diğer görevleri yapmak." düzenlemesi yer almaktadır.
Burada, 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile kalkınma plan ve programları doğrultusunda millî eğitim hizmetlerini yürütmek görev ve yetkisi Milli Eğitim Bakanlığı'na ait olup; 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 301. maddesi uyarınca, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri bedenî, zihnî, ahlakî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ve insan haklarına dayalı toplum yapısının ve küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek; öğretmen ve öğrencilerin eğitim ve öğretim hizmetlerini bu çerçevede yürütmek ve denetlemek Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevleri arasında sayılmıştır.
Anılan Yönetmeliğin "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının dava konusu halinde kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi halinde kurumun kapatılacağı belirtilmiş olup; 10/09/2018 tarih ve 30531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 9. maddesiyle dava konusu düzenlemede değişiklik yapılarak; okullar hariç olmak üzere kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi halinde kurumun kapatılacağı düzenlenmiştir.
Dava konusu düzenlemeleyle anılan Yönetmelik kapsamındaki bütün kurumlar hakkında kurumun verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi halinde kurum kapatılabilecekken anılan değişiklik ile okullar dışındaki diğer kurumların verdiği hizmetin verimliliğinin azaldığının Bakanlıkça veya valilikçe mahallinde yaptırılan inceleme raporuyla belirlenmesi halinde kapatılabilecektir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ile açıklamalar ışığında; eğitim ve öğretim hizmetinin sağlanması görev ve yetkisi ile bu hizmetlerin ifasına yönelik olarak denetim ve gözetim yükümlülüğü doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı'nın görev ve yetki alanında olup; bu hizmetin ifasına yönelik olarak genel düzenleyici işlemlerin tesisinin idarenin takdirinde olduğu, dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi bağlamında; idarenin bu yetkisini kullanırken üst hukuk normlarına uygun kullandığı, anılan düzenlemelerin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, milli eğitim politikası ile bağlantılı ve uyumlu olarak ve ihtiyaçlara binaen yürürlüğe konulduğu, düzenlemelerin idare hukukunun genel prensiplerine aykırı olmadığı, hukuka ve mevzuat uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla davanın bu kısmı yönünden reddi gerekmektedir.
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 7. fıkrası yönünden yapılan inceleme:
Anılan Yönetmeliğin, "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (d) bendinde; " Sosyal tesisler: Öğretmenevi ile öğretmenevi ve akşam sanat okulunu, ifade eder."; "Sosyal tesisler" başlıklı 11. maddesinde; "(1) Konaklama ihtiyacını karşılayabilecek nitelikte sosyal tesisin açılabilmesi için;
a) Konaklama ünitesinin en az 20 yataklı,
b) Odaların en fazla 3 yataklı,
c) Her odanın tuvalet ve banyolu,
olarak düzenlenmesi gerekir.
(2) Sosyal tesislere sonradan eklenecek yardımcı ve destekleyici üniteler, il/ilçe milli eğitim müdürlüğünün teklifi üzerine Bakanlıkça açılır.
(3) Sosyal tesislerden bağımsız, konaklama ünitesi bulunmayan lokal ve benzeri kurumlar açılamaz."; "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 7. fıkrasında; "Her yıl nisan ayı sonuna kadar yapılacak değerlendirme sonunda yıllık ortalama %20 doluluk oranının altında kalan veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden sosyal tesisler valiliğin teklifi, ilgili genel müdürlüğün uygun görüşü üzerine Bakanlıkça kapatılır." düzenlemeleri yer almaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenevi, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu Uygulama Yönergesi'nin (Şubat 2013 2665 Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisi) "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde; "(1) Bu Yönerge, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı öğretmenevleri ile öğretmenevi ve akşam sanat okullarının açılış, kapanış, yönetim, işletme ve denetim usul ve esaslarını düzenler."; "Dayanak" başlıklı 2. maddesinde; (1) Bu Yönerge, 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 21 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır."; "Tanımlar" başlıklı 3. Maddesinin (i) bendinde; "Öğretmenevi, öğretmenevi ve akşam sanat okulu: Aslî fonksiyonları eğitim çalışanlarının konaklama ihtiyacını karşılamak olan, ayrıca yeme-içme, spor, eğlence ve eğitim ihtiyaçları için yardımcı ve tamamlayıcı birimleri de bünyelerinde bulunduran kurumları tanımlar. "düzenlemeleri yer almaktadır.
Yine, anılan Yönerge'nin "Kurumun Amacı, Yönetimi, Görevleri ve İşleyişi Kurumun amacı" başlıklı 4. Maddesinde; "(1) Kurumun asıl amacı eğitim çalışanlarının konaklama ihtiyacını karşılamaktır. Bununla birlikte dinlenme ve eğlenme ihtiyaçlarını da imkânları ölçüsünde yerine getirir.
(2) Kurum, eğitim çalışanlarının sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile meslekî eğitim alanında gelişimlerine ilişkin faaliyetlere imkânları ölçüsünde destek sağlar.
(3) İşletmelerde meslek eğitimi uygulaması kapsamında meslekî ve teknik eğitim okul ve kurum öğrencilerinin stajyerlik ve çıraklık beceri eğitimi yapmalarına katkı sağlar."; "Kurum kapama esasları" başlıklı 11. maddesinde; "(1) Öğretmenevi/öğretmenevi ve akşam sanat okullarından, çeşitli nedenlerle kapatılması uygun bulunanlar Millî Eğitim Müdürlüğünün teklifi ve Valiliğin uygun görüşü ile Bakanlıkça kapatılır.
