Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/9215 Esas 2013/12591 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9215
Karar No: 2013/12591
Karar Tarihi: 16.09.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/9215 Esas 2013/12591 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kayden maliki olduğu bir taşınmazdaki bağımsız bölümün satışı için davalılarla sözleşme yapmış ve tapuda işlem gerçekleştirmişti. Ancak bir bono bedelinin ödenmemesi sonrasında davacı, hile nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştu. Mahkeme, olayda hile unsurunun bulunmadığına karar vererek davayı reddetti. Ancak, taşınmazın satışında ödenmeyen bono bedeli olduğu gerçeği göz önüne alındığında mahkemenin kararının hatalı olduğu ortaya çıkmaktadır. Kanun maddeleri: TTK m. 192, 210, 211, 214, 258.
1. Hukuk Dairesi         2013/9215 E.  ,  2013/12591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen davada,
    Davacı, kayden maliki olduğu 406 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 11 numaralı bağımsız bölümün davalı ..."e satışı için kızı ve vekili olan diğer davalı ... ile 18.03.2008 tarihli harici bir sözleşme yaptıklarını, sözleşme uyarınca 10.000,00 TL kaparo aldığını, kalan miktar için de 17.04.2008 ve 01.09.2008 tarihli iki adet bonoyu davalı ..."nın babasına vekaleten imzalayıp kendisine verdiğini, resmi temlik işleminin 16.04.2008 tarihinde tapuda gerçekleştirildiğini, bu aşamada da davalı ..."nın babası adına vekil sıfatıyla hareket ettiğini, ancak 01.09.2008 tarihli ve 30.500 EURO bedelli bono bedelinin vadesinde ödenmediğini, tahsili için ihtiyati haciz kararı alınmış ise de borçlu asil ..."in vekili olan kızana verdiği vekaletnamede bono tanzim yetkisinin bulunmadığından bahisle ihtiyati haciz kararına itiraz ettiğini, mahkemece de aynı gerekçe ile ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, bu şekilde yanıltıldığını öğrendiğini, baba- kız olan davalıların birlikte hareket ettiklerini, vekil sıfatıyla işlem yapan...da bono düzenleme yetkisi bulunduğu inancını yaratarak taşınmazın devrini sağladıklarını ileri sürerek, hile nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı ... mirasçısı ..., dava konusu taşınmazın eşi olan murise 120.000,00 TL bedelle satıldığını, satış bedelinin 60.000,00 TL sini davacının aldığını, kalan bölüm için de vekil sıfatıyla hareken eden Derya"nın bono düzenleyerek verdiğini, ancak vekaletnamesinde kambiyo senedi tanzim yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle bononun muris bakımından bir borç doğurmayacağını, olayda hilenin bulunmadığını, davacının alacağını diğer davalı ..."dan talep etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ile diğer mirasçı ..., davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece , olayda hile unsurunun bulunmadığı gibi resmi akitte taşınmazın 10.000,00 TL bedelle temlik edildiğinin yazılı olduğu, davacının da tüm alacağını aldığını beyan ettiği ,bu hali ile harici satım sözleşmesinden sonra yapılan resmi akdin aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.


    -KARAR-

    Dava hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,olayda hile unsurunun bulunmadığı gibi resmi akitte taşınmazın 10.000,00 TL bedelle temlik edildiğinin yazılı olduğu, davacının da tüm alacağını aldığını beyan ettiği ,bu hali ile harici satım sözleşmesinden sonra yapılan resmi akdin aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan deliller ile davacının temlik sırasında bedel dışında iradesinin fesada uğratıldığını iddia etmemiş olmasına göre, mahkemenin temlikte hile unsurunun bulunmadığı şeklindeki kabulü kural olarak doğrudur. Ancak, taraflar arasında düzenlenen ve itiraza uğramayan 18.03.2008 tarihli harici satım sözleşmesinde taşınmazın temlik eden davacı tarafından 120.000,00 TL bedel karşılığı satıldığı, bunun 60.000,00 TL sinin davacıya ödendiği, kalan miktar için ise 30.500 EURO bedelli bono tanzim edildiği sabittir.
    Hal böyle olunca, mahkemenin resmi akitte gösterildiği gibi taşınmazın 10.000,00 TL bedelle satıldığı ve satım bedelinin tamamının davacı (satıcı) tarafından alındığı şeklindeki gerekçesi isabetsizdir. Tüm dosya kapsamından ödenmediği anlaşılan 30.500 EURO bedelin lehine temlik yapılan taşınmaz maliki tarafından ödenmesi gerektiği hususunda kuşku yoktur.
    O halde, temlikte hile unsurunun bulunmadığı saptanmak suretiyle davanın reddedilmiş olması bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğrudur.
    Davacının yerinde görülmeyen tüm itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.