MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-j-son, 35/2, 62, 52/2, 63 maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Somut olayda, sanığın, müşteki ..."in nufus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle elde ettiği belge ile bankaya başvurup 10.000.TL kredi talebinde bulunduğu bankanın sanık hakkında yaptığı araştırmada belgenin gerçek olmadığı anlaşılarak olayın zabıtaya bildirilmesiyle sanığın parayı alamadan yakalandığı anlaşılmakla, mahkemenin sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. 5271 sayılı CMK’nın 216. maddesindeki düzenleme uyarınca kovuşturmanın sona erdirilmesi, hükmün tesis ve tefhimine geçilmesinden önce son konuşan tarafın hazır bulunan sanık veya müdafii olması gerektiği, hükmün verildiği 26/11/2013 günlü oturumda sanık müdafinin hazır olmadığının tutanağa geçirildiği ve yargılamanın bittiğinin bildirilmesini müteakip sanık müdafinin hükmün açıklanması sırasında geldiğinin tutanaktan anlaşıldığı, bozmadan önce yapılan yargılamada sanığın müşteki ..."e yönelik eylemi nedeniyle kurulan hükümde verilen sonuç adli para cezasının 16.600 TL olduğu gözetilerek, tebliğnamede savunma hakkının kısıtlandığı ve CMK 326/son maddesine aykırı karar verildiği gerekçesiyle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.