(2) Valiliklerce her yıl şubat ayı sonuna kadar yapılacak değerlendirme çalışmalarında, yıllık ortalama %20 doluluk oranının altında kalan veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar eden kurumlar tespit edilir. Bu kurumlara ilişkin Millî Eğitim Müdürlüğünün kapatma teklifi veya yukarıda belirtilen hususlar mevcut bulunmasına rağmen kurumun kapatılmaması gerektiğine ilişkin gerekçeli rapor, Valiliğin uygun görüşü ile Bakanlığa sunulur. Genel Müdürlükçe yapılan değerlendirme çalışmaları sonucunda kapatılması uygun bulunan kurumlar kapatılır.
(3) Kapatılan kurumların taşınır mal kayıtlarına ilişkin işlemleri, Taşınır Mal Yönetmeliği doğrultusunda yapılır.
(4) Kapatılan kurumlarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi personele ilişkin iş ve işlemler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılır.
(5) Kapatılan kurumların varsa borçları, öncelikle aynı il içerisindeki diğer öğretmenevlerinin işletme gelirlerinden karşılanır; varlıkları da öncelikle ilde bulunan öğretmenevleri olmak üzere diğer eğitim-öğretim kurumlarının ihtiyaçlarında kullanılır." düzenlemeleri yer almakta olup; "Kâr ve zararın tabi olacağı esaslar" başlıklı 22. maddesinde, kurumun malî yılı bilançosunda görülen olumsuz gelir-gider farkının nedeninin her yıl Şubat ayı sonuna kadar Valiliklerce araştırılacağı, gerekli inceleme sonucu ihmal veya kusur tespit edilmiş ise sorumlular hakkında gerekli işlemin yapılacağı, kurumun zararla çalıştırılamayacağı; "Bedel alma zorunluluğu" başlıklı 26. maddesinde ise; kurumlarda, hiçbir resmî veya özel kuruluşa ya da şahsa maliyetinin altında veya bedelsiz iş yapılamayacağı, hizmet verilemeyeceği ve mal satılamayacağı belirtilmiştir.
Davacı tarafından, Milli Eğitim sistemi içerisinde yer alan sosyal tesislerin kar etmek ya da zarar etmemek kriterinin bulunmadığı, öğretmenevi ve akşam sanat okullarından oluşan sosyal tesislerin varlık amacının kar etmek değil, öğretmenlerin ve ailelerinin sosyal gereksinimlerinin bir kısmının karşılanması olduğu iddia edilmektedir.
Burada, sosyal tesislerin, asıl amacının; öncelikli olarak eğitim çalışanlarının konaklama ihtiyacını, dinlenme ve eğlenme ihtiyaçlarını da imkânları ölçüsünde sağlamak; eğitim çalışanlarının sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile meslekî eğitim alanında gelişimlerine ilişkin faaliyetlere imkânları ölçüsünde destek vermek, işletmelerde meslek eğitimi uygulaması kapsamında meslekî ve teknik eğitim okul ve kurum öğrencilerinin stajyerlik ve çıraklık beceri eğitimini yapmalarına katkı sağlamak olduğu açıktır.
Yönetmeliğin, kurumun malî yılı bilançosunda görülen olumsuz gelir-gider farkının nedeninin her yıl Şubat ayı sonuna kadar Valiliklerce araştırılacağı, gerekli inceleme sonucu ihmal veya kusur tespit edilmiş ise sorumlular hakkında gerekli işlemin yapılacağı, kurumun zararla çalıştırılamayacağı ve kurumlarda, hiçbir resmî veya özel kuruluşa ya da şahsa maliyetinin altında veya bedelsiz iş yapılamayacağı, hizmet verilemeyeceği ve mal satılamayacağı kuralları karşısında; sosyal tesislerin işletilmesinde kar - zarar dengesinin gözetilmesinin zorunlu olduğu, bu bağlamda; Valiliklerce gerekli denetimlerin yapılarak, kurumların yıllık ortalama %20 doluluk oranının altında kalması veya makul bir gerekçesi olmaksızın son iki yıl üst üste zarar etmesi durumlarının tespiti halinde kapatılmasını öngören dava konusu düzenlemenin kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ile kamu yararı ve hizmet gerekleri kapsamında olduğu ve düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla; davanın bu kısmı yönünden reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
24/06/2017 tarih ve 30106 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin
1. "Ortaöğretim kurumlarının açılması" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrası ve 11. fıkrası; "Özel eğitim kurumları" başlıklı 8. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendi ile "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. "Genel esaslar" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "abdesthane, doğal aydınlatmalı uygun mekânda kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit" ibaresi; "Ortaöğretim kurumlarının açılması" başlılklı 7. maddesinin 5. fıkrasında yer alan; "okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5.000 veya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10.000 olması gerekir" ibaresi; "Kapatma esasları" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile 7. fıkrası yönünden DAVANIN REDDİNE,
3. Dava kısmen ret, kısmen karar verilmesine yer olmadığına kararı ile sonuçlandığından; ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin 1/2 oranındaki … TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 1/2 oranındaki … TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
27/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi