14. Hukuk Dairesi 2016/17401 E. , 2020/7548 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/11/2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesinin verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.12.2006 tarih ve 2006/1739 Esas 2006/2007 Karar sayılı ilamında, 19.10.1942 tarihinde dul ve 4 çocuklu olarak vefat eden kök muris ...’in kanuni mirasçıları belirlenirken Makbule .....’in evlatlık olduğu gerekçesiyle mirasçılarının ismine de yer verildiğini ancak 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinden önce evlatlık müessesi olmadığından ....’in mirasçı olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu belirterek anılan mirasçılık belgesinin iptaliyle yeni mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar ile davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili ile davalı hazine vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı hazine vekilinin tüm, bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir
2- Bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Murisin ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 17/2/1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin; “Malların itası” kenar başlıklı 538. maddesinde, “Vasiyetnamede mirasçı nasbedilmiş olup da hakları kanuni mirasçılar yahut tarihi mukaddem bir tasarruf ile lehlerine teberru vaki olanlar tarafından sarahaten itiraza uğramayan kimseler, tebliğ tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonra mirasçılık sıfatları hakkında ellerine resmi bir vesika verilmesini sulh hakiminden isteyebilirler. Her nevi butlan ve miras sebebi ile istihkak davaları hakkı mahfuzdur.”
"Mirasçılar" kenar başlıklı 539. maddesinde, "Miras açılınca, mirasçılar onun tamamına sahip olurlar. Kanunda açıkça yazılı haller müstesna olmak üzere, mütevaffanın alacakları ve bilcümle hakları ve zilyed bulunduğu malları, mirasçılarına intikal eder ve bu mirasçılar müteveffanın borçlarından şahsan mesul olurlar.
Mansup mirasçıların iktisabı, kendilerini nasbeden muteveffanın vefatından başlar. Kanuni mirasçılar, zilyedlik hükümlerine tevfikan mansup mirasçıların hisselerini teslime mecburdurlar." hükümleri yer almaktadır.
Somut olaya gelince, toplanan delillerden kök muris ...’in 19.10.1942 tarihinde dul ve 4 çocuklu olarak öldüğü, çocuklarından ...’in 18.03.1968 tarihinde evli ve çocuksuz olarak öldüğü, eşi ...’in 15.05.1975 tarihinde dul ve çocuksuz olarak öldüğü, İstanbul 4. Noterliği’nin 11.07.1935 tarihli 7782 yevmiye numaralı belgesine göre Karesi İkinci Mahkemesi’nin Hicri 29 Recep 1343, Miladi 23 Şubat 1925 tarihli kararın aslının tasdik edildiği, mahkeme kararına göre .... tarafından ...’in evlat edinilmesine (manevi evlatlığına) karar verildiği, Bandırma Noterliği"nin 28.01.1970 tarihli 1104 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile ...’in tüm malvarlığının ...’e kalmasını vasiyet ettiği, Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1975/13 sayılı Tereke dosyasında da ...’in 1970 tarihli vasiyetnamesinden dolayı ...’in ...’in mirasçısı olduğuna karar verildiği görülmüştür.
743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlüğünden önceki hukukumuzda evlat edinmeye(tebenni) hukuki sonuç doğran bir kurum olarak yer verilmemiştir. Kişilerin yanlarına alıp büyüttükleri çocuklar manevi evlat olarak nüfus siciline kayıt edilmiş olsalar bile bu olgu, manevi evlada miras hakkı tanınmasına yol açmaz (Y.2.H.D.nin 01.11.1937 gün 2856-3800 sayılı, 28.05.1971 gün 3316/3466 sayılı kararları). Medeni Kanunun yürürlüğünden önce evlat edinme müessesesi bulunmadığından, eski hukuk zamanından gelen “manevi evlat” kaydının hukuki dayanağı yoktur. Mahkemece; ...’in, ...’e manevi evlatlığından dolayı kök muris ...’e mirasçı olamayacağına ilişkin tespit ve değerlendirmelerinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de dosya içerisinde bulunan Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1975/13 sayılı Tereke dosyasındaki Bandırma Noterliği"nin 28.01.1970 tarih 1104 yevmiye numaralı vasiyetname ile bu vasiyetnameden dolayı ...’in ...’in mirasçısı olduğuna ilişkin kararın değerlendirilerek, sonucuna göre ...’in kök muris ...’in mirasçısı olup olmayacağına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı hazine vekilinin tüm, bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2.) bent uyarınca bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.