20. Hukuk Dairesi 2014/3878 E. , 2014/6250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kadastro sırasında ...Köyü 157 ada 1 ve 189 ada 3 parsel sayılı taşınmazların adına tesbit edilmişse de, yüzölçümlerinin eksik olduğunu, 157 ada 1 numaralı parselin 3 dönüm, 189 ada 3 numaralı parselin 3,5 dönüm olması gerektiğini iddia ederek, kalan kısımların 157 ada 1 ve 189 ada 3 numaralı parsellere eklenerek adına tescili istemi ile dava açmıştır. Kadastro mahkemesince dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin 220 ada 1 nolu orman parseli içinde kaldığı ve bu parsele ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmeyerek 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman kadastro tutanaklarının olduğu gibi tapu kütüğüne aktarıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Görevsizlik kararı Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/12/2011 gün ve 2011/15256 – 15027 sayılı ilâmıyla onanarak kesinleştikten sonra dosya sulh hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Sulh hukuk mahkemesince davanın kabulüne, çekişmeli 220 ada 1 nolu parsel içinde kalan taşınmazın 21/09/2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 159 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiş, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/06/2013 gün ve 2013/2204-7197 sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, H.M.K’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü bulunmaktadır. Temyize konu dosyada ise, mahkemece hükmün sonuç kısmında "dava konusu 220 ada 1 nolu parsel içinde kalan taşınmazın 21/09/2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 159 adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tesciline” karar verilmiş olup, mahkemece kabul edilen kısmın taşınmazın hangi bölümüne isabet ettiği ve yüzölçümünün belirtilmemiş olması nedeniyle, açık ve infaza elverişli olmadığından anılan maddeye aykırıdır. Bununla birlikte, mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesine rağmen, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı ile birlikte çapı da getirtilmemiştir. Tapu iptali ve tescil davasında iptale konu taşınmazın çapı ile birlikte tapu kaydı ve tüm dayanaklarının dosyada bulunması zorunludur.] denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sora; kadastro bilirkişilerinin 01/11/2013 tarihli krokili ek raporunda 220 ada 1 nolu parsel içerisinde kalan ve (A) harfi ile gösterilen 3198,82 m2"lik kısmın karar kesinleştikten sonra tapu müdürlüğünde tescil işlemi sırasında ...Köyü 159 adaya son parsel numarası verilerek (A) harfi ile gösterilen ve yüzölçümü 3198,82 m2"lik kısmın 159 adanın toplam yüzölçümü olan 67141,81 m2"ye eklenerek 21/09/2012 tanzim tarihli krokili raporunda belirtildiği gibi kargir ev ve bahçe vasfıyla Şakir oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 25.01.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 01.12.2006 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmeyen, daha önce orman kadastrosu yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece oluşturulan hüküm kısmının infaza elverişli ve açık olması gerekirken, gereksiz yere infaz sırasında tapu müdürlüğü tarafından re"sen dikkate alınacak hususların tereddüt oluşturacak şekilde hüküm yerinde yazılması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının bir numaralı bendi tamamen kaldırılarak, bunun yerine, “... İli, ... İlçesi, ... Köyü 220 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan ve kadastro bilirkişilerinin 01/11/2013 tarihli krokili ek raporunda (A) harfiyle gösterilen 3198,82 m²’lik bölümün tapu kaydının iptaliyle ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle kargir ev ve bahçe niteliğiyle ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/06/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.