11. Ceza Dairesi 2017/2951 E. , 2021/4192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 21/01/2013 tarihli 2013/4253 Esas sayılı iddianamesi ile mütalaaya uygun olarak sanık ... hakkında 2011 yılı, sanık ... hakkında ise 2010 yılı için sahte fatura düzenleme suçlarından da kamu davası açıldığı, buna karşılık Mahkemece bu suçlardan hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, mahallinde her zaman hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
... Müşavirlik Haz. Ltd. Şti"nin yetkilisi olan sanıklardan ... hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme, sanık ... hakkında ise 2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu davalarında; sanık ..."nun savunmasında, suça konu faturaları düzenleyen işletmenin sahibi olduğunu, ancak şirketteki hisselerini devrettiğini sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını şirketin diğer ortağı olarak görünen sanık ..."ı tanımadığını beyan etmesi; sanık ..."ın ise ayakkabı boyacısı olduğunu suça konu şirketi hiç bilmediğini diğer sanığı tanımadığını belirterek atılı suçlamayı reddetmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
1- Suça konu fatura asıllarının, kullanan şirketler veya vergi dairesinden sorulmak suretiyle temin edilerek dosyaya getirtilip sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, ayrıca suça konu şirketin ortağı olarak görünen ... ve ..."ın açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekilme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
2- ... ve ..."ın da faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde sanıklar ile bu kişilerin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ya da ... ve ..."a ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
4- Varsa şirket muhasebecisinin adres bilgilerinin tespiti ile CMK 46/1-c maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılıp tanık sıfatıyla dinlenerek, sanıkları tanıyıp tanımadığının, muhasebe işlemlerinin yürütülmesinde kiminle muhatap olduğunun, kimin talebi üzerine şirketin muhasebesini tutmaya başladığının, şirket işlerini fiilen kimin yürüttüğünün sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
5- Kabule göre de;
a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanıklar hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçları yönünden suç tarihlerinin 2010 takvim yılı bakımından en son aralık ayında 2011 takvim yılında ise ocak ayında matrahlı KDV beyannamesi verilmesi nedeniyle en aleyhe yorumla “31/12/2010” ve “31/01/2011” olduğu gözetilmeden gerekçeli karar başlığına “2010” ve “2011” şeklinde yanlış gösterilmesi yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş; katılan vekilinin, sanık ... müdafiinin ve sanık ..."ın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
24/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.