1. Hukuk Dairesi 2021/2164 E. , 2021/5894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVALILAR : ... V.D.
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, tazminat ve tenkis davası sonunda, Yerel Mahkemece 17 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, 1 numaralı bağımsız bölümün tapu maliki ...’ın iyi niyetli olduğu gerekçesiyle onun yönünden davanın reddine, 1 numaralı bağımsız bölüm için 138.000 TL’nin davalı ...’ten tahsiline (48.000 TL için dava tarihinden, 90.000 TL için ıslah tarihinde itibaren faizi ile birlikte) karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, mümkün olmadığı takdirde bedel, onun da mümkün olmaması halinde tenkis istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan annesi ...’nın maliki olduğu 48 parsel sayılı taşınmazdaki 17 numaralı bağımsız bölümü ve 15 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümü mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak davalı oğlu ...’e temlik ettiğini, ...’in de 1 numaralı bağımsız bölümü davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek, 17 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, 1 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa bedelin tahsiline, o da olmazsa tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ... mirasbırakanın en değerli iki taşınmazını iki oğluna devrettiğini, davacının uyuşturucu bağımlısı olduğunu, annesi ile hiç ilgilenmediği gibi hem annesinin parasını aldığını hem de beyin kanaması geçirdiğinde onu bırakıp kaçtığını, annesinin ihtiyacı halinde onun için kullanacağını bildiği ve bakımını yaptığı için taşınmazları kendisine devrettiğini; davalı ... ise, iyi niyetli olduğunu, taşınmazı banka kredisi ile satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle 17 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının davacının miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, 1 numaralı bağımsız bölümün tapu maliki ...’ın iyi niyetli olduğu gerekçesiyle onun yönünden davanın reddine, 1 numaralı bağımsız bölüm için 138.000 TL’nin davalı ...’ten tahsiline (48.000 TL için dava tarihinden, 90.000 TL için ıslah tarihinde itibaren faizi ile birlikte) karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Her ne kadar, 1 numaralı bağımsız bölümün bilirkişilerce keşfen tespit edilen dava tarihindeki rayiç değeri (322.400,00 TL) üzerinden davacının payına (1/2) isabet eden (166.200,00 TL) değerin davacıya ödenecek bedel olarak kabul edilmesi gerekirken temlik tarihindeki değer üzerinden davacının payına isabet eden değerin kabul edilmesi ve eldeki davanın haksız fiil niteliğindeki muris muvazaasından kaynaklandığı dikkate alınarak hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken bir kısım bedel yönünden ıslah tarihi itibariyle faiz uygulanması doğru değil ise de; istinaf aşamasında ileri sürülmeyen bu yöne ilişkin itirazların temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği gözetildiğinde, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsam dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazların tümünün dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras paylarına isabet eden değer olduğu ve vekalet ücretine de bu değer üzerinden nispi oranda hükmedileceği kuşkusuzdur.
Somut olayda, davacı tarafın davalı ...’tan talebinin ... adına kayıtlı olan 1 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olduğu anlaşılmakla, Mahkemece davalı ... lehine davanın reddine karar verildikten sonra, davada kendisini vekille temsil ettiren anılan davalı lehine hükmedilecek nispi vekalet ücretinin de 1 numaralı bağımsız bölümün keşfen tespit edilen dava tarihindeki rayiç değeri (322.400,00 TL) üzerinden davacının payına (1/2) isabet eden (166.200,00 TL) değer üzerinden hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2019 tarihli ve 2015/114 Esas ve 2019/312 Karar sayılı ilamının 7. bendinin hükümden çıkarılarak, yerine 7. bent olarak “7-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi hükümleri uyarınca 15.922,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı ..."ye verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, davacı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme sonucu hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.