9. Hukuk Dairesi 2020/6367 E. , 2021/4033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 18.02.2002-08.04.2016 tarihleri arasında davalı işyerinde konsolosluk görevlisi olarak çalıştığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, cevap dilekçesi sunmamıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, akdin tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat yükü işveren üzerinde olup davalının savunma yapmadığı, bu hususta delil sunmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, tebligatların davalı tarafından tebliğ alındığı, tebliğ alındığı tarihten itibaren öğrenildiği kabul edilmekte olup davalı tarafından daha öncesinde tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin bir şerh ve itiraz olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1–b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanunun uygulanması için çıkarılan Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir.
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün 16.11.2011 tarih ve 63-3. sayılı genelgesinde, Türkiye’de yabancı bir devletin temsilcisi sıfatı ile görevli bulunan büyükelçiler, elçiler, elçilik ateşeleri ile konsolosluk ilişkileri çerçevesinde diplomatik ayrıcalığı bulanan misyon mensuplarına tebliğ çıkaran adli makam tarafından tebliğ edilecek her türlü evrakın Bakanlığa gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yurtdışına yapılacak tebligatlar iki ülke arasında anlaşma olmaması durumunda diplomatik yollardan yapılacaktır. Eğer iki ülke arasında tebligat konusunda bir anlaşma yapılmışsa söz konusu tebligat bu anlaşma hükümleri çerçevesinde yapılacaktır.
Türkiye birçok devletle tebligat konusunu içeren iki taraflı adli yardım sözleşmesi yapmıştır. İki ülke arasında ikili bir adli yardım sözleşmesi varsa tebligat evrakının bu sözleşme hükümlerine göre düzenlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle tebliği çıkaran merciin ilgili devlet ile aramızda yapılmış olan sözleşmeye bakması ve sözleşmede öngörülen şekilde hareket etmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin davalı ... Konsolosluğuna 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre doğrudan tebligat ile gönderilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında Adalet Bakanlığı"nın görüşü de alınarak Yunanistan Devleti ile aramızda imzalanan ikili anlaşma ve varsa konsolosluk sözleşmeleri dikkate alınarak davalıya Anayasa’nın 36. maddesinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi, duruşma davetiyesi, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin, tebligat usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek, davalının yokluğunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.