3. Hukuk Dairesi 2013/8801 E. , 2013/10477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalının boşandıklarını, davalı lehine 250 TL yoksulluk nafakasına müşterek çocuk için 300 TL, iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin marangoz atölyesinin, Konaçık Belediyesi tarafından yıkıldığını, halen işsiz olduğunu, davalının ..."dan emekli olup, 700 TL emekli maaşı aldığını, bu nedenlerle davalıya takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için hükmedilen 250 TL iştirak nafakasının 100 TL indirilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için verilen 250 TL iştirak nafakasının 100 TL"ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
TMK’ nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Bundan ayrı olarak; TMK.327.maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" denilmektedir.
Somut olayda; müşterek çocuk için belirlenen iştirak nafakasının üzerinden dava tarihine kadar 5 yıla yakın zaman geçmiştir. Bu zaman içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Paranın alım gücü en azından enflasyon oranında da azalmıştır.
Tarafların sosyo-ekonomik durumlarının araştırılması sonucu; davacının nafakanın artırıldığı tarihte aktif olarak çalıştığı, ancak bilahare 15.03.2010 tarihinde emekli olmakla maaşının azaldığı, evlendiği eşinin ev kadını olması nedeniyle yükümlülüğünün arttığı, davalının ise ...’dan 720,00 TL emekli maaşı, babasından dolayı 250,00 TL yetim maaşı aldığı, intifa hakkı annesine ait evinin bulunduğu, reşit 3 çocuğu ile birlikte ablasına ait evde oturduğu anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda boşanma davasından sonra davacının emekli olması nedeniyle gelirinin azaldığı, davalının ise ihtiyaçlarını büyük oranda karşılayacak sabit gelire sahip olduğu anlaşılmakla hakkaniyet uyarınca yoksulluk nafakasının uygun bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının çocuğun artan ihtiyaçları gözönünde tutularak indirime tabi tutulmaması gerekirken aylık 100 TL"ye indirilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.