Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2017/13226 Esas 2017/10811 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/13226
Karar No: 2017/10811
Karar Tarihi: 18.12.2017

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2017/13226 Esas 2017/10811 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, Petrol Kanunu’na aykırı davranmak suçundan dolayı, 1 yıl 8 ay hapis ve 80.00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmış ancak hapis cezası ertelenmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın benzer eylemleri nedeniyle Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin kararının zincirleme suç hükümleri çerçevesinde değerlendirilip değerlendirilmediği ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmeden verilen kararın isabetli olmadığı gerekçesiyle kararın bozulması istemiyle başvuruda bulunmuştur. Kararın detaylı bir şekilde incelenmesi sonucunda, Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin kararı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMUŞTUR.
Kanun maddeleri:
- 5015 sayılı Petrol Kanunu’nun ek 5/1. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51, 52 ve 62. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi
7. Ceza Dairesi         2017/13226 E.  ,  2017/10811 K.

    "İçtihat Metni"

    5015 sayılı Petrol ... Kanunu’na aykırı davranmak suçundan sanık ..."in, anılan Kanun’un ek 5/1., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 ve 52. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ... hapis ve 80.00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51. maddesine göre hapis cezasının ertelenmesine dair Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2012 tarihli ve 2012/106 esas, 2012/1020 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 31.10.2017 günlü kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2017 gün ve KYB.- 2017/618739 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Mezkür ihbarnamede;
    Sanığın farklı zamanlarda gerçekleştirdiği aynı eylemlerinden dolayı, mahkumiyetine dair Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2013 tarihli ve 2012/138 esas, 2013/466 sayılı kararının, sanığın aynı mahkemenin yukarıda anılan 2012/106 esas sayılı dosyasındaki benzer eylemi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği cihetiyle bozulmasına dair Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 05/05/2016 tarihli ve 2014/28132 esas, 2016/6792 sayılı ilamını müteakip, dosyanın aynı mahkemenin 2016/310 esas numarasına kaydedilerek yargılamanın halen derdest olduğunun anlaşıldığı, sanığın anılan iki davadaki eylemlerinin suç tarihlerinin 25/02/2012 ve 02/03/2012, iddianame tarihlerinin ise 09/03/2012 ve 13/03/2012 olduğu, Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2012 tarihli kararına konu iddianame tarihinin 09/03/2012 tarihi olup tüm suç tarihlerinden sonra olduğu, benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 16/06/2016 tarihli ve 2014/29378 esas, 2016/8441 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; sanığın eylemlerinin benzer mahiyette bulunduğu anlaşılmakla, bahse konu dosyaların birleştirilip, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlenip işlenmediği ve sanık hakkında 5237 sayılı Kanun"un 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Suruç Asliye Ceza Mahkemesinin 18.10.2012 tarihli ve 2012/106 Esas, 2012/1020 Karar sayılı kararının CMUK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, 18.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.