Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/29315 Esas 2016/3496 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/29315
Karar No: 2016/3496
Karar Tarihi: 18.04.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/29315 Esas 2016/3496 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıklar, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek dolandırıcılık suçu işlemişlerdir. Katılan ile inşaat işi yapmak üzere anlaşan sanıklar, kalıpları hurdacıya satarak dolandırmışlardır. Mahkeme, delillere göre sanıkların suç işlediği kanısına varmıştır. Ancak, mahkeme kararında, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesi gereğince altsoyları dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde güvenlik tedbirlerinin uygulanması şeklindeki hüküm, kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Yargılama yeniden yapılmamış, hükümler düzeltilerek onanmıştır. Kanunun 157, 52/2-4 ve 53 maddeleri uyarınca sanıklar mahkum edilmiştir. 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi doğrultusunda sanıkların cezaları süresince kendi altsoyuna yönelik velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksun bırakılmaları, cezanın infazı tamamlanana kadar diğer haklarından da yoksun bırakılmaları kararlaştırılmıştır.
15. Ceza Dairesi         2013/29315 E.  ,  2016/3496 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Sanıklar hakkında TCK"nın 157, 52/2-4 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek inşaat işi yaptıklarını söyledikleri katılan ile kalıp-beton işi yapmak üzere anlaştıkları, kalıpları Kadınhanı ilçe merkezinde bulunan ve inşaat alanı olarak gösterdikleri yere katılan tarafından getirilmesini sağladıkları, ertesi gün kaparoyu verecekleri ve işe başlayacağı günü söyleyeceklerini beyan ederek katılanın kalıpların bırakıldığı yerden ayrılmasını sağladıkları ve sonrasında kalıpları hurdacıya sattıkları anlaşıldığından, eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyları dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanıklar hakkında kurulan hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkartılıp yerlerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.