Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4428
Karar No: 2018/13468
Karar Tarihi: 05.07.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/4428 Esas 2018/13468 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/4428 E.  ,  2018/13468 K.

    "İçtihat Metni"



    Tehdit suçundan sanık ..."nin (Her ne kadar kanun yararına bozma talebinde sanık ismi Murat Uçak olarak belirtilmiş ise de; Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 18/03/2010 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı kararına konu tehdit suçunun sanığının, Ahmet Yakut Belli olması ve dosyada başka sanığın bulunmaması karşısında, kanun yararına bozma talebinde sanık isminin .... yerine... olarak yazılmasının maddi hata niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 18/03/2010 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı kararının infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair talebin kabulüne ve sanık hakkındaki infazın durdurulmasına ilişkin anılan Mahkemenin 23/12/2016 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile söz konusu kararın kaldırılmasına ilişkin merci Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 16/01/2017 tarihli ve 2017/6 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 30/05/2018 gün ve 94660652-105-33-7430-2018-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/06/2018 gün ve 2018/48851 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit suçundan sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 18/03/2010 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı kararının infazı sırasında, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair talebin kabulüne ve sanık hakkındaki infazın durdurulmasına ilişkin anılan Mahkemenin 23/12/2016 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile söz konusu kararın kaldırılmasına ilişkin merci Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 16/01/2017 tarihli ve 2017/6 Değişik İş sayılı kararının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Tehdit suçundan sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 18/03/2010 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı kararının infazı sırasında, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin 3. alt bendi gereğince, anılan suçun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının ve buna bağlı olarak merci Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 16/01/2017 tarihli ve 2017/6 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklinde düzenleme karşısında, kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/12/2016 tarihli, 2014/13-194 esas ve 2016/466 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK"nın ""zaman bakımından uygulama"" başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ""suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına""na dair düzenleme ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını"" taşıyan 98/1. maddesinde ""Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir."" amir hükmü uyarınca, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
    02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir. Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık (madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
    Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile "ibaresi madde metninden çıkarılmış, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle fıkraya eklenen ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
    Uzlaştırma CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside
    bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır." denilmiştir.
    Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
    Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında mağdur Fazıl Belli"ye yönelik 13/01/2009 tarihli tehdit eylemi nedeniyle TCK"nın 106/1-1. cümle ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 18/03/2010 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı kararıyla TCK"nın 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, sanık tarafından temyiz talebinde bulunulması üzerine Dairemizin 20/05/2014 tarihli ve 2012/35402 esas, 2014/17338 sayılı kararıyla onandığı, hükmün infazı sırasında Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 23/12/2016 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı ek kararıyla 6763 sayılı Yasa uyarınca hükmün infazın durdurulmasına karar verildiği, anılan ek karara Cumhuriyet savcısı tarafından süresinde itiraz edildiği, merci Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 16/01/2017 tarihli ve 2017/6 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla, 6763 sayılı Yasa uyarınca hükmün infazın durdurulmasına dair
    Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 23/12/2016 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verildiği, sanık hakkında hükmolunan 5 ay hapis cezasının başka hükümlülükleriyle birlikte halen cezaevinde infaz edildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanığa yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığının, her ne kadar uzlaştırma usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceğinin, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağının, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklinde düzenleme nedeniyle kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşılması karşısında; 6763 sayılı Yasa uyarınca hükmün infazın durdurulmasına dair Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 23/12/2016 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, anılan karara yönelik itirazın reddi yerine, kabulüne dair merci Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 16/01/2017 tarihli ve 2017/6 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    1- Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, merci Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 16/01/2017 tarihli ve 2017/6 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- Tehdit suçundan sanık ... hakkında, Silifke Sulh Ceza Mahkemesinin 18/03/2010 tarihli ve 2009/382 esas, 2010/296 sayılı kararıyla hükmolunan ve halen başka hükümlülükleriyle birlikte cezaevinde infaz edildiği anlaşılan 5 ay hapis cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA, sanık ... bu suçun dışında başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu değilse, bu suçtan derhal TAHLİYESİNE,
    3- Bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 05/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi